"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP’yi anlayamama sıkıntısı

Şükrü BULUT
26 Kasım 2025, Çarşamba
Biliyorum, kimin sıkıntısı diyeceksiniz?

Kimin sıkıntısı değil ki… Evine ekmek götüremeyen işçinin sıkıntısı olduğu kadar; harmanının karşılığını bulamayan köylünün, küreselcilere asgarî ücretle emeği peşkeş çekilmiş işçinin, üniversiteyi güçlüklerle okuyup güvenlik görevlisi olan eğitimlinin, ekranlarla tüketimin parçası olarak yetiştirilen aile bireylerinin ve hürriyetlerini AKP’nin cebinde gören memurların sıkıntısı demeyeceğiz… Bu kadronun mahiyetinin halkımızca anlaşılamayışı;  sıkıntıyı önce coğrafyamıza, komşularımıza ve şimdi de cihanşümulleşmeye taşıyor… Mübalağa yapmıyoruz. Dünya hegemonyasına yürüyen Neoliberaller; son zamanlarda Amerika ve bazı demokratik ülkelerdeki siperlerini kaybettiklerinden, Türkiye üzerinden fukara ülkelerdeki insanları köleleştirerek haysiyetleriyle oynuyorlar… Bu cihetiyle Anadolu’muz, yağmacıların merkezüssü haline geldi.…

Bir eşyanın, kişinin, meselenin veya fikrin mahiyetinin bilinmemesi, genellikle onlarla imtihanımıza sebeptir. İstibdat ve dinsizliklerini “cumhuriyet” perdesinde halkımıza propaganda edenlerin mahiyetlerinin halkça bilinmesine vesile olan hadise için Bediüzzaman;

“…… bu meselemizin tehiri hayırdır. Çünkü bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem-i İslâm’a ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı. Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine katî hüccetler gösteren ve ispat eden Risale-i Nur geçmesi, kemâl-i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hatta idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur.”(Şualar, 299.) diyorlar.

Milletimizin AKP’nin mahiyetini öğrenerek istibdattan, dinsizlikten, sefahatten, tereddilerden, kölelik ve fukaralıktan kurtulmasının önşartları münevverlerimizce halkımızdan kaçırılınca, hürriyet eşiğini aşmak zorlaştı. Evvelâ zamanın doğru anlaşılmasını, menfaatleri istikametinde engelliyorlar. Dünyamızın yaşamakta olduğu teknolojik, muhabere, iktisadî ve siyasî doğrularını gizliyorlar.

Münevverler gizlerler mi? İşin içine korku, tamah, tarafgirlik, intikam duygusu, iğfal ve cehalet girince; kendilerince fetvalı bahaneler bulabiliyorlar. Öğrenildiğinde bütün yalan-hileleri ateşe verecek, hipnozluları ayıltacak, hürriyetleri ekmekten üstün gördürecek, vatanın, dinin ve milletin selâmetini demokraside görecek hakikatleri halka tebliğ ettiğimizde, her şeyin ve herkesin mahiyetleri ortaya çıkacaktır.

Bediüzzaman’ın düşman telâkkisinde yer alan cehalet, zaruret ve ihtilâfı ifadeden sonra; hakikate yardımcı birkaç paradigmayı arzetmek istiyoruz:

AKP Küreselcilerin Kemalistlerin yardımlarıyla hazırladıkları 12 Eylül projesinin parçasıdır. “Yeni Türkiye” projesindeki istibdadın tanımlanması gerekiyor. Projeyle çalışanların isimlerini, beyanlarını, icraatlarını, hedef ve akıbetlerini bütünlük içinde nazarda tuttuğumuzda, unutkanlığımızı kullanarak, projede birçok isim ve programı defalarca kullanamayacaklardır. Maalesef cehaletimizi, zamanı aşamayışımızı, hadiseleri küllî kavrayamayışlarımızı ve şahsileştirmelerimizi insafsızca kullanıyorlar. ANAP’taki tiyatroları hatırlarsınız:

Özal’ın aralıklarla üçer ay ABD ikameleri… Proje gereği orada yetiştirilmiş yardımcılarının kurtarıcı kimliğiyle ülkeye gönderilmeleri… İhtilâl sonrasında; Neocon ve Neoliberallerin önceden siyasilere yaptıramadıklarını kolayca yaptırmaları… (Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü, Çekiç Güç, AB ile aramıza koyduğumuz mesafe, Türkiye’nin iktisaden kısa sürede dünya ülkelerinin dibine düşüşü ve Kürtleri de kullanarak demokrasiden hızlıca uzaklaşmamız gibi daha onlarca…)

Okuyucularımızın nazarlarına arzettiğimiz bir hakikat var. 12 Eylül’ün hariçten proje olarak Özal ve ekibiyle bizde tatbik edildiğini kabul ettiğimizde; ANAP ile işbirliği halindeki fert, unsur ve programların da sorgulanmaları gerekmez mi? Askerlerin şiddetli istibdatları, Amerika üzerinden ülkeye giriş yapan sermaye ve propaganda ile siyasilere uygulanmış yedi senelik yasak; demokrasi yoluna taş oldular. Ve ölümüyle mağduriyete büründürülen Özal’la birlikte, yalnızca ANAP kurtarılmadı; generallerle birlikte milleti aldatanlar da lanetlerden kurtarıldılar… İşte bu kadar cinayet ve ihanetlerle içiçe ANAP’ tan bazı siyasiler- güya- demokrasi sevdasıyla Doğru Yol’a geçip, milletin hipnozuna kuvvet verdiler…

İnşaallah devam edelim…

Okunma Sayısı: 306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı