"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sevelim, sevilelim; bu bir hizmettir

Sebahattin YAŞAR
09 Ekim 2021, Cumartesi
Malûm, ‘Zaman, cemaat zamanıdır.’ Yalnız kalanın avlanması kolaydır.

Çağ da öyle, ‘Zaman, şah-ı manevî zamanı’. Kim/kimler birlik kuruyor ve devam ettiriyorsa, güçlü olan o/onlar oluyor ve kuralları onlar koyuyor. Güçlü olanın hizmet etmesi kolaydır. ‘Bu zamanda i’lâ-yi kelimetullah maddeten terakki iledir.’ kaidesi, önemli bir gerçeği ifade eder. 

Yine bu zaman, bir dâvâsı olan için, matbuat âlemiyle ilânat zamanıdır. Hakkı, hakikati, güzel ahlâkı; hal (yaşayarak) ve kal (anlatarak) diliyle, bütün âleme neşretmek önemli bir vazifedir. Yaşayarak anlatmak, etkili bir hizmet tarzıdır. Allah’ın dinini ve tevhid inancını yüceltip yaygınlaştırma yolunda gösterilen gayret ve faaliyetler, ‘İ‘lâ-yi kelimetullah’ anlamıyla, mü’minler üzerine farzdır. Kişi için önemli dinamiği, ‘iyilik yapmak ve kötülükten men etmek’ anlamıyla, nefsi terbiyedir. Peygamber Efendimiz (asm); “Büyük cihad, nefsin heva ve hevesine karşı yapılan cihaddır.” demiş ve hakikî mücahidi, ‘nefsine karşı cihad eden’ olarak tarif etmiştir. ‘Kendini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez’. Fertten topluluklara geçiş de böyle, fert fert olgunlaşma ile olmalıdır. Yoksa topluluklar muhteva kaybına uğrar, bekleneni veremez.

Yeni Asya topluluğu, dünyanın her yerindeki okuyucularıyla, yüksek bir heyecan içerisinde gazete, dergiler, kitaplar, Nur medreseleri ve diğer teknolojik imkânlarıyla ‘i’lâ-yi kelimetullah’a hizmet etmektedir. 

Kur’ân’ın tefsiri olan Risale-i Nurlar’ı, insanlığın imdadına her vesileyle yetiştirmeye çalışır. Bu manevî cihadın gereklerini kadın, erkek; çocuk, genç, yaşlı herkese, her vesileyle anlatır. ‘Bu zamanda i’lâ-yi kelimetullah maddeten terakki iledir.’ gereğince, radyo, televizyon, internet gibi imkânlardan bu amaçla yararlanmaya çalışır. Her bir fert, her yaptığı ihlâs ve uhuvvet temelli paylaşımında dinine, imanına, Kur’ân’ına hizmet niyeti, maksadı taşır. Bediüzzaman, ‘Bu zamanın cihadı, muhabbetledir, tahvif (korkutma) ile değildir.’ der. Sevginin gücü, korkutmaktan daha yüksektir. Allah’ın dinine, O’nun Kur’ân ahlâkı olan; severek, sevdirerek hizmet edilmelidir. Mü’minler sevgi ahlâklıdır. Sever, sevilir; ve böylece dinin hakikatlerini de sevdirirler. Sevilmeyenin, dine hizmet iddiası da anlamsızdır. Evet, sevmeden, sevilmeden; sevdirilemez hiçbir şey. Yunus da sevgiye vurgu yapmış, ‘Sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz.’.

Okunma Sayısı: 1068
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    9.10.2021 23:24:50

    Sevmek konusu çok önemli. Hakiki manada sevmekle alakalı ciddi eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Uhuvvet ve İhlâs Risalesi ölçülerini tam olarak riayet edemiyoruz. Üstadımız bahsettiği kainat kardeşliğinden çok uzağız. En küçük mevzuda dava arkadaşına küsen, tavır alan mızmız insanlar gibiyiz. Nefsime baktığımda bunlar görülüyor. Sevgi denildiğinde nostaljide kalmış ya da romanlarda, masallarda bahsedilen mevzuya dönmüş gibi. Bu süreci nasıl tersine çevirebileceğimizi düşünmeli, konuşmalı ve kafa yormalıyız vesselâm...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı