"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni tanıştığımız gençten çalışılacak güzel bir soru!

Sebahattin YAŞAR
07 Mayıs 2018, Pazartesi 00:18
Üniversiteli gençlerle bir kahvaltıda sohbet ediyoruz. Lâfın arasında, ‘En son ne zaman bir kitap bitirdiniz.’ diyorum. Bu zor soru karşısında çoğu soruyu duymamış gibi yapıyor ve zeytine çatal batırmaya uğraşıyorlar.

Aralarından bir tanesi, ‘Hocam reklâm gibi olmasın, ama ben ayda bir iki kitap okurum. Mutlaka bir iki tane de dergi takip ederim.’ diyor. Bir diğeri, ‘Hocam valla okuruz aslında, ama kitaplar çok pahalı.’ diyor. Öteki, ‘Bir dergiye abone olsak, bize harçlık kalmaz hocam.’ diyor. 

Durum anlaşıldı; okuyan da var mazeret üreten de.

Ayda bir iki kitap ve dergi okuyana dönüyoruz; ‘Sen nasıl yapıyorsun bu işi?’ O da başlıyor anlatmaya: “Ben, ayda bir iki kez, bu amaçlı üniversite kütüphanesine gidiyorum. İhtiyacım kadar ödünç kitap alabiliyorum. Kütüphanedeki kitapların pek çoğu yakın geçmişte yayınlanmış kitaplar. Ben de alıp okuyorum. İşimi görüyor. Beni yeniliyor. Gerek bölümümle ilgili ve gerekse genel kültür anlamında haddinden fazla kitap var. Kendini yenilemek ve tekrara düşmek istemeyen için gerekli kitaplar var… Hatta aradığın kaynak kitap orada yoksa, başka bir üniversite kütüphanesinde varsa onu getirtme imkânı sağlanıyor… Ben böyle bir iki işlem de yaptım…”.  

Yine durum anlaşıldı; bazıları kitap okumanın önünde engel tanımıyor. 

Peki ya dergiler? “Hocam, akademik, kültür, san’at, edebiyat, tıp gibi değişik değişik alanlarda yayınlanan onlarca kurumsal veya özel yayın dergileri kütüphanenin raflarında var. Hatta ben Köprü, Genç Yorum, Bizim Aile gibi dergileri yine üniversitenin süreli yayınlarından her ay takip ediyorum. Yani bu tür çalışmalar için öğrencinin para vermesi gerekmez. Hatta şimdilerde sanal kitaplar, sanal dergiler de var. Oradan okunabiliyor.”

Durum apaçık; insan ciddî ihtiyaç hissettiği şeyler için maddî engel de tanımıyor.

Sonra öğreniyorum ki, bizim Abdurrahman Abi, -sizin başka bir abi olabilir- her ay üç dergiden ikişer tane alıp, kütüphane kayıtlarına bağış yapıyormuş. Ne güzel bir hizmet. 

O zaman şu an bütün üniversitesi bulunan şehirlerin üniversite kütüphanelerine birer dergimiz girse, birer yeni çıkan broşürlerimiz girse; o dergilerden birini bir iki öğrenci alıp okusa, o dergileri yine bir iki öğrencimiz gözden geçirse kötü mü olur?

Hatta öğrencilerin barındıkları yurtlara, çıkan bu broşürler bir şekilde ulaştırılsa güzel olmaz mı? Yani yasal yayınlarımız, gençlerin maddî ve manevî hayatlarına olumlu katkı sağlıyor. O zaman o yurtların bulunduğu semtlere giden otobüslerin genç yolcularına dağıtılsa ve bir şekilde o yurtlara o broşürler girse üç beş gencimiz okusa kötü mü olur?

Düşünün ki, güzel hazırlanmış, ‘Bediüzzaman ve Gençlik’ broşürü, bir yolcu öğrenci vasıtasıyla yüzlerce öğrencinin bulunduğu öğrenci yurtlarına ulaşsa, oradaki bilgilerden bir genç evlâdımız istifade etse kötü mü olur?

Geçmişte böyle örnekler olmamış mı? Parklardaki oturan insanlara selâm verip bir broşür takdim edilse ve iki kelâm konuşulsa kötü mü olur?

AVM önlerinde küçük bir masada bir iki saat de olsa izinli tanıtım çalışmaları yapılsa kötü mü olur?

Nerede bu ehl-i hamiyet, Gündüzalp ruhlu genç Nur kahramanları?

Hangi fiilî duâlarımızdan Rabbimize bize kapı aç diyeceğiz?

Güzel dergilerin, kitapların çıkması yetmiyor ki. Üniversiteli gençlerimizden kaçı çıkan yayınlarımızı, broşürlerimizi kendi sınıf arkadaşlarına, hocalarına, idarecilerine götürüyor ve tanıtıyor, onların da okumalarını sağlıyor? Bu aktiviteyi öğrencilerden de önce büyüklerin yapması gerekmez mi? Bu hizmetler yapılmıyor değildir, ama ben yine de ‘diyorum’ işte.

Sonraki günlerde üniversite kütüphanesine gittim, baktım gerçekten Köprü, Bizim Aile ve Genç Yorum dergileri raflardaki yerlerini almışlar. 

Çağ artık kaliteli mal üretmek kadar, onu pazarlama çağı. İçinde hakikatleri taşıyan kitaplar, dergiler ilgili yerlere taşınmazsa, oralarda, şikâyetçi olduğumuz muzır yayınlar meydan alır. Bu herkese düşen bir sorumluluktur. 

Diğer taraftan kitaplarımız üzerine konuşurken yeni tanıştığımız genç, ‘Piyasadaki kitapçılarda neden yoksunuz?’ diye soruyor. 

İşte çalışılacak bir soru da bu. Ne kadar çok yapacak iş var değil mi?

Okunma Sayısı: 2747
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı