"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnna lillah... ve inna ileyhi raciûn...

Şükrü BULUT
17 Şubat 2023, Cuma
Kalbin kaldırmakta zorlandığı acıların telaffuzunu bilirsiniz. Bunları beyaz sayfalara dökmenin ağırlığı, söylemekten de ağır geliyor.

Bir gecede sevdiğiniz o kadar insanı kaybediyor ve çok sevdiğiniz vatanınızın yapıları, sevdiklerinizin üzerine yığılarak vatanın manzarası allak bullak oluyor.

GÜNEYDOĞU DEPREMİ kelimesinin yanlışını Maraş, Adana ve Antakya gibi şehirler gösterdiklerinden, biz BÜYÜK DEPREM kelimesini kullanacağız. Suriye ile birlikte yirmi milyon insanı gözyaşı ve eleme gark eden bu depremin coğrafya olarak ülkemizin üçte birisini direk veya dolaylı etkilediğine inanıyoruz. Zalim Avrupa’nın kırk senedir insafsızca tetiklemesiyle bu bölgeye; Kars’tan Hakkâri’ye kadar göç eden insanlarımızı nazara altığımızda, ülkemizin bundan önce bu kadar alanı lerzeye getiren dehşetli bir depremi yaşamadığını anlıyorsunuz.

Köylerinden-kasabalarından dinsizlerin tetikçileri vesilesiyle Urfa, Gaziantep, Maraş, Malatya, Antakya, Osmaniye ve Adıyaman gibi şehirlere zorladığı milyonların başlarına bu mahallerde gelen felaketin boyutları henüz ortaya çıkmış değil.

Bu bir zelzele miydi, yoksa bir baskın mıydı? Bir mükâfat mıydı, yoksa bir mücazat mı? Bunlar da henüz belli olmadı. Birinci Dünya Savaşının değerlendirmesini hemencecik akabinde yapan Bediüzzaman’ın; bu cihan harbinde canlarını, mallarını ve istirahatlarını kaybeden milyonları nasıl değerlendirdiğini bilenler, bu BÜYÜK DEPREMİ de aynı paradigmalarda değerlendireceklerini düşünüyoruz.

Umuma gelen musibetlerden hem musibetzedenin ve hem de bu hadiseyi yakınında yaşayanların, çıkarmaları gereken derslerin lüzumuna da inanıyoruz. Bize göre resmin bütünü ortaya çıkmadan, bu makamda söylenilecekler hem eksik olur, hem kanayan yaralara aksülamel yapar ve hem de kaderi üzecek yorumlara kapı açabilir. Biraz daha bekleyeceğiz. Bir açıdan değil; belki yirmi açıdan “yeryüzünün konuşmasını” anlamaya çalışacağız, inşaallah…

Bu felaketin kısmen helâkete benzediğini de söyleyemez miyiz? Çok eski zamanlarda, böyle büyük felâketlere maruz kalanlardan geri kalanlar, genellikle o bölgeyi terk ederlermiş. Zamanımızın maddi imkânları ve teknolojisi, musibetleri vatanlarını ekseriya terke mecbur ettirmiyor. Gerçi bahsettiğimiz vilâyetlerdeki ahalinin ekserisi başka şehirlere göç ettiklerinden, kısmen de olsa bir benzeme yönü görünüyor. Bu çerçevede yirmi seneyi aşkındır YENİ ASYA, haksız-hukuksuzca köylerinden koparılan insanlara imkânlar verilerek onların eski vatanlarını şenlendirmelerini, yetkililerden isteyip durdu. Sanki bilinçli bir politika ile birileri, bilhassa DOĞUDAN buralara adeta sürülen insanların nüfus patlaması yaşayan şehirlerde sefil olmalarına göz yumdular. Bin senelik İslâmi gelenek, dindar çevre, refah ve eğitimlerini de köyleriyle birlikte yitiren insanların, imarsız şehirlerin dehlizlerinde nasıl kaybolup gittiğini, mevcut hükümet seyrederek seyretti. Göstermelik bir-iki mevzi olayı birileri göstermeye kalkışırsa, çok mahcup olur. Tam kırk senedir. Gelmiş-geçmiş hükümetlerin en kudretlisi, kendi yanlış politikalarıyla sebep olduğu mağduriyetleri gideremedi. Nitekim vefat edenlerin çoğunun Doğu’nun vilâyetlerinden buralara bilmecburiye gelmiş olanlar olduğunu, sağlam-çürük demeden kafasını sokacak bir sığınak aradığını da haberlerden izliyoruz.

Elbette takdire inanıyoruz. Fakat sebeplere yapıştıktan sonra tevekkül diyoruz. Demokrasinin olmadığı yerde tedbirleri kim kontrol edecekti ki… Ancak, bu musibette vefat edenlerin manevi şehid olduklarını, burada kaybolan malların da, diğer sadakalardan yüz misli daha kıymetli birer hayır olduğunu ayet ve hadislere dayanarak ifade edebiliriz. Rabbimizin bize verdiği bu dersi birkaç yazıda birlikte mütaala edelim, inşaallah…

NOT: Bu BÜYÜK DEPREM karşısında şaşkın ve suskun kalanları rahatlatacak bir Kur’an dersinin psikolojik olarak çok faydalı olacağını düşünüyorum. Aşağıdaki adresten bahsettiğim bu elem giderici derse kavuşabilirsiniz…

( https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/lemalar/yirmi-altinci-lem-a/247 )

Okunma Sayısı: 2680
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim

    20.2.2023 00:13:26

    Çok beklemeye gerek yok teşhis için .sebep olanlar belli. İltizamen ,fiilen , iltihaken taraftar olan kahır ekseriyetin zulmü alkışlayan tavırları da belli....

  • Suad

    18.2.2023 22:45:02

    Depremin bize verdiği mesajı yazmanızı bekliyoruz.

  • S.topuz

    17.2.2023 22:00:21

    Allah’ım! Günahlarımızı bağışla, hatalarımızı ört! İçine girdiğimiz şuhûr-u selâseyi Alemi İslâm hakkında hayırlı eyle! Bizleri mübarek Ramazana da kavuştur. Bu aylarda yaptığımız ibadetleri kabul, tövbelerimizi makbul eyle! Duâlarımızı, duâsı kabul olanların zümresine dahil eyle! Bu aylar hürmetine Âlem-i İslâm’a manevî fütuhatlar lütfeyle! Âlem-i İslâm’ı fitnelerden, fesatlardan, düşmanlıklardan, tabiî afetlerden muhafaza eyle! Zelzele afetinde vefat ederek manevî Şehid mertebesine ulaşan kullarına Rahmetini ihsan eyle. Maddî kayıplarımızı da sadakai Makbuleden eyle. Enkaz altındaki masumlara da yardım eyle ve hayatlarını bağışla, yaralılara acil şifalar ve sabr-ı cemil ver,  bir daha bizleri böyle feci afetlerle imtihan edip terbiye etme Allah'ım!  Âmiiin. Cum'amız ve Mi'raç Kandilimiz Fütuhatlara ve Fereçlere vesile ve mübarek olsun inşaallah , Amiiin.

  • Demokrat Avrupa

    17.2.2023 18:33:36

    Depremin “İlahi İkaz” olduğuna 1999 depreminde itiraz etmeyenler, bu büyük depremi aynı şekilde yorumlamaktan rahatsızlık duyuyorlar maalesef. Gerekçe ise siyasal islamın iktidarda olması…İktidar ise 1999 depremi için kader deyip geçiştiremezsiniz dediği halde, her zamanki gibi hiç bir sorumluluğu üzerine almayarak, büyük deprem için, böyle şeyler kaderin bir parçasıdır demeye devam ediyor….

  • Abdullah bilgin

    17.2.2023 14:52:55

    Teşekkürler sn hocam. Rabbim yar ve yardımcınız olsun inşallah. Allah cc dan geldik yine ona döneceğiz. Mahşerin küçüçük bir provasını yaşadık. Selam ve dua ile Allah a emanet olun

  • Hıdır Yıldırım

    17.2.2023 12:17:05

    Bu zelzeleden elbette çok ders almamız gerekiyor. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Kabirleri pürnur olsun. Geride kalanlara sabr-ı cemil ihsan etsin. Yaralılara da acil şifalar versin. Hepimizin başı sağ olsun.

  • Hüseyin T

    17.2.2023 10:29:48

    Bu elim ve dehşet verici musibeti,resmin bütününü görmemizi sağlayan fevkalâde bilgilendirici bir yazı kaleme almış muhterem hocamız.sebepleri sağlıklı bir şekilde ortaya koymadan neticeye ulaşmak mümkün değildir.yillarin getirmiş olduğu ihmalkarlik ve vurdumduymaz siyaset böylesine vahim neticeler veriyor maalesef.insaallah gerekli dersleri ve tedbirleri alır, tekerrürü halinde çok daha az zayiatla sahili selamete varmış oluruz...

  • Bülent Bektaş

    17.2.2023 08:39:40

    Allah razı olsun Şükrü bey Miraç gecenizi tebrik ederim Kainatın efendisinin Cenabı Hak’ka muhatap olduğu bu mübarek Leyle-i Miracınızı ve Mübarek Cuma gününüzü tebrik ediyorum. Milletimizi büyük bir acıyla sarsan deprem hadisesinde Ebedi Ahiret diyarına giden bütün merhum ve merhumelere Rabbimden af ile muamele etmesini, yaralı olanlara acil şifalar ihsan etmesini diliyorum. Rabbimizin bu gibi büyük musibetlerle bizi bir daha imtihan etmemesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

  • Zübeyir

    17.2.2023 08:09:10

    Küçük musibetlerde insanın sürat-i intikali mümkündür, ama böylesine derin ve azami musibetin manalarını okumak için zaman istemek Hakim ismine uygun görünüyor. Ama bildiğimiz bir nokta var ki Gazab-ı İlahiyi celbedecek amellerimiz oldu.

  • Zübeyir

    17.2.2023 08:07:37

    Allah razı olsun. - Çok ince ve itikadî olarak da imtihan edildiğimiz konular. Bir yanda İslamiyete zarar gelir endişesiyle, tedbirlerden eksiklikler için susanlar, öte yanda her vesile inançsızlığını serişte etmek isteyen ehl-i dalalet ve gaflet. Bir kısmında da insanın zayıf olmasına karşı bir Firavun damarı var; insanın başına hiç bir şey gelmeyecek, burnu bile kanamayacak. Musibetin kendisiyle sıkıntısı var.

  • Ali TAM

    17.2.2023 06:04:13

    Dinsizlerin, bölücülerin, ayrilikcilarin fitne ve fesadi tsunamiler gibi insanlarin vicdanina salmalari inanin bu depremlerden daha derin zararlar veriyor... Neden mi? Gercek bir örnekle acayim. Zaten dinsizligin tuzagina düsmüs genc depremlerin bize yansittigi elem sahnelerdeki acziyyetleri KASTEN BIR ETNIK GRUPA YAPILMIS ZULÜM gibi algiladigindan menfî sosyal medya yapimlariyla Esfel-i Safilin'in en derinlerine düsme TEKLIKESININ icinde bulunuyor... Cehennem Atesine düsüp cikamama teklikesi karsisinda Cehennemde dahi Cennetin kücük bir VAHASI manasinda bir UMUT ALANI bulamamak kimi insanlar icin KIYAMETIN KOPMASI olmasindan endise etmeliyiz. Keske Risale-i Nur Külliyatini Ism-i Azam etkisiyle bir antibiyotik ilaci gibi derhal ve özüyle verme imkani olabilse.

  • Hasan Sinan Koşmaz

    17.2.2023 00:37:27

    Evet sözlerimize dikkat etmemiz gerekiyor. Yaramız büyük. Teselliye ihtiyaç varken, daha büyük yaralar da açmamak gerek. Bazen yaşarken okunmuyor yaşananlar, biraz beklemek gerekebilir.

  • Orhan Alagöz

    17.2.2023 00:23:07

    Çok güzel bir yazı Allah razı olsun

  • Hüseyin

    17.2.2023 00:22:56

    Bediüzzaman’ın zelzele-i kübra kelimesini hatıra getiren nir yazı olmuş. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Yazılara ara vermemenizi istiyoruz.

  • Hikmet

    17.2.2023 00:18:48

    Allah razı olsun. Farklı bir bakış. Depremin Hikmet tarafını anlatan yazıların devamını yazmanızı bekliyoruz.

  • Zeliha

    17.2.2023 00:17:15

    Acaba sevapların recebi şerifle daha da katlandığını düşünebilir miyiz? Öyleyse bu bir rahmet vesilesi olarak mukafatin başlangıcı olduğunu da müjdeler mi bize? İnşaallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı