Risale-i Nur’da hayat hikayeleri işlenen peygamber adedi dörttür.
Bunlar: Hz. Yunus (a.s.), Hz. Eyyub (a.s.), Hz. Yusuf (a.s.) ve Hz. İbrahim (a.s.)’dır. Risale-i Nur Külliyatı’nda bu peygamberlerin ilk ikisinin hayat hikayeleri en kısa bir özet şeklinde sunulmuş olup, her biri, birer ayet ışığında ele alınmıştır. Diğer iki peygamberin ise yine birer ayet doğrultusunda hayatlarından sadece çok kısa bir kesit alınarak kıssaları işlenmiştir.
Bu kıssaları okurken o peygamber’in içinde bulunduğu ruh halini anlamak bu durumda başına gelen musibeti nasıl okuduğuna bakmak ve nihayetinde o musibetten hangi vesileyle kurtulduğunu anlamak eminim bu asrın çalkantıları içerisinde boğulan ve kurtulmak için ümit arayan insanlar için bir terapi ve sebeb-i necat ve bir yenilenme oluşturacaktır.
Zorlandığında, hata yaptığında, tükendiğinde, umutsuz olduğunda, beklediğinde ve yalnız hissettiğinde adeta mücerrep bir ilaç hükmünde olan bu kıssalar ve Peygamberlerin bu halden nasıl kurtulduğunu bu asır insanlarına büyüterek göstermek gerekir. Bu yüzden, bu kıssaları bir kez daha kendi yaralarımızı ve içinde bulunduğumuz sıkıntılı ruh hallerimizi düşünerek ve onlardan kurtulmaya niyet ederek okumalıyız.
Mesala Hz. Yunus kıssasından küçük bir kesit bir duygu çözümlemesi; Deniz çalkantılı, her yer karanlık, üstelik bir balığın karnında bulunan bir peygamber; adeta imtihan içinde bir imtihan ümitsizlik içinde başka bir ümitsizlik. Zorlanmak, yalnız hissetmek, tükenmek, pişmanlık ve beklentiler. İnsanı adeta depresyona sokan hemen hemen bütün ruh halleri. Kendi çabamızla hatta mahlukatın yardımı bile olsa çıkamadığımız bir durum. Tam bir acizlik hali. Ve ard arda gelen düşünceler “kendim çıkamıyorum”, “hatalı davrandım”, “kendi hayatımı kendim idare edemiyorum”. “Ben ümitsiz vakayım” gibi içeriden de gelen başka bir tazyikat. Ne kadar tanıdık ne kadar insani.
Her yerden ümit kesik bir vaziyet. Ve insan kendini sorgulamaya başlıyor. Bu yaşadıklarım ne anlama geliyor. İşte tam bu nokta insan olmak veya hayvan kalmak, kul olmak veya sefih olmak arasında seçimin yapıldığı kritik bir nokta. Düşünen ve irade sahibi insan ve kul olan bir kişi olarak bu olup bitenler ne anlama geliyor? diye sormak bizi ya insan yapıyor ya da hayvandan aşağı düşürüyor.
Hz. Yunus kavmi tarafından psikolojik şiddete maruz bırakılmış bir peygamber. Hemen hemen diğer peygamberler gibi. Genel anlamda şiddet bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelenmesine veya duygusal baskı altına alınmasına sebep olur. Kavminden gördüğü psikolojik-şiddet Yunus Peygamber’in başa çıkması gereken bir durumdur. Ancak Hz. Yunus’un Allah’ın hükmü gelmeden kavmini terk etmede aceleci davranmıştır. Bir nevi kavmine içerleme kızgınlık içeren fakat içerisinde düşmanlık bulunmayan bir öfke hali.
Hz. Yunus üzgündür. Üzgünlük anı aslında desteğe ve yakınlığa ihtiyacımız olduğu andır. Ancak üzüntüye eşlik eden öfke, başkalarına uzak durmak gerketiği sinyalini göndererek, bilakis uzaklaşmaları gerektiğini söyler. Hz. Yunus’un içinde bulunduğu duygu çözümlemelerine bakıldığında öfke acelecilik yanlızlaşma ve ümitsizlik duygularıdır.