"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalizm nifağının ince örgüleri ve Nurcular

Şükrü BULUT
27 Haziran 2014, Cuma
Kemalizmin Risale-i Nur hareketi karşısında “nifağa” bürünüşü daha çok 1935’ten sonraya tekabül eder. Bediüzzaman’ın 120 talebesiyle birlikte idamla yargılandığı meşhur Eskişehir Mahkemesi, devrimci Kemalizme, Risale-i Nur’un kolay kolay aşılmaz bir set olduğunu gösterince, sürgünlerin dehşeti zirveyi bulacaktır: Kastamonu, Denizli’de imha planı, Emirdağ zehirlenmeleri ve Afyon Zindanı… En güvenilir adamlarını o beldelerde vali, kaymakam, savcı ve hâkim olarak görevlendiren Kemalizm, Bediüzzaman’a ve dolayısıyla Risale-i Nura karşı hile, nifak ve dessaslığın en ince oyunlarını oynamaya başlayacaktır.
Bediüzzaman’ın vefatıyla Kemalizm’in dinmez intikamı hız kesmeden devam eder. Hedef Risale-i Nur ve bu Kur’ânî eserleri okuyan talebeleri… Vefatının ikinci günü sancağı dalgalandıran talebeler, Bediüzzaman’ın eserlerinde tarifini yaptığı “meşveret ve şûrâ” ile Kemalizm’e bu kalenin zaptedilmez olduğunu isbat edeceklerdir. Bediüzzaman’ı son on senesinde gölge gibi takip eden “fedakâr Zübeyir’in” Risale-i Nur’u merkeze yerleştirerek olgunlaştırdığı meşveret ve şûrâ karşısında, Kemalistlerin Nurculara kurduğu bütün tuzaklar bizatihi onların ayaklarına dolana geldi.

KEMALİZM: SİYASETLE BAŞA ÇIKILMAYAN HAREKET

Bediüzzaman Hazretleri bu dehşetli hareketin mahiyetini âyet ve hadislerden çıkarmış olduğundan, talebelerini siyasetten, teşkilâtçılıktan, dernekçilikten ve tarikattan hep uzak tuttu. Çok ilginçtir ki, karşılaştıkları meydan savaşlarında Kemalizmin Nurculuğa hücumu hep siyaset ve devlet karşıtlığı suçlaması olmuş. Onun hayatındaki altı mahkeme ve vefatından sonra açılan üçbin dâvâ Nurcuların siyasetle, devleti ele geçirme ile dernekçilik ve tarikatçılıkla alâkalı en küçük bir bağını bulamamışlar. Bulamazlar mıydı? Belki… Fakat Risale-i Nur Talebelerinin müfredat ve stratejilerini İmam-ı Ali hazırlayınca, Kemalistlerin de ve onların dayandıkları komünist ve masonların da bulmaları bugüne kadar mümkün olmadı. Siyasetin cazibesini en iyi bilen Bediüzzaman değil miydi? İslâm Demokrasisini Osmanlı ülkesinde ilân eden üç kahramandan birisi... Padişahtan seraskere, Şeyhülislâmdan Halifeye her yerde hürmet gören Bediüzzaman… O, talebelerinin kendisinden sonra siyasetle imtihan edileceğini görmüş ki, zaman zaman onları toplar ve mesleğine sadakat yemini alır… Ne olur ne olmaz…
1970’li yılların başı dehşetli fırtınalarla doludur. Kur’ân’dan tefsir ettiği âyetten bu yıllarda zakkumun meyveye duracağını haber verir, Bediüzzaman. Bu dehşeti hisseden Zübeyir Gündüzalp ve diğer ağabeyler Nurcuları siyasî tuzaklardan korumak, onların şahs-ı manevîsini dünyaya göstermek ve Kemalistlerin onların üzerinden İslâm’a ve Risale-i Nur’a zarar vermemeleri için günlük Yeni Asya gazetesini kuracaktır. En büyük hile hilesizliktedir. Risale-i Nur’daki hakikatler Yeni Asya’nın sayfalarında dünyaya görününce Kemalizm “dini siyasete alet” noktasında rüşvetle dinî ekipler toplamaya başlar. Hatta onların İstanbul ve Hakkâri’den Kars’a, Cizre’ye, Muğla ve Edirne’ye teşkilâtlanmaları için bir rivayete göre hazineden 148 kg’lik altını da devreye sokar. Bu sıkıntılı günlerde Bediüzzaman’ın en çok güvendiği talebelerinden Zübeyir Gündüzalp Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş ve ardı sıra kalanlarda Kemalizm’in siyasal İslâm ile soktuğu müşevveşiyetin yansımaları yer yer görünmeye başlar. Bütün Nur Talebelerini siyasal İslâm torbasına koymayı hedefleyen Kemalistlerin, yalnızca 24 Nur Talebesini MSP’ye toplayabilmesi onlar için bir hezimettir. Halk Partisi ile siyasal İslâmcıları 12 Mart muhtırasıyla bir araya getirmeye muvaffak olan Kemalistlerin baykuşları mabhus-âne yuvalarından uçurmalarından sonra, siyasal İslâmın tılsımı iyiden iyiye bozulacaktır.

40 SENELİK TEVAFUK

Kemalistler hiçbir zaman mert olmadılar. Siyasal İslâmcıları desteklediklerinde de, Demokratlara “mason” propagandası yaptıkları zamanlarda da…12 Eylül denilen tarihin en münafıkâne ihtilâlini gerçekleştirip “dindar Özal’ı” öne çıkardıklarında da… Bediüzzaman’ın hayatta kalan bazı talebelerini korku, hizmet kaygısı ve mahalle baskısı ile yanlarına çektiklerinde de… Mukaddes ittifak teranelerinden 28 Şubat’lara kadar hiç, ama hiç münafıklıktan ayrılmadılar. Belki de onların 27 Mayıs’tan günümüze izledikleri nifağın ince örgülerini geniş ve büyük sergilerde teşhir etmek gerekir. Zaman alacak, zahmetli olacak, büyük masraflara çıkacak ve neticesi çok hayırlı olacak bir çalışma nazarıyla bakıyor ve duâ ediyorum.
Kemalizm’in büyük başarılarından birisi, Türkiye içindeki Müslümanların arasına attığı ayrılık fitnesidir. Merhum Erbakan’dan bu yana; ümmetin enerjisinin tarafgirliklerde, gıybetlerde, siyasî şovlarda ve cemaatler arası rekabetlerde ne denli heba olduğunu; kendisinin ise çok az bir kuvvet ve enerjiyle nasıl galip geldğini rahatlıkla görebilirsiniz. Bu hususun örneklendirilmesi noktasında 12 Eylül süreci fevkalâde önemlidir. Cemaatlerle devlet adına teker teker görüşen Kemalistler, onların birbirleri aleyhinde çalışmaları nisbetinde onlara rüşvet dağıtıyorlardı… Türkiye içinde ve Avrupa’da… Bütün bunların belgeleri teker teker çıkacaktır bir gün ortaya. Gecikmesinde, belki de bazı insanlar mahcup olmasın ve onlar ahirete intikal etsinler diye imhal ediliyor, denilebilir.
Tam 40 sene sonra… Aynı oyun, farklı figüranlar, değişik sahneler ve bazı suflörleri değişmiş. Hedef yine Risale-i Nur ve onu hayatlarının gayesi yapmış Nur Talebeleri… Kemalizm desteğiyle kurulmuş siyasal İslâm partileri ve imkân verilmiş cemaatler… Ve sonra karşı saldırı için hazırlanan senaryo; paralel yapı… Aman yâ Rabbim, Müslüman bu kadar mı ferasetsiz olur? Risale-i Nur’u paralelcilerin şerrinden korumaya Kemalist devleti dâvet eden bazı Nurcular… Bir asra yakındır binler çile, meşakkat ve mahrumiyet ile ortaya gelmiş Kur’ân tefsirini kendi elleriyle “devletin cenderesine” teslim ederek hem Nur Talebeleri arasında ve hem de geniş dairede ümmet mabeyninde fitne ve yeni bir kargaşa dönemi açmaya çalışanlar, saf değillerse, kelimenin tam mânâsıyla Risale-i Nur’a ve Bediüzzaman’a ihanet ediyor olmazlar mı?
Elhasıl; Kemalizm’in mahiyetini anlayamayanların ne vatana, ne millete ve ne de İslâmiyete hizmet edemeyeceklerini yaşadığımız hadiseler gösteriyor. Dizilere aklını ve kalbini kaptıran avam gibi Kemalistlerin oynadıkları şu sihirli oyunlara kananların ahirzamanın dehşetini anlamaları da mümkün görünmüyor. Fakat Kemalistler, masonlardan ve zındıkadan aldıkları yardımla, Müslümanların aleyhinde olabilecek en ufak bir boşluğu bile affetmiyorlar. Nifağın bu denli gıybet, tarafgirlik, zulüm, rekabet, hased ve saftiriklikle galebe çalacağını Kemalistler de bilmiyorlardır. 40 sene önce MNP veya MSP, 40 sene sonra AKP… Veya o zamanda Erbakan’ın akıncı mücahitleri, bu zamanda dinini dünya ile değiştirmede beis görmeyen ve her şeyi bildikleriniz zanneden “yeni sempatizanlar”… Bediüzzaman’a ve Risale-i Nur’a kulaklarını tıkadıktan sonra değişen bir şey olmuyor. Yalnızca 40 sene geçiyor. Tıpkı Tih Sahrasındaki 40 sene gibi…
Okunma Sayısı: 2934
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat Avrupa

