Mazlum Filistin halkının 106 senelik haklı davasını, Hamas’ın hatalarıına kurban mı vereceğiz?
Hürriyetlerle uyanarak adaletin peşine düşmüş dünya milletleri karşısında sıkışmış İsrail’in Siyonist kanadına yardımcı mı olacağız?
Yoksa Neoconların; baba-oğul Bushlar komutasında başlattıkları BOP savaşlarının; Şam-ı Şerif, Trablusgarp ve nihayet Kiev cephelerindeki mağlubiyetlerini telafi gayretiyle giriştikleri bu yeni cephede, onlara yardımcı mı olacağız?
Dünya siyasetine yön veren üst kuruluşların bünyesindeki Yahudi kökenlilerin; Neocon-neoliberal ittifakı adına giriştikleri bu taarruzun mahiyetinin ne olduğunu, Kur’an’ı zamanın anlayışına göre tefsir eden Bediüzzaman mı açıklayacak, yoksa siyasal İslamcılar mı anlatacaklar?
Yani; İran’da dini siyasete alet ederek gençliğini dinden uzaklaştıran “şia-yı hilafetin” de desteklediği Hamas mı karar verecek, yoksa dünya milletleri nezdinde haklı davalarını temsil eden Filistin halkı mı söz sahibi olacak?
Veya Katar’da toplanmış bir kısım İhvan’ın, laf anlamaz müfrit militanlarının fikir babalığı yaptıkları tetikçi örgüt mü?
Doha’da yaşayan eski temsilci Halit Meşal, Gazze’den Filistin’e yapılan baskını ekranlardan öğrendiğini söylüyor. Peki, Kassam Tugaylarını kim organize ediyor? Netanyahu bu baskın için, “Allah’ın bize bir lütfudur” diyor. Bu baskın vesilesiyle Ortadoğu haritasını değiştireceklerini söylüyor. Ve arkasından da; 1990 ların sonunda ve Milenyumun başında Körfezi kan gölüne çevirerek Irak’ta Müslümanlara İkinci Kerbela’yı yaşatan müttefiklerin (ABD ve İngiltere) uçak gemileri bu defa Gazze şeridine yanaşıyorlar… Yahudi asıllı dışişleri bakanı ise, Condella’nın bıraktığı yerden BOP’u devam ettireceğini dolaylı olarak ifade ediyor. Bilhassa İran’ı tahrik ile çatışmanın içine çekmeye çalışıyor, Blinken…
İsrail’e yapılan baskına, ABD’nin 11 Eylül’ü diyenlerin en önemli hataları, Amerika Devleti ile çoğunluğu Yahudi olan Neocon cereyanını tefrik edemeyişleridir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle İsevi ve demokrasi taraftarı Amerika’nın yardımı olmadan hiç kimse bu küresel çeteyi durduramaz. Zira bu Troçkicilerin devletin kurumlarına musallat olduklarını, Yeni Asya tam otuz seneden bu yana yazmaya çalışıyor. Pentagon, Dışişleri, Dünya Bankası, IMF ve son zamanlarda DSÖ ve AB’ye de DAVOS’un koordinesiyle musallat olan bu demokrasi ve fıtrat karşıtlarını; ABD, AB ve diğer demokrasi ile idare edilen devletlerin şahsı manevilerinden ayıramayanların, bilmeden teröre yardımcı olduklarını görüyoruz. Çünkü terörü; bahsettiğimiz bu küresel dinsizlik cereyanları organize ve finanse ediyor. Trump açıkça ifade etti. IŞİD’in; El-Kaide’li Üsame’sinin figürünü Hint sularına uçaktan attığını söyleyen başkan Obama zamanında, Amerika’da inşaa edildiğini tüm dünyaya ilan etti…
Şu noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Filistin meselesini ve bilhassa Kudüs’ü veya Mescid-i Aksa’yı istismar eden siyasetli cemaatlerle, bilhassa Şia-yı hilafeti kullanan İran ve istismarcı bir kısım İhvan ile Nur Talebelerinin bu meseledeki düşünce farkının, unutulduğu telakkisi verilmeye çalışılıyor. Bediüzzaman’ın telif ettiği Risale-i Nur külliyatı okunduğu sürece; istismarcılarla hakiki dava sahipleri arasındaki açı kapanmayacaktır. Bir kısım İranlı şianın, siyaseti menfaatlerine kullanan diğer din istismarcılarının bayrak ve flamaları altında Filistin davasını müdafaa edenler, onların hatalarına ortak olurlar.
Nur Talebeleri Filistin ve İsrail zulmüne, “Ahir Zaman” perspektifinden bakıyorlar. Bediüzzaman’ın Beşinci Şua eserinde, Yahudi milletinin Kur’an’da geçen evsafını tefsir ettikleri diğer eserlerinde ve talebelerine yazdığı bazı mektuplarındaki hakikatlerle Müslümanların kalplerindeki bu tarihî mağduriyeti değerlendiriyorlar. Peygamberimizin evsafını verdiği, icraatından bahsettiği, temel paradigmalarını örneklerle açıkladığı inkârcı ve saldırgan global cereyanlardan dünya kamuoyunun nazarını kaçırmaya yönelik çalışmaların mahiyetini, Risale-i Nur’ların medyadaki dili olarak Yeni Asya, deşifre etmeye devam edecektir. Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve Ukrayna katliamlarında sokaklara dökülen masumların kanları henüz temizlenmeden; BM’den başlayarak dünya idaresini ellerine geçirdiklerini zanneden Yeni Muhafazakârlar, kaldıkları yerden katliama devam etmeye çalışıyorlar. Üstadları Lenin, barışı felâket ve durağanlığı ise bitiş olarak tarif ettiğine göre, bu defa da İsrail üzerinden şanslarını deniyorlar…
İnşaallah devam edeceğiz…