"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yetişkinler kış okuma programı

Sami CEBECİ
30 Aralık 2015, Çarşamba
Risale-i Nur Külliyatı, bu ülkede çok zor şartlar altında ve Kur’ân yazısının devlet eliyle yasak edildiği bir dönemde telif edildi.

Ancak inayet-i İlâhî altında olan Nur Risalelerini okuyan Nur Talebeleri, 1948 yılına kadar, Afyon savcısının beyanına göre altı yüz bin nüsha yazılan eserlerin, Türkiye sathında yayılmasına hizmet ettiler.

Asrın sahibi ve zamanın sesi olan Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’un telifine, teksirine, tashihine ve devamlı okunmasına çok dikkat ediyor ve hassasiyet gösteriyordu. Zira Nurların okunması, mütalâa ve müzakeresi hem ilim, hem ibadet, hem zikir, hem fikir, hem tebliğ ve cihad gibi daha nice mânâları içinde barındırıyordu. Bundan dolayı, o zamandan bu zamana Nur Talebeleri, Nur Risalelerini okumayı, anlamayı, yaşayıp başkalarıyla paylaşmayı, hayatlarının en önemli gayesi bildiler.

Isparta ve civarı ilçe ve köylerinde, Nurların el yazısıyla çoğaltılıp yayılmasında Sav Köyü’nün ayrı bir yeri vardır. Bediüzzaman’ın “Mübarekler Heyeti” olarak isimlendirdiği bu köyde, bin kalemle herkes risaleleri yazmakla meşguldür. Bir gün bu köyden bir grup Nur Talebesi ağabey Üstadı ziyarete giderler. Sohbetin bir yerinde Bediüzzaman sorar: “Kardeşlerim! Risaleleri okuyabiliyor musunuz?” Kimseden ses çıkmaz. Eğer “Yazabiliyor musunuz?” diye sorsa, “Evet Üstadım! Bütün köy ahalisi ile hepimiz yazıp çoğaltıyoruz” diyeceklerdi, fakat Üstad “Okuyabiliyor musunuz?” diye soruyordu. Sorusuna cevap alamayan Bediüzzaman, “Fesübhanallah! Günde elli sayfa olsun okumuyor musunuz?” diye tekrar sorar. Yine cevap alamayınca, sayfa sayısını birkaç kez azaltarak sorar. İçlerinden birisi, “Üstadım! Biz risaleleri yazıp çoğaltıyoruz, ama anlamak maksadıyla okumaya zaman bulamıyoruz.” der. Bunun üzerine Üstad “Peki kardeşlerim! O zaman size kolay bir yol göstereyim. Siz her sabah namazdan sonra ve işe gitmeden önce, risalelerden birisini elinize alın, şöyle bir açın ve kapayın, ondan sonra işe gidin” der. Bundan maksadı, kişiye kitabı eline aldırmaktır. O zaman nasıl olsa biraz okuma ihtiyacını hissedecektir.

Epey zamandır meşveret zeminlerinde, yeterince Risale okuyamamaktan dert yanıldığını hepimiz biliyoruz. Ama her seferinde sadece dert yanmanın bir faydası olmadığı da bilinen bir gerçektir. 

Çin atasözünde “Karanlıktan şikâyet edeceğine, kalk da bir mum yak” denilir. Elbette bir şekilde cemaatimiz Risaleleri okuyor. Ancak kitap ve sıra takip ederek yeterli miktarda okuyamamaktan dert yanılıyor. Meşveret heyetleri organizatörlüğünde yapılacak bir takım okuma programları, daha disiplinli okumalara bir anahtar vazifesi görebilir. Bazı hizmet mahallerinin yaz ve kış okuma programları buna örnek gösterilebilir. Öğrenci programları yanında, yetişkinler için de buna ciddî ihtiyaç var.

Bu cümleden olarak, Denizlili kardeşlerin organize ettiği bir kış okuma programı için, dâvet üzerine Antalya’daydık. 25-26-27 Aralık tarihlerinde, 2015 yılının son toplu okuma programını birlikte gerçekleştirdik. Nezih bir ortam olan binanın konferans salonu, her namaz öncesi ve sonrası, katılan elli kardeşimizin okuma programına tahsis edilmişti. Bir bölümden de hanım kardeşler dersleri takip ediyordu. El-Hüccetü’z-Zehra ortak ders kitabımızdı. Şahsî okumalar ve ortak derslerle dolu dolu geçen üç gün, tam bir manevî enerji depolama vesilesi oldu.

Bazı kardeşler duygularını şöyle ifade ettiler:

Nizamettin Haktanır: “Bu güzel uhrevî beraberlik için çok teşekkürler. Vesile olan ve emeği geçen herkese teşekkürler. Rabbim tekrarını nasip etsin, âmin.”

Durmuş Ali İnci: “Allah cümlemizden razı olsun. Risale-i Nur’un hârikulâdeliğine bir daha şahit olduk. Allah yeni programlarda buluşmayı nasip etsin. Herkese teşekkürler.”

A. Tahsin Tola: “Ben de sebep olanlara teşekkür etmek istiyorum. Üzerimdeki ataleti atmaya vesile oldu. Bütün katılanlardan ve destek verenlerden Allah razı olsun.”

Ramazan Kılıçoğlu: “Gerçekten çok faydalı bir program oldu. Allah daha nice böyle programlar yapmayı hepimize nasip etsin.”

Böyle programlara müsait olmayan mahaller, kendi hizmet merkezlerinde, hafta sonları dört beş saat topluca bu tarz okumaları birlikte yapabilirler. Hem Risale okumalarına hız kazandırır, hem de aramızdaki kardeşlik ruhunu canlandırır. Tesanüdümüze kuvvet katar. Buna da gerçek anlamda ihtiyacımız var.

Okunma Sayısı: 2040
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı