"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünya Dinsizliğinin Koordinasyon Merkezi olarak DAVOS

Şükrü BULUT
05 Mayıs 2025, Pazartesi
Bu konularda mekânın, en az kahramanlar ve icraatları kadar önemli olduğunu söyleyebilir miyiz?

İsviçre Alplerinin batısında bir köy… Yazın dağcılık ve kışın kayak… Demokrasinin neredeyse sabitlendiği ve yüzyıllardır savaşların uğramadığı bu şirin kasabayı Almanya asıllı Yahudî Klaus Schwab mı bulmuş, yoksa küresel Marksizmin şahs-ı manevîsi mi? Harvard mezunu mühendisi buraya yerleştirdiklerini kimse bilmiyor. Gizli ilişkiler, sır görüşmeler ve karanlık projelerle ünlü ihtilâlci Marksistler kadar; sermayeyi arkasına alarak sivil sosyal devrimleri hedefleyen sosyalmarksist de diyebileceğimiz Neoliberaller de kapalılığı ve keyfiliği esas almışlar.

Çalışmamızın başında; okuyucularımızı yer, zaman, kahraman ve olay isimleriyle yormayacağımıza söz vermiştik. Burada geçecek birkaç isimle yetinerek tarihe doğru yapacağınız en kısa seyahatle, istediğiniz kadar bilgiye ulaşabileceğinize inanıyoruz. Biz meselenin Ahirzamanın dinsizlik cereyanlarına, fıtratı tahrip projelerine, dünya barışını ortadan kaldıran çalışmalara ve insanın yapısını değiştirmeye yönelik tıbbî ve psikolojik cihetlerine bakmaya çalışacağız. Konuya girmeden usul ile ilgili birkaç husus arzedelim. Küresel dinsizlik hareketlerinde dahi fertler önde görünse de, cemaat ve şahs-ı manevîler esas olduğundan; Birinci Dünya Savaşının başladığı tarihten günümüze gelen çizgideki kahramanları, şahs-ı manevînin çerçevesi içinde incelemek gerekiyor. Tıpkı Said Nursî’nin 1914 te İşaratü’l-İ’caz tefsiri ile bu dinsizlik cereyanlarına karşı girdiği Kur’ân ve İnsaniyet yolundaki metot ve stratejisi gibi…  Said Nursî ve mücadelesi bir vakıadır. O’nun mütemadiyen aradan çekilip Risale-i Nur eserlerini ve bu kitapları okuyan talebelerinin şahs-ı manevîsini meydana sürmesi, ister istemez bizi, küresel dinsizlik cereyanın cephesindeki kişileri ve metotları araştırmaya sevkediyor. Deccaliyetin metodolojisiyle ilgili–yeterli olmasa da-kitaplar yazıldığı gibi, Bediüzzaman’ın ümmet adına küresel dinsizlere karşı ortaya koyduğu çalışma prensibini de, Risale-i Nur Külliyatından derleme ile en yakın talebesi Zübeyir Gündüzalp ’in biraraya getirdiği “Hizmet Rehberi ”kitabında bulabiliyoruz.

Birinci Dünya Savaşına giden süreçteki Kuzeylileri (ekserisi Yahudî Şimal cereyanı) taakip edenler, bu çizginin Amerika üzerinden DAVOS’a nasıl ulaştığını, aradaki halkaları ve bu zincirin dehasını temsil eden şahsiyetlerini de göreceklerdir. Hem DAVOS’un, hem WEF’in ve hem de dünya kapitalini koordineden sorumlu şef olarak Klaus Schwab’ı araştıranlar, bu geleneğin tarihçesini bilmeden DAVOS’un mahiyetini konuşmak isteyenler hem eksik ve hem de yanlış konuşmuş olurlar. Meselâ Bediüzzaman’ın Beşinci Şua isimli eserinde ehemmiyetle vurguladığı Leo Troçki’nin şakirdi ve takipçisi Henry Kissinger’ı atladığımızda tüm izleri kaybetmiş oluruz. ABD’ deki İkinci Avrupalıların, CIA’nın yardımıyla Harvard’da gizlice organize ettiği “Genç Liderler” projesinin detaylarını öğrendiğimizde, burada Kissinger’dan ders almış Schwab’ın bu programı 1990’larda DAVOS’ta Avrupa şartlarını da ihata edecek şekilde uygulamaya koyduğunu anlıyoruz. Meselenin şahs-ı manevîye ait ve merkezinin de Harvard olduğu ortaya çıkıyor. “Ahirzamanın birinci dinsizlik cereyanının en önemli rükünleri arasında bulunan Kissinger’ın maddî/manevî himmeti olmadan Klaus Schwab’ın İsviçre’deki globalleşme teşebbüsü netice verir miydi?” sorusu; bu koordinasyon merkezinin arkasındaki inkâr-ı ulûhiyetçilerin şahs-ı manevîlerini herkese gösteriyor.

Globalleşmede küresel ihtilâlcilerle global sosyal Marksistleri Avrupa’nın göbeğinde bir araya getiren itici gücün yalnızca ideolojik olduğunu da kabul etmemek gerekiyor. Dünya çapındaki menfaatleri organize olarak üleşmek isteyen büyük kapital sahiplerinin maddî desteği bu hareketin kuvveti olacaktı. Kuzey Avrupa sermayesinin devamı niteliğindeki Rockefeller irtibatlı şirketler, bankalar, Avrupa patronu Rothshild ve bu görünen iki aileye entegreli binlerce başka servet sahiplerinin Klaus Schwab’ın arkasında durduklarını, DAVOS tarihçesini inceleyenler mutlaka göreceklerdir. Bu global müessesenin tesisinde Ahirzaman dinsizliği rehberlik yaparken;  ABD ve İngiltere gibi devlet siyasetlerinde emperyalizmi kısmen millî siyasetlerinde kullanan devletler de bu şer ittifaka ortak oluyorlar. Onların tesirindeki diğer ülkelerin idarecilerinin burada âdeta köle gibi çalıştıklarını okuyorsunuz. Ve nihayet servet düşkünü belli iş adamlarını da tabloya dâhil ettiğinizde, DAVOS’un sıradan bir STK olmadığını anlamış oluyoruz. 

Türkiye’mizin de anaforunda olduğu bu iki cereyanın Avrupa ittifakını, inşaallah tahlile devam edeceğiz.

Okunma Sayısı: 347
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı