İslâm’ın ilk yıllarında iman edenler, müşriklerin ağır işkencelerine maruz kalıyordu. Bu isimlerden biri de İslâm tarihine “ilk müezzin” olarak geçen, kalbi Resûlullah sevgisiyle dolu Hz. Bilâl-i Habeşî (ra) idi.
Bilâl, Allah’a iman ettikten sonra, ne pahasına olursa olsun davasından taviz vermedi. Efendisi Ümeyye b. Halef, onu en acımasız işkencelerle yıldırmaya çalışıyordu: Bazen günlerce aç ve susuz bırakıyor, bazen boynuna ip takıp sokak sokak dolaştırıyordu. Kızgın kumlara yatırıyor, göğsüne ağır taşlar koyuyor, putlara tapmasını istiyor ama Bilâl’in cevabı hep aynı oluyordu:
“Ehad! Ehad! Allah birdir! Allah birdir!”
Bu sabır ve sebat, imanın insana verdiği gücün en büyük örneklerinden biriydi.
Bir gün, Hz. Ebu Bekir (ra), Ümeyye’nin Bilâl’e işkence ettiğini gördü. Ona, “Allah’tan korkmaz mısın? Daha ne zamana kadar işkence edeceksin?” diye sordu. Ümeyye ise, “Onun inancını sen bozdun, madem istiyorsun, satın al da kurtar!” dedi.
Hz. Ebu Bekir, derhal Bilâl’i (ra) satın aldı. Resûlullah Efendimiz, “Onun üzerinde bir hakkın olacak mı?” diye sorunca, Hz. Ebu Bekir, “Hayır ya Resûlallah, onu Allah rızası için âzad ettim.” cevabını verdi ve onu hemen hürriyetine kavuşturdu.
Hz. Bilâl-i Habeşî (ra), Resûlullah Efendimizin has müezzini idi. Bir an olsun onun yanından ayrılmak istemezdi. Efendimiz (asm) vefat ettiğinde, O’na (asm) olan muhabbetinden dolayı Medine-i Münevvere'de kalmaya tahammül edemedi ve oradan ayrılmak istedi. Bu esnada halife olan Hz. Ebu Bekir, yanında kalması için ısrar edince, "Yâ Ebâ Bekir!.." dedi, "Beni, kendin için satın aldınsa yanında tut; yok eğer Allah rızası için satın aldınsa, serbest bırak da Allah yolunda cihada katılayım!"
Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir, kendisine müsaade etti.
(Bizim Aile, Eylül 2025)