Hasan Doğan: “Sala nedir? Şartları ve hükmü nedir? Sünnet midir, bidat midir? Ne zamanlarda okunmalıdır?”
Dilediğin Kadar!
Sala, terim olarak Peygamber Efendimiz (asm) için okunan salavat-ı şerifeye denir. Kelime olarak rahmet, dua ve namaz demektir.
Salavat-ı şerife Resulullah Efendimiz’e (asm) ve şefaatine ulaşmaya vesiledir, rahmetin en kolay anahtarıdır1, İlahî ve ebedî bir sofra olan Makam-ı Mahmud’a davettir ve o sofraya edilen davete icabettir.2
Salavat okumayı Kur’ân emrediyor: “Allah ve melekler Peygambere salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de O’na salat ve selam edin!”3
Ubey ibn-i Ka’b (ra) anlatıyor: “Gecenin üçte biri geçince Resulullah (sav) uyandı, kalktı ve buyurdu ki: “İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak!”
Dedim ki: “Ya Resulallah! Ben çokça salavat getiriyorum. Ne kadar getireyim?” Buyurdu ki: “Dilediğin kadar!” “Dualarımın dörtte birini salavata ayırsam yeter mi?” dedim. Buyurdu ki: “Artırsan daha iyi olur!” “Yarısını?” diye sordum. “Artırsan daha iyi olur” buyurdu. “Üçte ikisini?” dedim. “Artırsan daha iyi olur” buyurdu. “Tamamını salavat-ı şerife’ye mi ayırayım?” dedim. “İşte o takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.” Buyurdu.4
Emre Binaen Örf Olmuştur
Ümmet bu emri sosyal hayatın hemen her noktasına taşımıştır. Pazartesi ve Cuma gecelerinde, Cuma namazlarından önce, sabah ve diğer vakit namazlarından önce, cenazelerde, kandil gecelerinde, dinî tasavvufî toplantılarda ve ihtiyaç duyulan her yerde farkındalık oluşturmak ve farkındalığı yaşamak için salavat getirmek ümmetin güzel bir örfü ve adeti olmuştur.
Peygamber Efendimiz (asm) zamanında ve ilk dönemde camilerde sala okunmamıştır. Fakat salavat-ı şerifenin çok teşvik edilmesi hasebiyle sala okumak zamanla örf haline gelmiştir. Cenazeleri duyurmak için okumak da bunlardandır.
Fakat salayı siyasete âlet etmek su-i istimaldir. Sala bir salavat metnidir ve şöyledir: Es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya resûlallah! Es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya habîballah! Es-salâtu vesselâmu aleyke ya seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn! Ve selâmun ale’l-murselîn ve’l-hamdu lillahi Rabbi’l-âlemîn!”
Manası ise şöyledir: “Salât ve selâm sana olsun ey Allah’ın elçisi! Salât ve selâm sana olsun ey Allah’ın sevgili kulu! Salât ve selâm sana olsun ey geçmiş gelecek bütün insanların hayırlısı! Bütün peygamberlere selam olsun. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır.”
İlginç Bir Anekdot
Peygamber Efendimiz (asm) gelmeden önce Hayber Yahudileri ile Gatafan kabilesi ne zaman savaşsalar, Hayber Yahudileri yenilirlerdi. En sonunda: “Allah’ım! Ahirzamanda çıkarmayı vaad ettiğin o ümmî peygamber hakkı için bizi muzaffer kıl!” diye dua ettiler ve Gatafan’ı bozguna uğrattılar.
Fakat gün geldi devran döndü; Peygamber Efendimiz’i (asm) gördüklerinde iman etmediler. Bunun üzerine şu ayet indi: “Daha önce kâfirlere karşı fetih isterlerken, Allah katından ellerindekini doğrulayan bir kitap kendilerine gelip de bildikleri gerçekler karşılarına dikilince, onu inkâr ettiler.”5
Allah salavat-ı şerifeden hissemizi ziyade kılsın. Âmin.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 29., 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 101., 3- Ahzap Suresi: 56., 4- Tirmizî, Kıyâmet, 23/2457., 5- Bakara Suresi: 89; Kurtubî, II, 27; Vahidi, s. 31.