"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nisan füzeleri veya İran’ın İsrail saldırısı…

Şükrü BULUT
22 Nisan 2024, Pazartesi
Dünyamızın her gün biraz daha küresel çatışmalara yaklaştığı bu geçen Ramazan-ı Şerif’in sekinetine sığınarak, içtimai meselelerle ve bilhassa deccaliyetin masumlara yaptığı saldırılarla ilgili yazmamaya çalıştık.

Gel gör ki, İsrail’in, İran’ın mülkü olan, Şam-ı Şerif’teki İran konsolosluğunu füzelerle vurup, ikisi üst general olan yedi askeri şehit etmesi, Tel Aviv’in şaşkınlığının son raddesiydi. Ve İran da, ABD’ye ve Rusya’ya bilgi vererek, 13 Nisan’da İsrail’e verdiği sözü tutmuş oldu.

Yazımızın başlığındaki NİSAN FÜZELERİ tabiri, ABD ordusundan emekli olduktan sonra, bilhassa Ortadoğu olaylarını yazan Scott Ritter’e ait… Küresel sivil Marksistlerin hipnoz veya rüşvet ile yönlendirmeye muvaffak olamadığı; Douglas  Macgregor ve RİTTER gibi  birçok araştırmacı gazeteci,  bu hadiseye büyük önem veriyorlar.

Neocon-Neoliberal politika cephesinin baskısıyla İRAN’a düşmanlık eden ABD’nin ve İngiltere’nin baskıları, bildiğimiz gibi, İran’ı BRİCS’e ve SCO’ya yaklaştırdı. BOP taraftarlarına karşı ülkesini korumak üzere Rusya’ya ve Çin’e yakınlaşan İran’ı suçlayan gelenekçi veya Batı taraftarlarının göremediği önemli noktanın, ABD ve AB savunmalarına sızan küresel Marksistler olduğunu belirtmemiz lâzım. Bilhassa 1980’lerden sonra, yani Sovyetlerin dağılışını takip eden zamanlardaki globalcilerin sermayedeki ve aktif siyasetteki yeni yapılanmalarını nazara alamayanlar, –bize göre– ne BOP’u, ne Rusya’daki Kafkasya çatışmalarını, ne Turuncu Devrimleri, ne Irak Savaşlarını ne de Arap Bahar’ını asla anlayamazlar. 1917 St. Petersburg ihtilâlcilerinin askeri devrimci çizgisiyle 1923’ten sonra oluşmaya başlayan ve gücünü daha çok sermayeden ve sefahatten alan global sivil Marksist okullarının, zamanımızı âdeta mahkum eden okulların, buradaki misyonlarını öğrenmeden hadiselere teşhis koyanların hemen hepsi yanıldılar.

Hadiseleri yanlış okuma veya düşmanlarımızın sunduğu adeselerden olaylara bakmamız,  bugün de bizi fikren maskaralaştırıyor. Nimaydınlarımızın İran’a itiraz ettiği argümanlarının hemen hepsinin, Marksist tezgahlarda hazırlandığını belki çok geç anlayacaklardır. 1979 İran Devrimi’nden, İran-Irak Savaşı’ndan, teokratik İran rejiminden ve İran’ın Çin ve Rusya ile işbirliğinden hareketle Tahran’ı suçlayanlar, İran’ın ve müttefiklerinin durumunu göremiyorlar. Bize göre bu hatalı anlayışın bir sebebi de, Kur’an’ı zamanımızın ruhuna ve Ahirzamanın paradigmasına en muvafık surette tefsir eden Bediüzzaman’a, aydınlarımızın kulaklarını kapatmasıdır.

Siyasal İslâmcılara daha yakın bazı Şiaların, düz mantıklarından ve kısmi cehaletlerinden dolayı istismar edilen bir kısım Selefilerin ve siyasi olarak onlara yakın duran bir kısım İhvan mensubunun siyasetteki yanlışlarını, kırk seneyi aşkındır tenkit eden bazı hakperest gazetecilerimiz; İran’ın kararlı, şimdilik büyük zarar vermeyen (can kaybı yok) ve gelecek için İsrail’i ve destekçilerini caydıran füze saldırılarının çok isabetli olduğunu yazdılar.

İran, kendi toprağına tecavüz eden İsrail’e, BM’nin 51. maddesine dayanarak savunma hakkını kullandı. Neoliberal-Neocon ittifakının beklediği şekilde hareket etmeyip, hem müttefikleriyle hem bazı batılı devletlerle istişare etti. Ve İsrail’in tamamen atış menzilinde bulunduğunu, bir savaş hâlinde kimseciklerce kurtarılamayacağını  dünyaya isbatetti. gösterdi. Ayrıca, dünya demokrasilerine ve dolayısıyla milli devletlere büyük sıkıntılar yaşatan global sermayeye dayanmak suretiyle ABD’yi ve AB’yi de dinlemeyip Gazze’de yaptığı katliamla iyice yalnızlaşan bu Yahudi devletinin, intiharının eşiğindeki hâlini de dünyaya gösterdi.

İsrail’in, 7 Ekim senaryosuyla, global deccaliyetçe oyuna getirildiğini ve masum Gazze halkının da BOP’ çular tarafından kurban seçildiklerini önceki yazılarımızda belirtmiştik. Ukrayna’daki tarihî milliyetçiliği ve Rus düşmanlığını kullanarak altı yüz bin Ukraynalıyı öldürtenler, bu defa İsrail’deki dindar Yahudileri oyuna getirdiler. Ve İsrail eliyle şehit edilen otuz üç bin insanın kanıyla buradaki Yahudiler, tamamen yalnızlaştılar. Bize göre; bundan böyle ne ABD ne de AB siyasetçileri, coğrafyalarındaki kamuoylarını bir İsrail için karşılarına alamayacaklardır. Ve İran’ın 13-14 Nisan  füze saldırısı, İsrail’i hayatî bir karar noktasına sürüklemiş görünüyor: Ya Filistin Devleti’ni tanıyacak ya intihar ile sonlarını getirecek…

Okunma Sayısı: 1209
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat Avrupa

    22.4.2024 16:45:41

    @Halil Kardeşimize: 1979 u bu gün ile mi karşılaştırıyorsunuz? 11 Eylül’den sonra dünyanın; deccaliyet ve Nasara olarak ikiye ayrıldığını herhalde okuyamamışsınız. İran’a kimler düşmanlık yapıyor, çeyrek asırdır? Global marksistleri nereye koyacaksınız. Hamas’ın iplerini İran mı tutuyor, yoksa BOP çular mı? Uzun izah gerektiren bir konuyu burada izah etmek kolay değil. En iyisi siz, yazarın arşivine girip konu ile ilgili okumalarınızı arttırınız. Her şeye rağmen ilgi göstermişsiniz. Tebrik ediyorum.

  • Süleyman

    22.4.2024 14:55:18

    Ne zamandır okumayı beklediğim yazı! Meseleyi olanca berraklığıyla sunmuşsunuz, meseleyi bilenler zaten hemen ikna olur, güncel olayları takip etmeyenlerin ise bir kaç araştırma okuması, aynı sonucu verecektir, diye düşünüyorum. Bütün olayları yukarıdan takip edip, içinde olanlara karmaşık gösterilmeye çalışılan illüzyon gösterisinin iplerini açığa çıkarıyor bu yazı. Tebrik ve teşekkür ederiz. Devamını bekliyoruz.

  • Mehmet Ali Çelikbağ

    22.4.2024 13:39:55

    Şükrü abi yani İranın bilerek isabet etmeyen füzelerinin isabetli bir karar olduğunu mu düşünüyorsunuz abi ?

  • Haşim Özkan

    22.4.2024 13:30:22

    Yahudilerin taş ve ağaçların arkalarına saklanmaları zamanı yaklaştığı kanaatindeyim.

  • Mehmet

    22.4.2024 13:05:07

    Dünya hadiselerine tarih ve coğrafya cihetlerinden külli bakamadığımız zaman, en kolay bilinecek hakikatler dahi bize gizlenirler. Biz de tahkik mesleği zannederek başka yanlışçıları taklide başlarız.

  • Demokrat Avrupa

    22.4.2024 11:56:43

    İran’ın İsrail’e yaptığı hamleden neocon-neoliberal hareketin rahatsız olduğu gibi, ne hikmetse bizde ki yandaş medyada fevkalade rahatsızlığını belli etti. Hatta en yüksek mercilerden mevcud hükümetin uyguladığı politikada Filistin hassasiyetini sorgulayacak kalibrede ve kapasitede kimsenin olmadığı beyan edildi…Elbette neocon-neoliberal ittifakın içinde yer alırsan ve BOP’un uygulamada bir parçası olursan, korumakla görevli olduğun İsrail’in aleyhinde bir gelişme oldu mu rahatsız olursun….

  • Hüseyin T

    22.4.2024 11:41:21

    Olayların objektif ve büyük bir pencereden resmin tamamını görmemizi sağlayan ve mevzunun sibak ve siyakina dikkat çeken önemli bir makale hakikaten.Ta 1917 den günümüze neocon ve Marksist kliklerin planlarını anlamamızı sağlayan müthiş bir yazı olmuş.Insaallah hocamızın da ifade ettiği gibi,bu büyük musibetten büyük hayırlar netice verir."Ya Filistin Devleti’ni tanıyacak ya intihar ile sonlarını getirecek…"

  • halil

    22.4.2024 11:20:41

    7 Ekimdeki Hamas saldırısını bir senaryo olarak niteliyorsanız, İran'ın gecikmiş misillemesini niçin bir senaryonun parçası olarak kabullenemiyorsunuz, ne yani İran'ın 1979'dan beri nasıl bir senaryonun parçası olduğunu bilmiyor musunuz?

  • Hüseyin

    22.4.2024 01:04:40

    Çok farklı ve yeni bir bakış açısı bu konuda. Bekleyip neticeleri göreceğiz. İnşallah arzu ettiğiniz gibi olur.

  • İsmail

    22.4.2024 01:00:41

    Havuz medyasının aldatıcı algılarını bertaraf edecek bir makale olmuş ağabey. Kalemine kuvvet.Dimağına berraklık diliyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı