Risale-i Nur talebeliği, kendisinden önce bir benzeri olmadığından, fevkalâde orijinaldir.
Nerede başlar, nerede biter? Talebeliğinin teamülleri nelerdir? Medreseye devam biçimi nasıldır? Muallimi veya müderrisi olmayan bu serbest talebeliğin tedris usulleri nelerdir? Müfredatı ve ders notları nasıldır? Ya zamanı ve mekânı? Muhatapları ve tebliğ usulleri nasıldır? Serapa, kendisinden önceki mektep/medreselerden farklı, kendisine has tarz ve üslubuyla orijinal olarak görmemizin sebebini, talebeliğinin ilerleyen zaman ve devrelerinde az-çok herkes anlayabilir.
Muhatabı şahıs ve mürşid olmayan bu talebeliğin en önemli özelliği, tedrisin merkezinde Kur’ân’ın ve tefsirinin yer alması değil mi? Herhangi bir sebep tahtında, birisi aracılığıyla kendisine ulaşmış herhangi bir Risaleyi eline alan talebe adayı, genellikle o kitapçıkta dünyasını dolduran ve zihnini meşgul eden sorulara cevap bularak bu yola girmiştir. Geleceği planlamadan, yolun nereye varacağını bilmeden, nelerle ve hangi çevrelerle karşılaşacağını hesap etmeden, zamanlama planlarını yapmadan ve genellikle nefsinin dışındakilerle bir istişareye ihtiyaç duymadan talebeliğe başladıklarını bilemeyenlerin hikâyeleri; çok tatlı, heyecanlı ve ibretlidir. Hikmetin peşinden koşan, tecrübelerden istifadeye çalışan ve talebelikteki yolları kısaltmayı kafasına koyan gençlerin, yarım asırdan fazladır bu davada akıp gelenlerin akış hikâyelerini toplamaları, hep dikkatimizi çekecektir.
Bu talebelikteki üstadımızın ihtiyacımız olduğunu, çoğu kez bilemeyiz. O kadar fıtrî gelişir ki talebelik; bazen medresenin, ders ortamının, medrese arkadaşlarının, ders usulünün, haftalık programının tesisinin ve dünyada kendi meslek ve üslubunda uzak diyarlarda başka medreselerin varlığının, her şey teşekkül ettikten sonra farkına varır, Nur talebeleri. Bir hac mevsiminde, merhum Mustafa Canelli Ağabeyle, Güney Afrika’nın Kapstadt şehrinden Mekke’ye gelmiş Nur Talebelerini, otellerinde ziyarete gitmiştik. Misafirhanelerinin girişindeki masaya, Risale-i Nurlardan bazılarını dizmişlerdi. İngilizce ders ve muhabbetten sonra, Nurlardan istifadeye başlamalarının ve Güney Afrika’nın bu uzak şehrinde medrese kurmalarının hikâyelerini dinlemiştik. Kapstadt medresesinin kuruluş temelinde yalnızca bir kitap var. Oradaki bir kardeşin eline geçen kitap, başkalarını da cezbetmiş. Çiçeğe konan arılar gibi, önce dış mekânlarda bir araya gelmişler. Ve sonra bu kitabı okuyup anlamak için, belli bir kapalı mekâna toplanmışlar. Namazlarını burada kılmışlar ve çaylarını muhabbetle burada yudumlarlarken, İstanbul’daki kardeşlerinden haberdar olmuşlar. Talebeliklerinin bu fıtrî yolculuğunu sevinç içinde anlatan Güney Afrikalı Nur Talebelerinin tedai ettirdikleri hayalimizle, ister istemez 1950’lerin Anadolu kasabalarına ve 1990’lardan sonra da Orta Asya Türkî ülkelerine seyahat ediyoruz.
Kitabın, talibin elinden tutarak kendi medresesini ne kadar fıtrî bir biçimde inşa ettiğine binlerce hatıra vardır, dünyanın dört bir yanında… Bunun en canlı misali ise, Mekke-i Mükerreme’de, kendilerini Haşimî olarak tanıtan Nur Talebelerinin cemaati olmalıydı. O cemaatin mensupları, ilimdeki ve tefekkürdeki derecelerini, bu talebelikte çok ileriye götürmüş olacaklardı ki; onlardaki ders okuma, dinleme ve mütalâa zamanları, bizdekisinin üç misli olacak şekilde genişleyip uzuyordu.
Bir mekânda toplanma usulleri fıtrî geliştiği gibi, bu talebelikteki ders usulleri de fıtrî gelişiyor. Bu talebeliğin en önemli şartı kitaba yönelerek sahip çıkmak değil mi? Sonra… Sonra okuma-yazması varsa eline alıp okumak… Önce kendisine, sonra çevresindeki sevdiklerine… Elbette onların da kabul ve teslimiyetleriyle mütenasip gelişiyor, bu talebelik. Müderrise, hocaya, mürşide ihtiyaç duymayan talebelerin bulunduğu medreselerde öğretmene de ihtiyaç kalmıyor ki, Nur’un dersi oradaki bütün talebeleri tek bir halkada topluyor. Yaş farkı gözetmeksizin… Dedesine takılarak gelmiş altı yaşındaki çocuktan, bütün yaş gruplarına… Elbette bir meselede ihtisası olan kişi, kendi ihtisasındaki konuyu kısaca izah edebiliyor. Fakat genellikle kitap ve ders ortamı, birçok suale kendiliğinden cevap verebiliyor.