Gerilim anları ve geçen zaman içinde güzel gelişmeler olarak, bir karpuz kesmenin ne kadar önemli olduğunu, hanımların yaptığı Risale-i Nur sohbetinde güzel gelişmelerin olduğu, oldukça dikkat çekici soruların sorulduğu ifade edildi. Bunlar da işin güçlükler içindeki güzel gelişmeleriydi. Acaba bu zorunluluk durumu olmasaydı, bu karpuz bu kadar lezzetli olur muydu ve bu sohbet bu kadar etkili dinlenir miydi, bilinmez.
GEZİ: Gürcistan ve İran Gezi Notları - 5
Sebahattin YAŞAR
Tebriz halkında Türkiye sevgisi hakim
Tebriz çarşıları çok hareketli. Alış veriş yapılacak eşyalara göre çarşılar şekillenmiş. Kim ne arıyorsa o çarşının olduğu yere gitmesi gerekiyordu. Derken burada bazı esnaflarla tanıştık, alış veriş yaptık. Kartlarını aldık. Hemen dikkatimizi çeken şey, yardım ve ikram severlikleri. Dükkana girdiğinizde hemen bir şeyler ikram etmek istiyorlar. Sonra öğrendik ki, özellikle Türkiye’ye karşı sıcak bir duygu var. Yemek ikram etmek istiyorlar, daha da tanıdıklarında evlerinde ağırlamak istiyorlar. Bu, bu şehrin belirgin bir özelliği imiş. Bunu çok kısa bir zaman içinde bile hissedebiliyorsunuz. Yani tabii ki, yarım günlük bir geziden ne anlaşılırsa biz de ancak o kadarını anlıyoruz. Ayrıca yine bu şehrin bir özelliğinin, dilencisi olmayan şehir olduğunu öğreniyoruz. Yani bu herhalde kendi insanlarından dilenen yok anlamındadır.

Tebriz şehir merkezinde değişik sembolik çalışmalarla kitaba, kültürel unsurlara dikkatler çekilmiş.
Bir gece iki gündüzden oluşan bir ziyaretle komşu ülkemiz İran’ın Tebriz şehrinde, yarım günde hızlı bir tanışma gerçekleşmişti. Belirlediğimiz saat geldiğinde dönüş yolculuğumuz başladı. Hızlı görüşmeler ve ayrılıklarda hep bir şeyleri oralarda bırakmış gibi, hep geri dönüp bakası geliyor insanın.
Yolda yolculuk ekibinin organizatör, şoför gibi unsurların ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Uygun olduğu için otobüsün jantlarını değiştirmeye kalkan şoför, kırk dakikada biter diyerek başladığı işlem dört beş saat sürünce, sabırlar zorlandı. İlginç olan ise bu güç şartlarda herkes birbirini teselli ediyor, sabır telkin ediyordu. Yani herkes birbiri için dengeleyici bir pozisyon almıştı.

Güzel dinlenme tesisleriyapılabilse, bu harikamanzaları görmek için kimbilir nice kafileler bumekanlara gelecekler. Tabişu terör belasının da artık ömrünün bitmesi lazım.
Nitekim bu zor şartlardaki lastikçi dükkanının önünde geçen saatlerde herkes neticede insan olduğunu, aciz olduğunu, kendini kasmanın, insanları şöyle veya böyle görmenin bir anlam ifade etmediğini bizzat yaşamış oldu. Tabii bazıları bu kadar insanı neden böyle bekletiyorsunuz, buna hakkınız yok derken, bazıları da sürece tabi olarak, idarecilerimizin vardır bir bildiği anlayışıyla, hiç sesini çıkarmadan sürece tabi oluyordu.
Tabii bu gerilim anları ve geçen zaman içinde güzel gelişmeler olarak, bir karpuz kesmenin ne kadar önemli olduğunu, hanımların yaptığı Risale-i Nur sohbetinde güzel gelişmelerin olduğu, oldukça dikkat çekici soruların sorulduğu ifade edildi. Bunlar da işin güçlükler içindeki güzel gelişmeleriydi. Acaba bu zorunluluk durumu olmasaydı, bu karpuz bu kadar lezzetli olur muydu ve bu sohbet bu kadar etkili dinlenir miydi, bilinmez.

Gezi arkadaşlşarımızdan Enes,Tebriz'de Arapmimarisinin tipik özelliği olan bir Cami önünde bir hatıra resmiçektirmiş.
Bir ülkedeki hayatın nasıllığı, sınır kapılarında anlaşılıyor
Tekrar girdiğimiz İran sınır kapısından çok yönlü özlediğimiz ülkemize döndük. Burada dönüş esnasında yine dört beş saatlik bekleme ayrı bir imtihanımız oldu. Türkiye tarafında bir oturma yerinin bile bulunmaması, mescidin metruk bir ortamda bulunması gibi olumsuz şartlar hiç de Türkiye’ye uygun bir görüntü arz etmiyordu. Yine sınır kapısı olduğu için İran’dan alınan kaçak sigara gibi durumların yaygın bir görüntü taşıması uygun değildi. Neden buralarda insanca dinlenme mekanları, temiz ibadet ortamları ve şeffaf, güvenilir işlemler yürüten görevliler yer almasın ki? Bu yakışık almayan durumlar, yabancılar açısından ülkemiz üzerinde olumsuz bir etiket almaya sebep oluyor.

Tebriz'de ve Sagu şehrinde park yerlerinde vatanları için şehit olanların büstleri yapılmış ve isimleri yazılmış.
Kapıdan çıktıktan sonra, Doğubayazıt’ta yemek ve alış veriş için belli bir zaman verilecek insanların bu ihtiyaçları da giderilmiş oldu. Yemeklerimizi ne çok özlediğimiz, şehirlerimizin iyi şartlarının ne kadar çok şükre vesile olduğu anlaşıldı. Gürcistan ve Tebriz bize şunu hatırlattı ki, Türkiye şartlarına şükretmek için buraları görmek, ama daha iyi şartlar için de adımlar atmak gerektiği anlaşılıyordu.
Türkiye tabiat olarak olağanüstü güzellikler diyarı
Artık evlerimize dönüş yolundayız. Yine yol boyu geze geze gitmek istiyoruz. Van’a doğru önce Muradiye Şelalesine uğruyoruz. Burada ikindi namazımızı kılıp, sonrasında Van şehrine doğru ilerliyoruz. Van gölü, Vanlıların deyimiyle Van denizi hakikaten büyüleyici bir güzellikte. Akşam saatlerinde gün batımı ile oluşan deniz, güneş birlikteliğiyle an be an gözümüze rızık olan manzaralar daha bir insanı etkiliyordu. Herkesin telefonunda onlarca, yüzlerce bu anları ölümsüzleştirmek için kayıtlar bulunduğu dikkatlerden kaçmadı. Van Kalesi gezimiz, saatimiz geciktiği için sadece kaleye bir uğramak şeklide oldu. Burada da fotoğraflar çekildi. Grubumuzdaki Nur talebeleri, Bediüzzaman’ın Van Kalesindeki, düşme anında yaşanan ‘Davam’ ifadesini paylaştılar. Elbette herkes kendi birikimleriyle gezdiği yerleri anlamlandırıyordu.

Tebriz yolculuğu esnasında yol boyu,yerleşim yerleriyle karşılaşıyoruz, buralardaki insanlar geneldi Azeri Türkleri,Türkçe konuşuyorlar ve Türkiye'yi çok seviyorlar.Zaten bu durumtabelaya da yansımış.
Yol üzerinde Edremit ilçesinde inip, deniz, güneş birlikteliğinin insanda ulaştırdığı duygularla hatıraları kaydediyoruz. Bitlis civarındaki yemek molamızda artık grubumuzla otobüste son konuşmalarımız yapılıyordu. Helalleşmeler, etkilenilen durumlar, tenkitler bir bir paylaşıldı. Otobüs yolculuğumuzda bir küçük Risale-i Nur dersi ile ‘bismillah’ bahsi okundu ve sonrasında mikrofonda gezi boyunca yaşananlar, hatıralar ve yorumlar paylaşıldı. İsteyen herkese söz hakkı verildi. Zaten ortak etkilenme durumları veya herkesin yorum ve düşünceleri, paylaştığı fotoğraflar gurubun whatsapp sayfasına yansıyabiliyordu.

Tebriz yol boyu küçük esnaf süs eşyaları, küçük heykeller bir şeyler satabilme derdinde. Halkın genel durumun fakir birvaziyette.
Güçlükler, hatıraları daha bir anlamlı kılıyor
Tabii ki, yolculuğumuz boyunca her şey güllük gülistanlık olmadı. Elliye yakın insanın bulunduğu bir ortamda elbette elli çeşit değişik problem de olabilecekti. Organizasyondan, katılımcılardan, kalınan yerlerden, yollardan, imkânlardan kaynaklı pek çok problemler sekiz günün tuzu biberi oldu. Böyle birlikteliklerde insanlar daha iyi tanınıyor. Tahammülü, sabrı, asabiyeti, yardımseverliği, cömertliği, dostluğu, dürüstlüğü gibi onlarca noktada insan kendini gösteriyor.
Kültürel farklılığı ne olursa olsun temelde inanç dokusu sağlam olan insanımız, toplumsal değerleri çiğnememek kaydıyla her türlü farklılığa da hoşgörülü yaklaşıyor. Nitekim gerek gezi sürerken ve gerekse dönüş yolunda gezi ile ilgili değerlendirmelerini aldığımız yol arkadaşlarımız, oldukça dikkat çekici tespitler yaptılar.
Böyle geziler doğrusu alışkanlıkları terk etmeyi netice veriyordu. Düzenin bozulması, günlük rutinlerin değişmesi insanı etkiliyordu. Nitekim aynı durum yediğimiz yemekler için de geçerliydi. İnsanın alıştığı lezzetlerden, nimetlerden, tatlardan ayrı kalması ve aradığını bulamaması, imkânsızlıklar her gün önümüzde olan ama fark etmediğimiz nimetlerin kadrini, kıymetini anlamayı netice veriyordu. Mesela düşünün ki sabahleyin kahvaltıda domates, zeytin bulamamak nasıl bir şey, insan yaşayınca öğreniyor ve dönünce de o zeytin, o domates, o salatalık daha bir lezzetli hale geliyordu. Yaşananlar ne olursa olsun, yapılan faaliyetin pozitif tarafı daha baskın geliyordu. Böyle renkli bir geziden döndükten sonra epeyce bir kendine gelemiyor insan. İnsanınıza, şehrinize, değerlerinize bakışınızda, ezan gibi, bayrak gibi yüksek değerlerinize bakışınızda ciddi bir tazelenme, yenilenme kendini gösteriyor.

Türkiye'nin her bölgesinde tadına doyum olmayan manzaralarıyla insanın duygularını coşturan nice güzellikler var. Dönüş yolunda Van Edremit'te gün batımını hatıraya katmak için adeta insanlar birbiriyle yarıştı.
Geziler tanışmaya vesile
Değerlendirme konuşmalarından anlaşılın şu ki, geziye katılan herkes bu programdan etkilenmiş. Hatta zorluklar, güçlükler işin tuzu biberi olmuş. Kim bilir bu olumsuzluklar yaşanmasa idi, hatıralar daha mı az iz bırakacaktı bilinmez. Doğrusu, insanların birbirini daha yakından tanıması için böyle bir Türkiye karması otobüsle, sekiz günlük Türkiye, Gürcistan ve İran turu yapması, çok büyük kazanımlara vesile olacaktır diye düşünüyorum.
Pek çok unutulmaz hatıralarıyla bir gezi daha geride kalıyordu. Tanıştığımız gezi grubumuzdaki arkadaşlarımızla halen grup paylaşımlarımız devam ediyor. Helalleşmelerin, hal hatıraların devam ediyor olması gezinin derin etkisini gösteriyor. Elbette her yolculuğun kendince şöyle ya da böyle bir hikayesi olacaktı. Başkasını bilemem ama bu iki komşu ülkeye gezimiz bende bu izleri bıraktı.
Kim bilir Doğusundan gittiğimiz Bediüzzaman’ın Kostroma esaret yolculuğunun, ikinci bir gezi programı ile esaret sonrası İstanbul’a dönüş yolculuğu da gündeme alınmış olur ve biz de katılırız. Neden olmasın?
Yeni programlarda, yeni kazanımlarda görüşmek dileğiyle, hepinize muhabbetler.
SON