Böyle bir başlığın genelleme içerdiğinin farkındayım.
Bu çok doğru da değil. Çünkü istikametle, sebatla sohbetlerine devam eden, dersleri seven, ağabeylerine saygı duyan, onların varlığından heyecan hisseden, Risale-i Nurları okudukça mana derinliklerine ulaşan pek çok gencimizin varlığını biliyorum. Bu genel başlığın onları incittiğinin farkındayım.
Elbette insan ilişkilerinin bulunduğu ortamlarda insan kaynaklı problemler olmaz değildir. Ama artık gençlerimizin de iletişim noktasında yaşlı insanlardan daha donanımlı olduğunu, zor insanlarla baş etme yollarında daha başarılı olduklarını biliyoruz.
Artık gençler ortamlarda karşılaştıkları problemleri aşmada daha aktif ve daha dinamik olmaları gerektiği açıktır. Bu biraz da o davayı, o ortamı, o insanları kabul etmekle alakalıdır.
Siz bir şeyi benimsemişseniz, elbette o şeye karşı bağınız zayıf değildir. Küçük problemler o bağlı olduğunuz şeye karşı sizi engelleyemez. Sahiplenme derecesiniz nispetinde o engeller sizin bağınızı etkilemez.
İnsanlar aynı davada, aynı sohbet ortamlarında, aynı satırlardan beslenseler de neticede o satırları anlama ve uygulama düzeyi kişiden kişiye değişebilmektedir. Onun için kişilerden kaynaklanan problemleri gerekçe yapıp, ortamla, sohbetle, diğer insanlarla ilişkileri olumsuz düşünmek ve bağı zayıflatmak uygun olmaz. Bu noktalarda gençlerin kişi ve ortamdan kaynaklanan problemlere takılmaları ve hatta o problemlerin giderilmesi için yeni öneriler, bir takım yaklaşım tarzları gündeme getirmeleri onlardan beklenir.
Biraz da karşılaşılan problem kişinin imtihanıdır. Kişiyi olgunlaştırır. Kişiyi uç adımlardan törpüler. Onun için karşılaşılan her problem kötü demek değildir. Belki de hakkınızda kötü bildiğiniz, gördüğünüz şey hakkınızda hayırlı olabilir. Bu açıdan bakmak da önemlidir. Belki de problem bizi eğitiyordur.