"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul Sözleşmesi orada dururken mi?

Süleyman KÖSMENE
04 Mayıs 2020, Pazartesi

BU FİİLLER  ALLAH’IN SINIRLARIDIR  

Aymazlıklar cenderesinden geçiyoruz. Bu ülkeyi yöneten siyasî irade İstanbul Sözleşmesi adıyla bu ülkenin bin yıllık ahlâkını, adabını, örf ve namusunu, kutsal aile ve nikâh bağlarını ve bütün dinlerce benimsenmiş meşru evliliği yıkan bir sözleşmeye imza atalı sekiz sene geçmiştir. Sekiz seneden beri boş da durulmamış, uyum yasaları çıkarılmış. 

Bir kısmı uygulanmış veya uygulama yoluna gidilmiş. Zorluklar görülmüş, bir kısmından vazgeçilmiş…

Ama siyasî iradenin bu sözleşmenin arkasında durduğu anlaşılıyor. Çünkü sekiz yıldan beri ne bir pişmanlık, ne bir dönüş emaresi gösteren adım söz konusu.

İstanbul Sözleşmesini kabul ve imzalama serencamı da ayrı bir garabet!

Türk insanı kanaat sahibidir. Türkiye’nin bir kamuoyu var. Bu insanlar koyun mudur ki, tartıştırmadan, müzakere ettirmeden, kamuoyunun tercihini almadan, yangından mal kaçırır gibi, apar topar imzalıyorsunuz ve yürürlüğe koyuyorsunuz!

Demokrasi nerede kaldı? Millî, manevî ve dinî değerlerimiz nerede kaldı?

Diyanet İşleri Başkanı’nı savunmakla ve Ankara Barosunu azarlamakla sorumluluktan kurtulduğunuzu mu sanıyorsunuz?

Algı yönetimiyle kamuoyunu aldatırsınız. Ama Allah’ı aldatabilecek misiniz? Çünkü meşrulaştırma riskine soktuğunuz bu fiiller, Allah’ın sınırlarıdır.

BUNLAR TÖRE DEĞİLDİR  

Diyanet İşleri Başkanı’nın uyardığı bu fiiller Allah’ın yasakladığı fiillerdir. Bunlar gelenek değildir. Görenek değildir. Adet değildir. Töre değildir.

Bunlar bir toplumu kökten yıkan ve gelen nesilleri çürüten fiillerdir.

Bunlar Allah’ın İslâm toplumundan ve hatta dünya toplumlarından beklediği ahlâktır, ardır, namustur, kutsal değerlerdir. Peygamberlerce getirilmiş ortak değerlerdir. Bu bakımdan ister Müslüman, ister Yahudi, ister Hıristiyan olsun, toplumların aile ve cinsel hayatı bu değerler çerçevesinde şekillenmiştir. Rusya, ABD, İngiltere, İsrail, Ermenistan dâhil birçok Hıristiyan veya Yahudi ülke bile, kutsal aile bağlarına zarar veriyor diye bu sözleşmeyi henüz imzalamamıştır.

Türkiye ise 2011’de imzalamış, 2014’te yürürlüğe koymuştur.

Şimdi günaydın demek lâzım!

Vaktinde neden tartışılmadı? Neden kamuoyunun nazarından kaçırıldı? O zaman Diyanet İşleri Başkanlığı neredeydi? İlahiyat otoriteleri neredeydi? Dini çevreler neredeydi? (Bir kısmı dinde teravih var mı, yok mu, hadisler sahih mi değil mi, onu hallediyordu gerçi! Hâlâ halledemediler ya! Peki diğerleri?) Birkaç ses çıkmışsa da, güçlü bir tepki verilmemiştir. Oysa imzayı da, yürürlüğü de durduran sarsıcı bir tepki verilebilirdi, verilmeliydi.

Hâlâ verilebilir. Hâlâ kamuoyu görüşüne sunulabilir. Hâlâ kamuoyunun tercihi doğrultusunda yol yakınken dönülebilir. Eğer Türk Milletini millet yapan temel değerlere zerre kadar inanılıyorsa…

Öyleyse ne bekleniyor? İktidardan düşünce mi harekete geçeceksiniz?

BAROLARA YAKIŞMADI   

Ankara ve İzmir baro başkanları da yangına körükle gitmişlerdir. Eleştiri hakkınız vardır, eyvallah! Ama kutsal aile değerlerini aşağılama hakkınız yoktur. Çamur atma hakkınız yoktur. Ahlâkî değerlere çağ belirleme yetkiniz yoktur. Bir değerin kutsal olup olmadığına karar verme yetkiniz yoktur. Nefret dili kullanma yetkiniz yoktur. Kışkırtıcı davranma yetkiniz yoktur.

Maksadı aşan cümleler kurmamaya özen göstermeliydiniz. Barış dilinden yoksun, çözüm üslubundan uzak jakoben bir yaklaşım sergilememeye özen göstermeliydiniz.

Bu mesele, içtimaî mutabakatla çözülür. Başka türlü çözülmez. Aksi takdirde, açılan yara çıbana döner, çıbanın cerahati bütün bedeni çürütür. İçinde sadece iktidar kalmaz. –Maazallah- Bütün bir toplum kalır.

DUÂ

Allah’ım! Aklımızı bize pahalıya satma! İnsafımızı bize pahalıya satma! İz’anımızı bize pahalıya satma! Dinimizi bize pahalıya satma! Ahlâkımızı bize pahalıya satma! Kimliğimizi bize pahalıya satma! Benliğimizi bize pahalıya satma! Âmin.

Okunma Sayısı: 3859
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Türeli

    4.5.2020 19:22:13

    Diyanet Risale-i Nuru çürük raporla gizli ve derin mahfiller ile karalamaktan vazgeçip, asli görevi kapsamına giren İstanbul Sözleşmesi ucubesini inceleyip bunun inanç ve dinimize uymadığını Rapor ederek ilgililere sunarsa kamuoyu tarafindan alkışlanır. Bu sözleşme durdukça içindeki konular yasal olarak eleştirilir mi ayri bir konu

  • barış

    4.5.2020 10:52:01

    Bu sözleşme ve uygulamar ile ilgili diyanet bir araştırma komisyonu vb. neyse kurup bunun zararlarını dine aykırılıklarını ortata koyup Türk milletine açıklamalı yoksa lafla sözle bir yere varılmaz

  • Hüseyin Yılmaz

    4.5.2020 02:16:07

    Elhamdülillah, Allah ebeden razı olsun. Inşaallah efkarı âmme'nin kulakları çınlasın...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı