"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölmezsen yaşlanacaksın

Sinan Özden
14 Eylül 2019, Cumartesi
İnsan; hayat ile ölüm arasında bir yerde bulunmaktadır.

O, hayatı yaşarken ölüm denen gerçek; her an ensesinde, zamanının dolmasını ve emrin gelmesini beklemektedir. İşte, kimisinin gençken; kimisinin ise ihtiyarken süresi dolmakta ve bu hayata veda edip ötelere (ahirete) yolculuğu başlamaktadır. Peki, insan erken ölmezse bir gün kendisinin de yaşlanacağını neden hiç düşünmez?

Evet, ölmezsek bizler de yaşlanacağız. Her zaman genç, dinamik, her işini rahatça yapabilen, isteklerine kolayca erişebilen bir insan olarak kalmayacağız. Ölüm bize erken uğramazsa yaşlılık uğrayacak… Erken ölürsek de, yaşlanırsak da şu anın kıymetini bilmemiz gerekir. Çünkü öldükten sonra ömrümüzü, yaşlandıktan sonra da gençliğimizi hatırlayacağız. O hatırdan kalbe ya elem gelecek ya da lezzet gelecek. Tabiî işin o tarafı, bize emanet olarak verilmiş şu hayatı; nasıl ve nerelerde geçirdiğimize bağlıdır. Dediğimiz gibi erken ölmezsek bizler de bir gün yaşlılık ile tanışacağız. Elden ayaktan düşüp birilerine muhtaç hale geleceğiz. Bebek gibi hassas ve narin bir ruha sahip olacağız. Çünkü insan, ömründe iki kere bebek ruhlu olur; doğduğunda ve yaşlandığında. Yaşlı insanlara dikkat edin; çok kırılgan, duygusal, bebek kadar muhtaç ve masum olurlar. Yaşlı bir insan hiç kimseye yük olmak istemez. Kimsenin rahatının bozulmasına gönlü razı olmaz. Yaşlı insanlar bu dünyada kendini son bir nefes olarak görürler. O yüzden hiç kimseye yük olmamaya çalışır, kimseyi kırmamaya gayret ederler. Peki, biz neden bu kadar ulvî ve hassas ruhlu insanları incitiyoruz? Beli bükülmüş bu yaşlı insanlara neden bir yük, bir sığıntı olarak bakıyoruz? Onlar da bir zamanlar bizim gibi genç değil miydi? Yaşlandılar diye şimdi onlara bir sığıntı olarak bakmanın, onları hor görüp eziyet etmenin, o narin ruhlarını incitmenin hangi vicdanda yeri vardır? Veyl o insana ki, ihtiyar insanlara eziyet eder, varlıklarını istiskal eder hatta onların ölümlerini arzu eder.

Ailemizde veya çevremizde bulunan ihtiyar insanları bir sığıntı olarak görüp onlara kötü bir şekilde muamele eder, hayatımızı gaflet içerisinde vurdumduymaz bir insan olarak geçirirsek; çark bu sefer zıt yönde döner. Bir de bakmışız ki ölüm gelmeden biz de yaşlanmışız. Bedenimizdeki güç gitmiş, yüzlerimizdeki güzellik kaybolmuş, kendi işlerimizi yapamaz hale gelmişiz, birilerine muhtaç hale gelmişiz… İnsan işte o zaman gençliğinde, sağlığında, ömrünün en güzel yıllarında o yaşlı ana-babalarına veya çevresindeki ihtiyar insanlara hürmet etmeyip, onlara kötü muamelede bulunmuşsa; yaşlandığında da kendisine hürmet eden hiçbir genç/insan bulamaz. Meseleye bir de müsbet bir açıdan bakalım. 

Bizler eğer, “En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır. Ve ihtiyarlarınızın en kötüsü odur ki, gaflette ve hevesatta gençlere benzemek ister, çocukcasına hevesat-ı nefsaniyeye tabi olur.” (Mektubat) hakikatini anlayıp hakkıyla tatbik edebilirsek bahtiyar ihtiyarlardan oluruz. Böylelikle yaşlılığın da bir nimet olduğunu bilecek, ümitsizlik girdabına kapılmadan ömrün bu safhasını da en güzel şekilde istikamette istimal edeceğiz, inşaallah. Bizlere hürmet eden, bizi seven, bize değer veren, varlığımızı hor görmeyip, “İyi ki varsın dede, İyi ki varsın nene.” diyen genç nesiller oluruz inşaallah.

Okunma Sayısı: 1959
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı