2008-2009 eğitim-öğretim yılı, alışıldık bir skandalla başladı. Hemen her yıl yenilenen ders kitaplarında bu yıl da ihtilâller övülmüş. Değişiklikler ‘iyi/doğru’ yönde olması gerekirken, nedense bizde ‘kötü/yanlış’ yönde ilerliyor.
Şunu en başta ifade edelim ki, demokrasinin zıddı olan ihtilâlleri; hangi gerekçelerle olursa olsun ‘öven’ bir ders kitabının çocuklarımıza okutulmasına itiraz ediyoruz ve edeceğiz! Köprülerin altından bunca su aktığı halde, Türkiye hedef olarak daha demokrat olmayı önüne koyduğu halde, nasıl olur da okullarda okutulacak ders kitaplarında ihtilâller, darbeler övülür?
“Kasıt yok, ihmal var” diye düşünenler olabilir. Ama konu ile ilgili haberler gazetelerde yer aldığı halde ‘yetkili ve sorumlu’lardan hâlâ ses çıkmaması hayra alâmet değil. İlgili ders kitabını henüz göremedik, ama haberlere bakılırsa; 27 Mayıs 1960 kanlı darbesinin devirdiği DP hükümeti “muhalefeti etkisiz hale getirmeye çalışmak”la suçlanırken, “artan ekonomik ve siyasî sıkıntılar”ın da askerî müdahaleye yol açtığı ifade ediliyormuş. Her halde çocukların ‘ruh hali’ bozulmasın diye de merhum Başbakan Adnan Menderes’le iki arkadaşının idamından söz edilmiyormuş!
İlköğretim 8’inci sınıf ‘İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük’ kitabında, 12 Eylül, Körfez Savaşı, 28 Şubat süreci gibi yakın tarih konuları da yer almış. Kitapta, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak, “Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin artması üzerine Millî Güvenlik Kurulu, 28 Şubat 1997 tarihinde hükümeti uyardı” ifadelerine yer verilmiş.
Ders kitaplarında ‘yeni/güncel’ bilgiler bulunsun diye yapılan bu değişiklikler tarihî gerçeklere uyuyor mu? Bu ifadeler, ‘tek parti’ anlayışını yansıtan ‘o kafa’ya yakışan ifadelerdir. Yapılan darbe ve ihtilâlleri haklı göstermeye yarayan bu değişiklik kitapları ‘güncel’ yapmış olmaz. Aynı kitapta ya da aynı sınıfta okutulan başka ders kitaplarında ‘demokrasi’nin anlatılması, Türkiye’nin demokrasiyle yönetildiğinin söylenmesi ve bunun ‘doğru bir tercih’ olduğunun ifade edilmesi çelişkiyi daha da arttırmaz mı? Bu iki farklı ‘bilgi’yi okuyan öğrenci çelişkiye düşmez mi? Öyle ya hem demokrasi, hem de ihtilâller aynı anda ‘iyi ve doğru’ olabilir mi?
Hiç kimsenin ihtilâl ve darbeleri ‘haklı’ göstermeye hakkı yok. Hele hele bunu ders kitaplarıyla yapmaya çalışmak Türkiye ve dünya gerçeklerine aykırıdır. Eğer darbe ve ihtilâllerin demokrasiye aykırı ve ülke kalkınmasına darbe vurduğundan bahsedilemeyecekse o halde ders kitaplarında hiç yer almasın! Bırakın çocuklarımız, gerçekleri başka yollarla öğrensin!
Aslında ders kitaplarındaki yanlışlık sadece ihtilâl ve darbelere bakışla sınırlı değil. Bütün ders kitaplarının ‘hür ve demokrat’ bir komisyon tarafından incelenmesi ve yanlışların ortaya konulması gerekir. Bunun da en güzel şekilde gerçekte ‘sivil toplum kuruluşları’ yapabilir.
Bunu yapmak için illâ da ihtilâl ve darbelerin övülmesini de beklememek gerekirdi. Madem ‘bu da oldu’ o halde vakit geçirmeden bağımsız bir komisyon kurulsun ve çocuklarımıza hangi ‘yanlış’ların ‘doğru’ diye öğretildiği ortaya konulsun.
‘Ders’ kitapları ‘dert’ kitapları olmaktan çıksın!
09.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|