Kişinin kendini, ailesini, cemaatini öz eleştiriye tabi tutması zordur. Ama bu ayakta durmak için kaçınılmazdır. Alışkanlıkları eleştirmeden geleceğe yürünmez. Tartışılmayan örselenmeye mahkûmdur.
Eleştiriye açık olmak, kişi için, kurum için önünü görmek, noksanını fark etmektir. Kendini aklın denetimine kapatan bitişi başlatır. ‘Bu konuyu tartışmaya açmayalım’ cümlesi, o konuya güvensizlik anlamı taşır ve bu aklı durdurmaktır. Kendini, düşüncesinin dinamiklerini bilmeyen, kendini dışa kapatır. Gelişmelerden ve gelecekten korkar. Oysa şeffaflık ömrü uzatır, zaaflar görülür, tedbirler alınır. Çağ, kendini yenilemeyenleri yutar.
Yüzmeyi bilen için denizin derinliğinin bir önemi yoktur. Çağın gelişmelerini takip eden bir misyon için yenilenme, dâvâ insanının işini kolaylaştırır.
Kadro gençleştirmesi bir vizyon meselesidir. Söylemin ötesinde on yıllar süren bir istihdam geçmişi, tedbiri alınmış bütçeler, süreçte oluşmuş hatıralar, kendi beyin varlığı ve dâvâsı ile bütünleşmiş idealistler topluluğunu kasırgalar bile sarsamaz. Bu tam da dâvâsına inanmışlıktır.
Dâvâ adamı kazanılmaz, yetiştirilir. Dâvâ adamı, dâvâsı kendiyle bitmeyendir. Kendinden sonrasına eleman yetiştirmeyen günü kurtarır.
Bediüzzaman Hazretleri vefatına doğru talebelerine, ‘Korkmayınız, Risale-i Nurlar küfrün belini kırmıştır.’ diyerek, yaşadığı iç huzuru ifade eder. Zübeyir Gündüzalp Risale-i Nur dâvâsı için özel yetiştirilmiş bir dâvâ adamıdır.
Bu, iman hizmetinde de böyledir, üstlendiğiniz hizmetleri yürütecek birini yetiştirmeden, orayı terk edemezsiniz. Durum yazarlar için de öyledir, bir yazar eğer kendi üslûbunda boşluğunu dolduracak bir eleman yetiştirmemişse, orada ciddî bir bencillik akla gelir. Konu akademik dünya için de geçerlidir, bir hoca, peşinden kütüphanesini devredeceği bir eleman yetiştirmemişse o hoca kendine çalışmış denir.
Kişi de olsa kurum da olsa okuyarak, üreterek yenilenmiyorsa, vizyonda örselenmeye, prensiplerde tökezlemeye ve çağın çarklarında ezilmeye mahkûm olur. Yaşla, tecrübeyle işi götürmeye kalkmak, emaneti devredeceği elemanları yetiştirmemek, belki de dâvânın geleceğine ihanettir.
Dâvâ adamı dâvâsının derdindedir; dâvâsı ona hayat verir.