Geçtiğimiz günlerde okuduğum ve ibretle tefekkür ettiğim bir makale eğitimin toplum hayatındaki önemini vurguluyordu. Makale ‘’Yalınayak Koleji’’ başlığını taşıyordu.
Okuduğumda yüzyıl öncesinden hazırlanan altın formülü hatırladım:
ALTIN FORMÜL
Bediüzzaman Hazretleri geri kalmamızın sebeplerini ve çaresini şu veciz formülle dile getirmiştir: ‘’Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.’’
Halk arasında sınıf farklarının çok keskin olduğu bir ülke olan Hindistan’da yaşanan ve toplumun en alt tabakasını dönüştüren bir eğitim projesinin adı ‘’Yalınayak Koleji’’. Zengin bir ailenin, iyi eğitim almış oğlu olan Bunker Roy kimya mühendisi olduğunda ilginç bir eğitim projesiyle farklı alana yönelir. Köyleri, sokakları dolaşır. Zamanını okuma yazma bilmeyen kişileri eğitmek amacıyla geçirir. Onların dar dünyalarını genişletmek için çalışır. ‘’Size diploma gerekmiyor. Zor geliyorsa okuma yazmayı bile ikinci plâna alabilirsiniz. Yeteneklerinizi öğrenmek zorundasınız. Yeteneklerinizi öğrendiğinizde bunları bilgilerinizle birleştirip hayatınızda kullanmalısınız’’ der.
Muhataplarının ayaklarında ayakkabı yoktur. O yüzden okula “Yalınayak Koleji’’ adını verir. Sadece gündüz değil, gece de eğitim yapılır. Uzman bir doktor çağırılır, ebe olmak isteyen kadınlara ‘’ebelik’’ dersleri verilir. Bir başka sınıfta tarım uzmanı isteyenlere ziraat dersleri verir... Bu okulda öğrenciler okullarını, sınıflarını, sıralarını kendileri yaparlar. Taş-duvar işçiliğini, marangozluğu, kiremit döşemeciliğini öğrenirler. İşlerini öğrendiklerini ispat edenler diploma almasalar bile kendi ihtiyaçlarını kendileri giderebilmeyi becerirler.
Köylerde kadınlar güneş enerjisini evlerinde en verimli şekilde kullanabilmeyi, yakıt aramadan yemeklerini pişirmeyi öğrenirler.
Kendi elleriyle, üreten, yapan, tamir eden, kabiliyetlerini geliştiren kaliteli insanlar olarak yeni bir ufuk açılır önlerinde.
(Kaynak: www.matematiksel.org)
HÜLÂSA
İnsan bu dünyaya ilim ve duâ ile tekâmül etmek için gönderilmiştir. İlim dar dünyamızı genişletir, önümüze yeni ufuklar açar. Hele de öğrendiğimiz ilim sadece dünya hayatına değil, ahirete de yönelikse iki cihan saadetini kazandırır bize.
İşte bir Kur’ân tefsiri olarak Risale-i Nurlar’da bu sırrın anahtarı vardır!