2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde Türkiye’nin sulak alanları karanlık bir tablo çiziyor.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, “Üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alanımız ekolojik işlevini yitirmiş durumdadır” diyor ve harekete geçme çağrısında bulunuyor.
Su kaynaklarımızın başında gelen sulak alan ekosistemleri, yeraltı sularını besliyor, taban suyunu dengeliyor, su rejimini düzenliyor, sel ve taşkın felâketlerinin yıkıcı etkilerine engel oluyor, erozyon ve sediman kontrolü yaparak toprağı koruyor.
Duvar’daki habere göre Pasinli şunları kaydetti, “Ne yazık ki son 1960’lardan bu yana Türkiye’deki sulak alanlarımızın yarısı su miktarı ve kalitesi bakımından sağlıklı yapılarını kaybetmiş bulunuyor. Bir başka deyişle üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alanımız ekolojik işlevini yitirmiş durumdadır. Türkiye’deki sulak alanlarla ilgili bu sorunun temel kaynağı sulak alanların kurutulması oldu. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkileri, sıcaklıkların artması, yağışların azalması ve kuraklık şeklinde görülüyor. Sulak alanlar, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklarla her geçen gün daha da kirleniyor. Büyük Menderes Nehri, Eğirdir Gölü, Bafa Gölü, Tuz Gölü, Gediz Deltası, Uluabat Gölü, Beyşehir Gölü, Eber Gölü, Burdur Gölü ve Göksu Deltası su kaybı ve kirlilikten etkilenen sulak alanların sadece birkaçı. Özellikle Göller Bölgesi ve Orta Anadolu’da birçok sulak alanımız ne yazık ki ekolojik işlevlerini büyük ölçüde yitirmiş durumda ve kuruma tehdidi altında.
Haber Merkezi