    28.06.2014 00:02:00

    Yakin tarihi ve nurculuk tarihini bilemeyen kisilerin, nurculuk hakkinda kemalizm tarafindan yapilan oyunlarin farkina varmamasi veya varamamasi gayet normal gibi...
    Ya Rabbi biliyoruz, Mehdi-i Azamin talebelerinin ona sadakat noktasinda imtihan olunacaklarini ve bircogunun bu imtihani kaybedecegini....
    Allah`im bizleri kaybedenlerden eyleme..

  • metin

    27.06.2014 14:22:00

    Devlet Risale-i Nur basımını tekeline alarak, hizmet-i iman ve Kur’aniyyede canhıraş hizmet eden sivil insiyatifi boğmak istiyor.
    Tıpkı MESNEVİnin basımını deruhte edip mevleviliği resmi ideoloji yanlısı bir hale dönüştürdüğü gibi.
    RİSALE-İ NURLAR TEKELLEŞEMEZ!

  • zeliha özpamukçu

    27.06.2014 12:04:00

    Allah razı olsun şükrü abi ne kadar çok okuduğunuz belli. üstad ne diyor diye elime hangi kitabı alacağımdan hayrette kaldım Şualardan 14.sünü okuyayım dedim içinden çıkamadım Allaha şükür iyiki gazetemiz var sizler varsınız.Yazınızı okuyunca işte bende okuduklarumdan buna yakın birşeyler hissediyordum demekten kendimi alamadım.Ben bu yazının yazılmasınında okunmasınında dua niyetine olduğunu düşünüyorum.Rabbim inşaallah gayretleri boş çıkarmayacaktır.Kimseyede fırsat vermeyecektir.Allah bütün inananlara şuuru iman nasib etsin bizleride bu çizgiden ayırması inşaallah.Gerçekten bu tür yazılara daha çok ihtiyaç NURCULARI ciidi bir çözülme yaşaması kafaları nerede karıştığına dair çok sık analizler yapılması lazım Allaha emanet olun.

  • HASAN DOĞAN

    27.06.2014 11:56:00

    RİSALE-İ NUR DAİRESİNDE ÜSTADI GÖRMÜŞ OLAN AĞABEYLERİMİZ DAHİL ÜSTADIN EŞREF EDİP,OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ VE NECİP FAZILA SÖYLEDİKLERİ:’’BÜYÜK DOĞU VE SEBİLLÜRREŞAD GİBİ MÜCAHİTLER İMANİ KONUDA KARDEŞLERİMİZDİR ANCAK SİYASİ KONUDA DEĞİL....’’ SÖZÜNÜ İĞİP BÜKÜP SİYASİ NOKTADA KISMINI ATAN HER KİM OLURSA RUZİ MAHŞERDE MESULDUR.VELEV Kİ SEÇİM MEYDANLARINDA İŞARATÜL İ’CAZ VE HUTBEİ ŞAMİYE SALLANMIŞ OLSA TIPKI 12 EYLÜL ÖNCESİ KUR’AN-I KERİN MEYDANLARDA İSTİSMAR EDİLDİĞİ GİBİ..............Ç.

  • cemal özkaya

    27.06.2014 09:22:00

    yazılarınızı okuyarak neoconlar ve siyasi entriklaradan haberdar oluyorum. bir yandan umudumu kaybediyorum, bir yandanda ayık duranlar var diye seviniyorum. tabi herkes işini yapacak. aslında bunlar bizi daha bir ciddiyete sevketmeli. inşaallah bu işlerin sonu hayır olur.

  • Ali Kan

    27.06.2014 09:20:00

    Sayın Şükrü Üstat, yazınızda belirtilen vahim fitne ve hileleri, okumayan bilmeyen, taklidi iman ile hareket edip yaşayan sıradan insanların, müslümanların farketmesi anlaması bir hayli zordur. Fakat islamı ve risaleleri bildiğini okuduğunu söyleyen insanların ve de ağabey dediğimiz kişilerin değerlendirememesi gerçekten gafletmidir? yoksa içinde kasıt yani bilinçle yapılan başka bir şeymidir? Yaptıklarını şeytana, hırsa, dünya malına, makamına, şöhret hırsına, siyasetin zevkine yenilerekmi yerine getirmektedirler? Hem de başka yorumlara ve nasihatlara gözleri kör, kulakları sanki demirle tıkalıdır. O halde musibet dili konuşmaya şiddetlenerek devam edecektir. Bu tür kişileri ve olayları Allaha havale etmekten başka çare kalmamaktadır. Saygılarımla.

  • garip talebe

    27.06.2014 04:28:00

    bir bildiri:gülen hareketi ve nurcu gruplar hakkında eylem planı hazırlanması vs vs.gözden kaçan çok yakın zamanda verilen bir demeç:paralel yapılarla mücadele için 8 yıl sabrettik!!!,,bugün tartıştığımız konular..paralel yapı ve risale-i nur’a bandrol meselesi....insan sormadan edemiyor acaba eylem planı fiiliyata mı dökülmeye başlandı diye.. suret-i haktan’da gözükse bazı şeyler sırıtmaya başladı ..Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır..

  • garip talebe

    27.06.2014 04:13:00

    acaba merak ediyorum bugün 12 eylülcüleri yargılıyoruz diye caka satanlar.o fitne olduğunda neler yapıyorlardı...sevenlerine anlatabilecekleri bir duruşları varmı o fitne dönemleri ile ilgili..ama YENİASYA’nın BERAT belgesi gibi Hayır’ı var Anayasa oylamasına.Bugün kalkılmış ahkam kesiliyor.O gün nerdeydin be adam derler,o şartlarda nerdeydin.O gün 12 eylül anayasa’sına karşı çıkıyor diye Yeniasya alabildiğine eleştirenler bugün en koyu 12 eylül karşıtı oldu.Yeni nesil bunları bilmiyor işte..araştırmıyor çünkü.Böyle yazıların devamı dileğiyle.Çok güzel bir panaromaydı yakın tarihimizle ve Nurcuların imtihanları ile ilgili.

  • ahmet meydan

    27.06.2014 03:14:00

    Tek kelimeyle mükemmel.ALLAH razı olsun,kaleminize kuvvet.

  • E.U.

    27.06.2014 02:12:00

    Risale-i Nur´un ve kemalizmin tarihini bilmeyen, Türkiye´nin icine düstügü vahim durumu ne tahlil edebilir... ne de cözüm üretebiir. Islama en fazla zarar verenin kemalizmle uzlasmis veya ondan mefaat gören kisiler, grublar, cemáatler ve partiler oldugunu maalesef cok az müslüman biliyor. O acidan bu kaleme aldiginiz yazi sebebiyle sizi tebrik ediyorum ve israrla bu tür yazilarin devamini istirham ediyorum...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı