"Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Bu ay Kur’ân’ın bayramıdır



Abdulhadi Bey: “Ramazan ile Kur’ân arasındaki bağlantıyı açıklar mısınız?”

Ramazan-ı Şerifin mânâsı ve mahiyeti ile Kur’ân-ı Kerim arasında çok yakın bir irtibat ve yakınlık bulunduğunu kaydeden Bedîüzzaman Hazretleri, Ramazan-ı Şerifin, Kur’ân-ı Hakîm’in en mühim indiriliş zamanı olduğunu, Ramazan orucunun hikmetlerinden birisinin bu sürece baktığını, Ramazan Risâlesinin Altıncı Nüktesinde açıklar.

Bediüzzaman’a göre Ramazan-ı Şerif ayı Kur’ân-ı Hakîm’in bayramı hükmündedir. Çünkü Kur’ân yeryüzüne, aramıza, gönlümüze Ramazan-ı Şerif ayında inmiştir. Nitekim Cenâb-ı Hak da, bir âyette, “O Ramazan ayı ki, o ayda Kur’ân indirilmiştir” 1, bir diğer âyette de, “Biz Kur’ân’ı Kadir Gecesinde indirdik” 2 buyurmaktadır. Kadir Gecesi, Ramazan-ı Şerif ayı içerisinde gizlidir.

Kur’ân’ın inişini kutlamak, Kur’ân’ın inişini tebrik etmek, Kur’ân’ın inişine güzel bir karşılama yapmak insan olarak bize, yani kadir ve kıymet bilir sıfatımıza yakışır; Kur’ân’ın da hakkıdır. Düşünelim ki, bir büyüğümüz evimize misafir olarak geliyor! Onun gelişini nasıl beklerdik, onun gelişini nasıl tebrik ederdik, onu nasıl saygıyla ayakta ve yolda karşılardık!

Bir de bu büyüğümüz evimize bir büyük müjde ile gelse, bir sonsuz şefkat ile gelse, bir sınırsız rahmet ile gelse, bir hudutsuz merhamet ile gelse, bir kayıtsız şartsız af ve bağışlama ile gelse, bir kucak dolusu muhabbet ile gelse, bir engin tevâzû ve hürmet ile gelse, bir yerler ve gökler kadar geniş Cennet ile gelse, bir Cehennemden ve ateşten kurtaran yüksek himmet ile gelse, bir yüksek makamdan selâm ile gelse, bir Yüce Yaratıcıdan kelâm ile gelse, bir Melîk-i Zîşân’dan emir ve ferman ile gelse, bir bin bir derde ve ıztıraba derman ile gelse... Artık düşünün sevincimizi, neşemizi, huzurumuzu, bahtiyarlığımızı, gururumuzu, mutluluğumuzu... Tariflere sığar mı? Gelişiyle gönlümüz nasıl huzur bulur, nasıl sevinirdik! Onun gelişini mümkünse nasıl bayram yapardık!

Nitekim devletlerde ve milletlerde geniş çaplı vardır bu örf. Milletler kurtuluş günlerini bayram yaparlar, devletler kuruluş günlerini bayram yaparlar, padişahlar tahta geçiş günlerini bayram yaparlar ve bu günlerde halka iltifat ve ikrâm yağdırırlar. O günü diğer günlerden farklı telâkki ederler.

İşte Kur’ân tacı, gönül tahtımıza indi Ramazan-ı Şerif ayında. Bir kutlu ve kudsî misâfir hüviyetiyle Kur’ân, Ramazan-ı Şerif ayında Kâinâtın Sahibinden gelmiş, bize selâm getirmiş, bize müjde getirmiş, bizi sınırsız Cennetle müjdelemiş, bize eşsiz rahmetle gelmiş, bizi ateşten kurtaran himmetle gelmiş, bize Yüce Yaratıcımızın hoşnutluğunun yolunu açmış, bizi O’nun cemâliyle, güzelliğiyle, şerefiyle, izzetiyle müjdelemiş... Böyle bir kutlu misâfirin indiği ay ve zaman dilimi hiç beklenmez mi, hiç kutlanmaz mı, hiç tebrik edilmez mi, hiç bayram yapılmaz mı?

Onun gelişi hatırına, onun hürmetine artık sıradan âdetler ve zevkler terk edilir, yeme ve içmeden uzak durulur, süflî ihtiyaçlar bir tarafa bırakılır, boş işlerden sıyrılınır, rûhen melek gibi bir istiğnâya girilir. Geceleri kıyamla, namazla, duâ ve zikirle ihyâ edilir. Gündüzleri oruç tutulur, nefis sıradan isteklerine karşı tutuklanır, terbiye edilir, ıslâh edilir.

Okuyabildiğimiz kadar, dilimiz döndüğü kadar, zorlanarak da olsa, artık bu ayda bol bol Kur’ân okuruz, Kur’ân’ın mesajlarına ve çağrısına kulak veririz. Kur’ân’ı, Rabb’imizden gelen tek rehber kitap kabul ederiz. Kur’ân’a yeni nazil oluyor gibi kendimizi muhatap sayarız, onu tazece alıyormuşuz gibi okuruz, okuruz, okuruz. O’nu güzel sesli hafızlardan bol bol dinleriz. Ondaki Allah’ın konuşmalarını geldiği andaki tazeliği içinde dinlemeye, anlamaya, öğrenmeye, algılamaya ve onu baş tâcı yapmaya başlarız.

Kur’ân’ı sanki bizzat Resûl-i Ekrem’den (asm) işitiyor gibi dinlemek, ya da daha ötesi, bizzat Hazret-i Cebrâil’den (asm) işitiyor gibi dinlemek, hattâ daha da öte, bizzat Mütekellim-i Ezelî olan Cenâb-ı Allah’tan işitiyor gibi dinlemek veya Kur’ân’ı bu ulviyette dinleyen Müslümanlara tercümanlık edip, okuyup onlara dinlettirmek rûhumuzu ne kadar kudsî hâl ve feyizlere mazhar eder. Kur’ân’ın iniş hikmetine uygun feyizlere İnşallah kapı açılmış olur.

Ramazan-ı Şerifte İslâm âlemi büyük bir mescid hükmüne geçiyor. Milyonlarla hâfızlar, bu ayda o büyük mescidin köşelerinde Kur’ân’ı dünya ehline okuyorlar, işittiriyorlar. Hâfızlar bu ayda güzel sesleriyle, ihlâslarıyla ve okuyuşlarıyla; topyekûn Müslümanlar da bu ayda kazandıkları güzel ahlâklarıyla, salih amelleriyle, yaşayışlarıyla ve toplum içinde geliştirdikleri güzel ilişkileriyle bu ayın “Kur’ân ayı” olduğunu gösteriyorlar, ispat ediyorlar, dünyaya îlân ediyorlar.3

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 185, 2- Kadir Sûresi: 1, 3- Mektûbât, s. 390

09.09.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.09.2008) - Oruç günahlara karşı kalkandır

  (05.09.2008) - Gecelerimizin sünneti: Teravih Namazı

  (04.09.2008) - Nefis terbiyesinde orucun yeri

  (01.09.2008) - Oruç ve toplumsal barış (3)

  (31.08.2008) - Ramazan orucunun hikmetleri (2)

  (30.08.2008) - Ramazan orucunun hikmetleri (1)

  (28.08.2008) - Ramazan ayı yaklaşıyor

  (27.08.2008) - Makbul bir tövbe için

  (26.08.2008) - Mahşerde Peygamber Efendimiz (asm)

  (25.08.2008) - Ezan duâsı üzerine

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır