"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur ışığında müsbet hareket

Abdulbaki ÇARLIOĞLU
21 Ekim 2025, Salı
Dinimiz hak ve hukuka riayet etmeyi, uyumlu, geçimli, güler yüzlü olmayı; kaba, kırıcı söz ve davranışlardan ise sakınmayı öğütlemiştir.

Aynı şekilde Hz Peygamber(asm) “Sizin en hayırlınız ahlâkı en güzel olanınızdır.” (Buharî, 39) diyerek beşerî münasebetlerde güzel ahlâkı, iyi ve nazik olmayı öne çıkarmıştır. Ebu Hureyre’den rivayet edilen diğer bir hadise göre Resulullah (asm) “Müslüman, diğer Müslümanların, dilinden ve elinden salim olduğu [zarar görmediği] kimsedir” buyurarak Müslüman olmanın kimliğini ifade etmiştir. Sosyal bir varlık olan insan özellikle Müslüman bir kişi söz ve fiiliyatıyla örnek rol model olmalıdır.

Risale-i Nur da ise Bediüzzman Hazretleri, Nur talebelerine ithafen “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhiye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır; vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz” diyerek müsbetin imar, menfînin ise tahrip olduğunu belirtmiştir. Müsbet hareket bu ulvî davanın âdeta bir yol haritası olmuştur.

Risale-i Nur eserlerinin müellifi Bediüzzaman Hazretleri, kendisine yapılan tüm işkence ve sıkıntılara rağmen müsbet hareketten vazgeçmemiş, menfî bir hareketin ya da tavrın içinde bulunmamıştır. Hatta Afyon Hapishanesinde kendisini idam etmek üzere yalanlarla, iftiralarla dolu bir iddianame hazırlayan savcıya bile beddua etmemiş; zor şartlarda dahi müsbet hareket içinde bulunmuştur. 

Lem’alar adlı eserinde Risale-i Nur mesleğini “nezihane, nazikane, kavl-i leyyin” şeklinde tarif etmiştir. Müsbet olmanın önemli prensiplerinden olan hüsn-ü zan üzerine Şualar adlı eserinde “Said’i bilenler bilirler ki mümkün olduğu kadar tekfirden çekinir. Hatta sarih küfür bir adamdan görse de, yine te’vile çalışır. Onu tekfir etmez” demiştir.

Toplumsal hayatı tehdit eden ve çürüten gıybet hakkında Mektubat eserinde “Gıybet, ehl-i adâvet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez” demiştir. Yine aynı eserde yalan konusunda ise “Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır” diyerek hiçbir şartta yalana başvurulamayacağını belirtmiştir.

Uhuvvet Risalesinde  ise “Evet mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışır.” diyerek toplumsal birlikteliğin önemini vurgulamıştır. Bu bağlamda sabır, gönül yapmak, hüsn-ü zan, affetmek, şefkat müsbet; isyan, kalp kırmak, su-i zan, intikam, öfke, menfî şeklinde sıraladığımızda bütün güzellikler ve hayırlar müsbet, bunların zıttı ise menfî olarak ifade edilir. 

Risale-i Nur bir iman hareketidir, iman dolu bir kalpte de güzel ahlâk ve seciyeler neşv-ü nema bulacaktır ve bulmalıdır. Her bir Nur talebesi hayatın her alanında (konuşurken, yemek yerken, uyurken, misafirlikte...) hem diliyle, hem tavırlarıyla bu davanın bir neferi olarak müsbet hareketi yansıtmalıdır. Rabbim bizleri her daim müsbet hareket içinde olanlardan eylesin.

Okunma Sayısı: 190
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı