"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İntihar edenin durumu nedir?

Süleyman KÖSMENE
13 Kasım 2012, Salı
‘Üzgün Baba’ rumuzlu okuyucumuz: “Bundan dört yıl önce hafız olan oğlum kendini astı. Hâlâ çok üzgünüm; aklımdan çıkmıyor. Oğlumun durumu nedir? Oğluma dua edebilir miyim?”

ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİDİMİZİ KESMEYELİM
Öncelikle üzüntünüzü paylaşıyoruz. Taziyetlerimizi sunuyor ve güzel evlâdınıza Allah’tan rahmet diliyoruz.
İntihar büyük günahlardandır. Fakat dört yıl önce gerçekleşmiş bir olay için artık “mukadder imiş” diyeceğiz ve intihar eden o evlâdımızı Allah’ın rahmetinde bileceğiz.
Bileceğiz; çünkü Allah’ın rahmetinden başka ümit kapımız yok!
Biz, Allah’ın rahmetine gittiğini umduğumuz evlâdımızla ilgili bize düşen görevlerimizi yapmaya devam etmeliyiz. 
Onun için rahmet duası okuyacağız, mağfiret talep edeceğiz, bağışlanmasını dileyeceğiz, günahlarının affını isteyeceğiz. 
Bizden istemek, Rabbimizden cevap vermektir.
Şunu unutmayacağız: İstemezsek cevap almaya hakkımız olur mu?
Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyeceğiz. Nitekim bunu Kur’ân emrediyor: “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.”1

İNTİHAR EDENE DUA EDİLİR
İbni Semûre (ra) anlatıyor:
Adamın biri ok temreniyle kendini öldürdü. Peygamber Efendimiz (asm) onun namazını kılmadı, fakat sahabelerin kılmalarını da yasaklamadı. “Arkadaşınızın cenaze namazını kılınız” buyurdu.2
Peygamber Efendimiz (asm) ümmetini intihar cinayetinden alıkoymak için namaz kılmamıştır. Sahabelerin kılmalarına izin vermesi ise, intihar edenin cenaze namazının kılınacağını göstermek içindir.
Nitekim ehl-i sünnet âlimlerine göre kendini öldüren bir kimse, bu çirkin hareketiyle dinden çıkmış olmaz. Katl günahı kendisine aittir. Namazı kılınır, kendisi için dua edilir.

RESÛLULLAH (ASM) İNTİHAR EDENE DUA ETMİŞTİR
Hz. Câbir (ra) anlatmıştır:
Cahiliyet devrinde Tufeyl ibni Amr ed-Devsî’nin muhkem bir kalesi vardı.
Tufeyl, Peygamber Efendimiz’e (asm) geldi ve kendisini korumayı taahhüt ederek,
“Yâ Resûlallah! Sana kötülük yapacaklardan, seni koruyacak olanların yanına, güvenilir bir kaleye gelir misiniz?” dedi.
Fakat Allah Medîne’ye hicreti emrettiğinden, Peygamber Efendimiz (asm) Devsî’nin bu teklifini kabul etmedi.
Nihayet Peygamber Efendimiz (asm) Medîne’ye hicret ettiği zaman, Tufeyl de bir arkadaşıyla birlikte Medîne’ye hicret etti. Fakat Medîne’de bu ikisi hastalandılar ve sıkıntı çektiler. Bilhassa Tufeyl’in arkadaşı, hastalıktan çok elem ve acı duymaya başladı.
Nihayet bir gün keskin bir bıçakla kendi parmak eklemlerini kesti. Parmaklarından kan kaybı nedeniyle de öldü.
Sonra Tufeyl (ra) onu rüyasında güzel bir surette, fakat eli sarılı olduğu halde görmüş. Ona:  
“Rabbin sana ne yaptı?” diye sormuş. O da:
“Peygamberinin yanına hicret ettiğim için Rabbim beni bağışladı, bana mağfiret etti” diye cevap vermiş. Bu sefer Tufeyl (ra):
“Neden seni iki elin sarılmış görüyorum?” diye sormuş. Adam da:
“Bana, ‘Kendi vücudundan bozduğun şeyi düzeltmeyiz!’ denildi” diye cevap vermiş.
Hazret-i Tufeyl (ra) bu rüyayı Resûlullaha (asm) anlattı.
Allah Resûlü (asm) ise bunun üzerine intihar eden o kişinin elleri için dua etti:
“Allah’ım! İki eli için de mağfiret eyle.”3

NE DUAYI, NE DE ÜMİDİMİZİ KESMEYE İZİN YOK
Diğer ölenlerin durumunu bilmediğimiz gibi, intihar edenin de durumunu bilemeyiz. Bu bize kapalıdır. Aslında kapalı olması iyidir: Bu, duaya devam demektir.  
Bilseydik ki, O Cennette; duayı keserdik! Bilseydik ki, O Cehennemde; ümidimizi keserdik!
Ne duayı, ne de ümidimizi kesmeye izin yok, buna cevaz yok. Duaya da, ümitli olmaya da devam edeceğiz inşaallah.
Unutmayalım ki, dua bütün rahmet kapılarını açar.

Dipnotlar:  1- Zümer Suresi: 53; 2- Nesâî, Cenâze, 68; 3- Müslim, Cenâze, 37

Okunma Sayısı: 45248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • yakup balpetek

    20.11.2012 00:00:00

    Canım kardeşim süleyman abimiz akıldan yoksunlara demiyorki, akıldan yoksun olanın cüzi ihtiyarisi yoktur.Onlar sorumlu degillerdir zaten.akıl hastası varkı tanıdıgım şu an bile oturup konuştşgum kişi ki doktorunu öldürmüş zamanında deli hastanesinde, şu an normal durumu :),onlar mesul degil.Yukarıdaki bahisleri okursanız farklı durumlar.
    Akli selim olupta kendini öldüren kişiler mesuldür.Çünkü vucud emanettir.Emanete hiyanet edilemez.

    Selam ve dua ile...

  • yusuf çakır

    13.11.2012 00:00:00

    Sayın hocam intihar bir sonuçtur. Sebebe bakmak lazım.Aklı olmayan yada aklı hasta olan yaptığı fiilden mesul tutulabilirmi ? hekimler bunun için rapor verir. Akli melekeleri yerindedir yada yerinde değildir diye. Akli melekesi yerinde olmayanın hukuki ehliyeti olmaz.Bizim hocalarımız intihar edeni görünce hemen bu cehennemliktir etiketini yapıştırıverirler. Normal bir insan kolay kolay canına kıymaz. Yaşarken cehennemi yaşayan birisi ançak bu fiile teşebbüs edebilir.Kişi yaşarken nasıl cehennemi yaşar. Bunun için başına illa ki kötü bir olay gelmesi gerekmez. Birgün yataktan karkarsınız beyninizin biyokimyası değişmiştir. Beyindeki nörökimyasal maddelerden, serotonin ve dopaminin seviyesi artmıştır. Sonuçta delirirsiniz. Akıl uçup gider. Bunun için dindar olmanız yada olmamanız birşeyi değiştirmez. Buna biz manik atak diyoruz. Bulutların üzerinde uçarsınız.kendinizi esrar almış gibi hissedersiniz. Peşinden manik atak kendini depresif atağa bırakır. Bu seferde beynizdeki kimyasal maddelerden, serotonin ve dopaminin seviyesi azalmıştır. Hiçbir dış hadise olmasa bile siz cehennemi yaşarsınız. Bırakın namaz kılmayı, sabah yataktan kalkarken bile, et ile tırnağın ayrılması gibi yataktan söküle söküle karkarsınız.Nefes almak bile size zor gelir, hep uyumak istersiniz.Hayatta yapabileceğiniz iki şey vardır, uyumak ve yemek. Onun haricinde herşey size ızdırap verir.Genellikle bu tür hastaların tanısı bipolar bozukluk yada major depresyondur. Aynı ızdırabı yakınlarıda yaşar.Sosyal desteğiniz sıfıra inmiştir. Dostlarınız vede din kardeşeleriniz bile size bir vebalıymış gibi uzak durmayı tercih eder. Deli etiketi alnıza yapışmıştır, kolay kolay alnızdan inmez. Neticede kafa kırılmıştır. Sorumlusu da sizsinizdir. Sonuç da bu tür hastaların %25 ’intihar eder. Bu sonuçu netice veren etken beynin nörökimyasal bozukluğudur.Akıl düzgün ve doğru çalışmamaktadır. Bu tür intiharları nereye koyacağız. Efendim allah akıl fikir vermiş intihar etmeseymiydi diyeceğiz.Neticede akılda bir nimet oda hasta olabiliyor. Çok ileri yaşlarda da bunama nedeniyle beynin akli fonksiyonlarını yitirebiliyor.İntihar edenlerin hükmü cehennemliktir diyenler tek bir sorum var, hiç akıl hastası bir yakınınız oldumu ? yada intihara teşebbüs eden bir yakınınız oldumu? Bu tür fetvalarda az çok psikyatri uzmanlarınında tuzu olmalı. Prof dr Nevzat Tarhan, Prof Dr Ahmet Çelikkol, Prof Dr Sefa Saygılı, Prof Dr Kemal Sayar gibi sahasında uzman kişiler bu soruya nasıl cevap verirlerdi, çok merak ediyorum.saygılarımla

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı