"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yiğit düştüğü yerden kalkar...

Şükrü BULUT
08 Eylül 2023, Cuma
Uzun bir aradan sonra…

Teşhis, tedavinin yarısıdır, derler. Yiğit de düştüğü yeri tespit ettiğinde tekrar şahlanır. Bin sene boyunca sevgililer sevgilisinin izinde Kur’an’a bayraktarlık yapmış kahraman bir milletin; ne zaman, nerede ve nasıl tuzağa düşürüldüğünü çocukları bilmezlerse, babalarının katilleriyle el ele düşmanlarını arama gafletine düşebilirler…

Bundan kırk üç sene önce… Militan Kemalistlerin bin bir entrikalarla olgunlaştırdıkları bir darbeden bahsediyoruz. Darbe kelimesi manayı tam ifade edemiyor; ihtilâl, cinayet, demokrasinin idamı, dini-milli değerlerimizin imha süreci ve daha birçok kelimeler kullanmalıydık, 12 Eylül 1980 de demokrasiye yapılmış askeri müdahaleye…

Yeni Cami’de, vaizden Yahudiler ’in Mesih’e yaptıkları zulmün intikamını komşu Salomon’dan almaya kalkışan yeniçeri, “ ben henüz duydum” demiş. Biliyorum; bazılarımız, kırk üç sene öncesini karıştırmanın kime ne faydası var diyecek… Fakat bu dehşetli “milli helâkete götüren cinayeti” okuyan bazılarımız ise, biz henüz duyduk, diyerek gayrete geleceklerdir.

O dönemi yoğunca yaşamış; mazlumlarla ağlamış, nezarethanelerde sorgulanmış, ifadesi alınmadan aylarca tutuklu kalmış, bilâhak vazifesinden alınmış ve 12 Eylül’ü sağ ve sol militanlarınca olgunlaştıran ihtilâlcilerin mermileri arasında okula gitmiş bizim kuşağımızın vazifesi, ahirete geçmeden önce bu hakikati bayrağı devralanlara anlatmak olacak. Baba katillerini, düşman işbirlikçilerini, adi menfaati için mahallesini karşı tarafa pazarlayanları, üç paralık dünyaya dinlerini satanları ve en masumları olan hürriyet/demokrasilerini zilletli bir lokma ekmeğe tercih edenleri burada deşifre edecek değiliz. Zaten kahir ekseriyeti de, dosyalarıyla birlikte “ BÜYÜK MAHKEMEYE” sevk edildiler.

12 Eylül ihtilâlinin, milletimizin yaşadığı en münafıkane bir hareket olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu cinayeti Müslüman Anadolu halkına reva gören militan Kemalistlerin beyanlarını hatırlıyorsunuz. Devamı olan 28 Şubat’ta bir general, devrimin devamı için gereken balans ayarlarının zaman içinde yapılacağını SİNCAN’dan duyuruyordu. Bir YÖK başkanı, bu kırk sene zarfındaki zulümlerden idarecilerin sorumlu olmadıklarını ve bu icraatların “ 12 Eylülün ruhu” ile alakalı olduğunu söylüyordu. Yani 12 Eylül ihtilâlinin mahiyetini, maksadını, küresel aktörlerini ve hedeflerini bilemeyen çocuklarımızın “ Milli Bağımsızlıklarına” kavuşmaları imkânsız olduğundan; yiğit düştüğü yeri bilmeli ve oradan kalkmalıdır, diyoruz.

12 Eylül yalnızca bir askeri müdahalenin ismi değildir. Türkiye’nin yarım-yamalak bağımsızlığının kaybolması, zayıf da olsa demokrasimizin idamı, milletimizin servetinin zalim Avrupa kafirleriyle, Asya’nın dessas münafıkları arasında üleştirilmesi, Türkiye üniversitelerinin ilim-irfan yuvaları olmaktan çıkarılması, başta Kürtlük meselesi alet edilmek üzere, Alem-i İslâm’daki büyük nifak ve yangınların düşmanca kundaklanması, Türkiye’nin medeni AB mahfilinden uzaklaştırılarak istibdadın pençelerine teslim edilmesi ve dini-milli değerlerin bazı sefillerce adi menfaatlerde kullanılması gibi daha onlarca manayı tedai eden bir tabirdir, 12 Eylül…

Süreci Marksist-Kemalist ittifakınca devam ettirilen bu dehşetli programdan yarınımızı kurtarabilmek için 12 Eylül ihtilâlinin mahiyetini inşaallah öğreneceğiz.

12 Eylülün mahiyetini bilemeyenlerin, bundan böyle demokrasiye çalışmaları da imkânsız gibidir. Zira çoğu kez; o dönemin demokrasi münafıklarıyla iş tutma tehlikeleri olacaktır. Türkiye denilen bu mukaddes topraklarda babalarımızdan bize nelerin miras kaldığını ve çalınanları da bu vesile ile öğreneceğiz. Dede-babalarımızdan bize kalması gereken tapulu arazilerimiz, kültürel varlıklarımız, coğrafyamızın ruhu olan geleneklerimiz; harsımız, musikimiz,dilimiz, estetiğimiz, çizgimiz, mimarimiz ve folklorumuz… İşte bütün bu varlıkların mevcutlarını, arşivlerdek envanterleriyle karşılaştırabilmemiz için hem 12 Eylül öncesindeki zamanı ve hem de bu zilletli süreç içinde bu mazlum millete yaşatılanları, çocukları olarak öğrenmek zorunda değil miyiz?

İnşaallah devam edeceğiz…

Okunma Sayısı: 1905
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin T

    9.9.2023 12:51:30

    Uzun bir aradan sonra tekrar sizin derin analizler ihtiva yazılarınızı okumak bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir.gerçekten meselenin derin boyutlarını anlayabilmek için resmin bütününü görmek gerekiyor.işte bu da 12 Eylül ve diğer darbelere kadar gidiyor.

  • Hüseyin

    9.9.2023 10:58:23

    Evet, beş ay uzun süre. Tebrik ediyorum. Güzel ve tutarlı bir yerden tutmuşsunuz.

  • Rauf

    9.9.2023 09:29:57

    Balık hafızalı milletler için, bazı şeyleri sürekli gündemde tutulması gerekir. 12 Eylül, daha çok o dönemde işkence ve zulme uğrayanların yaşadıklarının bir kısmının çeşitli yollarla; (sineme, tiyatro, basın ve yayın..) anlatılmasından daha ileri gidil(e)memiş. Yani !2 Eylül'ün felsefesi, 12 Eylül'ün fikir kaynakları ayrıntılı incelen(e)memeiş. Münafıkane hareketler malesef ayrıntılarıyla bilinemiyor. Elinde imkan olanlar bu konuları es geçiyor. Gerçek anlamda araştırmak isteyenlerin belgelere ulaşmaları mümkün olmuyor. Resmin tüm parçalarını birleştirmek kolay bir hadise değil.

  • Eyüp

    9.9.2023 05:44:47

    Millet İradesine Kastedenleri Deşifre Ederken.. Lisânımıza kastedenlere ne diyorsunuz.?

  • Bayram

    8.9.2023 23:48:41

    Uzun bi aradan sonra süper tespitler. Tebrikler

  • Osman Yıldırım

    8.9.2023 22:21:32

    O kadar dehşetli bir meseleye değinmişsiniz ki değil bugunki nesle o günün dehsetengiz şartlarını yaşayan kuşağa bile anlatabilmek oradan zor ki zira tahkik ehli olarak bildiğimiz ve saff ı evvel diye bildiğimiz mübarek bazı zevat sokak sokak köy köy gezerek bu dehşetli döneme rahmet okuyup dualarda bulunduklarından bu münafikane dönemi topluma anlatabilmek çok zordur. Fakat herşeye rağmen Yeni Asya bunu tekbaşına omuzlayip topluma anlatmayı vazife addedip bedeller ödeyerek bu görevi yapmaya azmetmektedir. Bugibi yazılarda bu görevin devam ettiğini göstermektedir. Cenab i Hak muvaffakiyetler versin inşallah

  • Ergin Akın

    8.9.2023 21:13:40

    Bu millet, 10 senede bir değişen hafızasız nesiller amalgamı, Cemil Meriç'in tabiriyle.. Nerede kaldı 43 sene evvelini hatırlamak, ona göre hareket etmek... Hatırlatın, anlatın lütfen. Yazının başlığı da geri dönüşünüzle mütenasip mi bilemedim ama, hoşgeldiniz, mutlu ettiniz Abi.

  • S.topuz

    8.9.2023 20:29:31

    "Menfaatı esas tutan siyaset canavardır Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen; merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister." Bediüzzaman Said Nursi Sözler - 707 Bu muhteris, canavar siyasîler ve siyasetcilere olan muhabbet ve alkışlarımız onları daha da cesaretlendirmiş ki, 45 senedir dişinin, tırnağının kiralarını ödettiriyorlar. Yüzde dokzan gibi Vatandaşların onayını dahi çeşitli hile ve aldatmalarla alarak, düşe kalka bu zamana kadar gelebildiler, maalesef. Allah c.c bilir, belki de daha devam edemezler inşaallah, Amiiin.

  • Haşim Özkan

    8.9.2023 19:00:33

    “Küllü atin garîb”kaidesince ,yiğitin düştüğü yerden kalkması zamanı çok yaklaşmıştır.Sizlerin gayretleri de bu güzel akıbetin ayak sesleridir.Rabbim kolaylaştırsın,zorlaştırmasın.Vesselam.

  • H.Hakan Keküllüoğlu

    8.9.2023 18:20:27

    “Hafıza-ı insan nisyan ile malüldür”Hatırlatma gayretleriniz için teşekkürler.

  • Hilal

    8.9.2023 18:14:34

    Hocam, yazılarınızı tekrar görmek gerçekten çok güzel. Biz de sizinle Bismillah diyecek ve 12 Eylül'ü hakikatiyle öğrenirken bugünümüzü okumaya başlayacağız inşallah. Devamını merakla bekliyoruz. Biz gençlerin de anlayabilmesi için açık bir üslup kullandığınız için özellikle teşekkür ederiz.

  • Mehmet’i

    8.9.2023 17:50:29

    Güzel olmuş epeydir özlemiştik

  • süleyman ALIÇ

    8.9.2023 09:32:22

    12 Eylül münafıkane darbesinin 23 gün gadrine uğramış biri olarak gelecek yazılarınızı merakla bekliyoruz. Fakat; Yusuf Şahin Ceritli’nin; "Cellâdına âşık olmuşsa bir millet, İster ezan dinlet, ister çan dinlet İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet Müstahaktır ona her türlü zillet! .." dediği gibi millet uyanmazsa, akılını başkalarının cebine koyarsa, M. Akif gibi; "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam." diyemezse daha çoook 12 eylüller ve onun şekil değiştirmiş müstebit idarelerinin peşinden koşar ona alkış tutar vede bu gün olduğu gibi sürüm sürünür gider.......

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı