"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tebliğde üslup

Yasir Özer
24 Kasım 2022, Perşembe
İsmail Bey, son günlerde vaizlerin kullandığı üslubun İslam’a hizmet edip etmediğini sorguluyor. Zaman zaman bizim de ekranımıza düşen örnekler sebebiyle birkaç yazısını buna ayırdı.

Ele aldığı konunun ana başlığı şu: “Hakikat hangi üslupla anlatılmalı? “

Bu önemli bir soru. Zira, insanlar bir fikir sisteminin içine girmeden önce, o düşünceye köprü olacak kişilerin; haline, tavrına, diline nasıl yansıdığına bakıyor ve notunu ona göre veriyor. Bundan dolayı “haberdar etmek konumunda bulunanların” her sözü kılı kırk yararak söylemesi son derece ehemmiyetli.

Esasen tefsirin, hadisin, fıkhın… vs. usulünü gayet başarılı bir şekilde günümüze taşıdığımız halde tebliğin usulü ile ilgili ölçüleri ‘haberdar etme konumunda olanların’ın gündemine taşıma başarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Oysaki hakikat ve üslup Münazarat’taki tabirle tevem yani ikiz. Bir taraftan müşrikleri iman esaslarından haberdar eden vahy-i semavi, diğer taraftan üslubun ölçülerini beraber dokuyor.

Cenâb-ı Hak, Mekke gibi Müslümanların mağlup olduğu bir zamanda emrettiği nezih ve nazik üslubu, Müslümanların önemli bir güce eriştiği, hatta devlet kurduğu Medine hayatında da Al-i İmran ve Nisa sureleri ile tekrar emrediyor.

Üslup meselesi, Bediüzzaman Hazretlerinin de es geçmediği bir mevzu. En bilinen eserlerinden Tabiat Risalesi’nin dipnotuna bakanlar ‘nezih ve nazik bir üslubu’ tavsiye ve tekliften öte bir ‘meslek’ olarak kayda geçirdiğini görürler. Üstelik bu gerçeğin izini sürdüğümüzde, bizi çok daha sorumlu davranmaya iten mektuplar da bulmak mümkün.

Bakınız, Konyalı Sabri Halıcı’nın, İstanbul’da bulunan Salih Yeşil’i görmek istemesi üzerine Mustafa Oruç, Sabri Halıcı’yı alıyor ve Salih Yeşil’e götürüyor. Bir müddet sohbet ettikten sonra; önce tesettür, sonra Hz. Muaviye ve Vehhabilik meselelerinden bir münakaşa çıkıyor ve münakaşanın bir tarafı nur talebesi.

Anında bu durumu hisseden Üstad Hazretleri, Emirdağ Lahikası’nda yer alan mektubunda, Mustafa Oruç üzerinden Sabri Halıcı ağabeye müthiş bir ikazda bulunuyor: “Nur’dan kazandığı çok ehemmiyetli makamından atmak arzusu oldu.”

Yani üslup meselesi, hele de konu din ise ve hele de sonu münakaşaya çıkacaksa, öyle es geçilecek bir mevzu değil. Bundan olacak ki Bediüzzaman Hazretleri, “nasihat etmek” gibi masumane bir tavsiyenin önüne dahi “zarar etmezse” kaydını düşmüş. Öyle ya, insan bazen nasihat ederken üslubunun kurbanı olur ve muhatabına gemi azıya aldırır.

Ve yine bu sebepten olacak ki İhlas Risalesi’nin birinci düsturundan yola çıkıp, hakikati söylemek uğruna ortalığı toz duman edecek bir yaklaşımın karşısına, hemen uhuvvet ve kardeşlikle dokunmuş ikinci ve dördüncü düsturlar çıkarıyor. Yaparken yıkmayın der gibi.

Dolayısıyla üslup sorununun, hem dışa de hem bünyeye bakan vecheleri mevcut.

Anlatılacak mesele, yazılacak konu, ibret alınacak hadise çok elbette, ama din hesabına kuracağımız her cümleyi, Muhakemat’ta ayarı kaçıran bir vaize karşı serdedilen müthiş ifadeleri göz önünde bulundurarak kurmak gerekiyor.

Okunma Sayısı: 1579
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali DEMİR

    24.11.2022 09:53:36

    Tebrikler kardeşim... Güzel bir tespit... Lahikanın kaynağını belirtsen daha iyi olur.

  • Cenk Çalık

    24.11.2022 09:28:26

    "Anlatılacak mesele, yazılacak konu, ibret alınacak hadise çok elbette, ama din hesabına kuracağımız her cümleyi, Muhakemat’ta ayarı kaçıran bir vaize karşı serdedilen müthiş ifadeleri göz önünde bulundurarak kurmak gerekiyor." Gerçekten öyle. Aksi takdirde özellikle sosyal medyada üzülerek şahit olduğumuz gibi kaş yaparken göz çıkıyor...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı