"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennet ehlinin efendileri

Süleyman KÖSMENE
26 Temmuz 2019, Cuma
Mersin’den Bedri Aksu: “Biz Cennetin efendileri yedi kişiyiz…” tarzında bir hadis var mıdır? Varsa açıklar mısınız?”

Hadis, kaynaklarımızda mevcuttur. 

Resulullah Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Biz Abdulmuttalibin çocukları, Cennet ehlinin efendileri yedi kişiyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.” 1 Hadiste yedi bahadırın ismi zikrediliyor. 

Bu zevatı sırayla tanıyalım:

1- RESULLAH (ASM)  

Kâinat kendisinden iftihar duydu, bütün peygamberlerin efendisidir. Kendi dininde, bütün peygamberlerin dini temsil ve ifade edilmiştir. Peygamberlik zincirinin son halkasıdır.

Mekke’nin zalim müşriklerine karşı tek başına İslâm’ı tebliğ etmiş, yirmi üç senede başa da çıkarmıştır. Getirdiği din bin yıldan beri bütün asırları aydınlatmıştır. Asrımızda dahi en hızlı yayılan din olma vasfına sahiptir.

2- HAZRET-İ HAMZA 

Peygamber Efendimiz’in (asm) amcasıdır. Mekke’de 570 yılında doğdu. Gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmazdı. Bi’setin 6. Yılında Müslüman olup Kureyşlilere meydan okudu. Bedir Savaşı’nda kahramanca savaştı.

Uhud Savaşı’nın nasıl yapılacağı konusunda Peygamber Efendimiz (asm) görüş sorunca, şehrin dışında meydan savaşı yapmayı istedi. Nihayet bu savaşta kahramanca savaşarak şehit oldu. İslâm tarihinde kendisine “seyyidüşşüheda”, yani şehitlerin efendisi dendi.

3- CAFER BİN EBÎ TALİP 

Mekke’de 590 yılında doğdu. Hazret-i Ali’nin (ra) büyük kardeşidir. Peygamberimize (asm) 25. sırada iman ettiği rivayet edilir. Eşi Esma ile birlikte Habeşistan’a hicret etti. Necaşi’nin Müslüman olmasına vesile oldu. Mute Savaşı’nda komutan oldu. Kahramanca savaşırken iki kolunu kaybetti ve nihayet şehit oldu.

Peygamber Efendimiz (asm) iki koluna karşılık Cennette iki kanat ihsan edildiğini müjdeleyince “Tayyar” olarak anıldı. İslâm tarihinde Cafer-i Tayyar olarak bilinir.

4- HAZRET-İ ALİ (RA)  

Küçüklüğünden itibaren Resulullah’ın (asm) terbiyesine girmiştir. Deha derecesinde zekâsını Resulullah Efendimiz’e (asm) tahsis etmiş, ilimde derinliğine erişilmez olmuştur. Peygamber Efendimiz (as), “Ben ilmin şehriyim. Ali kapısıdır.” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz’in (asm) ilim noktasında pek çok esrarına vakıftır.

Peygamber Efendimiz’den (asm) sonra dört halife devrinde çok farklı siyasî ve sosyal çalkantılarda kendisi hep istikameti temsil etmiştir. Velâyetin şahıdır, Ehl-i Beytin imamıdır. Ahir zamanda gelecek Hazret-i Mehdî’nin kendi evlâdından olacağı müjdelenmiştir.

5- HAZRET-İ HASAN (RA)  

Hazret-i Ali’nin (ra ilk oğludur. Hicretin 3. Yılında Medine’de doğdu. Fizikî olarak Resulullah’a (asm) çok benziyordu.

Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Hasan hakkında: “Bu benim oğlumdur; şeref sahibi bir efendidir. Umarım ki Allah bu oğlum sebebiyle yakında Müslümanlardan iki büyük fırkanın arasını ıslah eder.” 2 buyurmuştur. Hazret-i Hasan halifeliği döneminde Hz. Muaviye’nin askerleriyle karşı karşıya geldi ve sırf Müslüman kanı dökülmesin diye savaşmaktan vazgeçerek halifeliği Hz. Muaviye’ye bıraktı. Hicretin 41. Yılı olan bu yıla bu sebeple Birlik Yılı denmiştir.

Bediüzzaman Hazretleri bu asırda Risale-i Nur hareketinin, Hazret-i Hasan’ın (ra) altı aylık hilâfetinin devamı niteliğinde olduğunu söylemiştir.

6- HAZRET-İ HÜSEYİN (RA)  

Hicretin 4. Yılında Medine’de doğdu. 

Peygamber Efendimiz asm): “Hasan ile Hüseyin Cennet ehli gençlerinin efendisidir!” 3 buyurmuştur.

Hz. Muaviye’nin oğlu Yezid halife olduğunu ilân edince, Hazret-i Hüseyin (ra) istişarî hilâfetin terk edilip babadan oğula geçen saltanat sistemine geçilmesine şiddetle muhalefet etti. Bu konuda diğer sahabe çocuklarıyla birlikte hareket etti. Kûfe’de düşüncelerine destek buldu. Fakat Yezid’in ordusu tarafından Kerbelâ’da şehit edildi. Bediüzzaman Hazretleri bu asırda ihya ettiği “hürriyet-i şer’iye” mefkûresini Hazret-i Hüseyin’e (ra) dayandırmaktadır.

7- HAZRET-İ MEHDΠ 

Ahir zamanın parlayan yıldızıdır. Soy kütüğü itibariyle hem Hazret-i Hasan’a, hem Hazret-i Hüseyin’e dayanır. Dinin, iman ve hürriyet-i şerîye gibi ihmal edilmiş temel meselelerinde de, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin’in (ra) ahir zamandaki dairesi ve temsilcisi hükmündedir.

Rahmetullahi aleyhim ve radiyallahü anhüm.

Dipnotlar:

1- Ebu Davud, Mehdî, 1; Tirmizî, Fiten, 52-53; İbn Mâce, Fiten, 3. 2- Buhârî, Fedâil, 22; Sulh, 9; Fiten, 20; Menâkıb, 25; Tirmizî, Menâkıb, 31. 3- Tirmizî, Menâkıb, 30/3781; Ahmed, V, 391-392.

Okunma Sayısı: 10092
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı