"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kısır Döngü - 2

Ahmet Said Aydil
21 Ekim 2025, Salı
İlk yazımızın üzerinden epey zaman geçti. Geri dönüp okumanızı tavsiye ederiz.

https://www.yeniasya.com.tr/ahmet-said-aydil/kisir-dongu_609424 

Kısaca hatırlatmak gerekirse, o yazıda bir zihniyet eleştirisi yapmıştık. Eleştirimizin çıkış noktası da, o günlerde Özgür Özel’in bir röportajında dile getirdiği ifadelerdi. 

Sonrasında bu konuyu YeniAsya TV de derinleştirip bir söyleşi videosunda da ele aldık; bu kez bir akademik çalışmayı referans alarak, İslâm coğrafyasında içselleşmiş farkında olunmayan önyargılara dikkat çekmiştik.

https://www.youtube.com/watch?v=pD786Ggp7tk&t=926s 

Rahmetli Cemil Meriç’in Nobel Edebiyat Ödülü’nü “dağıtan” zihniyeti eleştirdiği meşhur bir videosu vardır. Meriç, insanlık ailesinin bir ferdi olarak uluslararası bağlar kurmamız gerektiğini, ancak bu ailenin “Habil’ler ve Kabil’ler”den oluştuğunu hatırlatır. “Nobel” gibi kurumların varlığına itiraz etmez, fakat Nobel ödüllerinin verilme biçimindeki taraflılığa ve ardındaki siyasî arka plana dikkat çeker.

Geçtiğimiz haftalarda Nobel Barış Ödülü, Venezuela’lı Machado isminde muhalif bir kadına verildi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu’nun iletişim ekibi, “ortak demokrasi mücadelesi” temalı uzun bir tebrik metni paylaştı. Ancak kısa sürede ortaya çıktı ki bu hanımefendi, İsrail’in soykırım politikalarını destekleyen, ülkesine ABD müdahalesini savunan ve neoliberal reçeteleri demokrasiyle eşitleyen bir profil.  Tepkiler gecikmedi. Üstelik bunların birçoğu muhalif çevrelerden geldi. Buna rağmen paylaşım kaldırılmadı.

Burada mesele bir iletişim hatası değil; çok daha derin bir zihinsel darlık söz konusu. 

Çünkü bizde “evrensellik” hâlâ Batı’nın tekelinde sanılıyor. Oysa evrensellik, belli bir merkezin değerlerini dünyaya dayatması değil, insanlığın ortak vicdanına hitap eden bir anlam arayışıdır. Evrensel olan; kimsenin tekelinde olmayan, hakikate ve adalete dair samimî bir iddiadır. Bu iddia olmadan bir medeniyet kurulamaz, bir toplumun düşüncesi evrensel bir karşılık bulamaz.

Böyle olunca da bizden çıkan fikir, evrensel bir yankı bulamıyor; çünkü öz güvenini kaybetmiş bir düşünce, ancak başkasının evrenselliğini ödünç alabiliyor.

İşte bu zihinsel buhran, Türkiye’de Kemalizmin en kalıcı izlerinden biridir. Batı-merkezci bakışını “ilericilik” maskesiyle saklayan, yerli düşünceyi marjinalleştiren, taklidi tefekkürün önüne koyan bu köhne ideoloji, bugün hâlâ birçok çevrede bilinçdışı bir rehber olarak varlığını sürdürüyor.

Brüksel’de İmamoğlu’na destek amacıyla düzenlenen mitingde bu tablo bir kez daha kendini gösterdi. Bu etkinlikte, bazı Avrupalı siyasetçiler sahneye çıkarak Mustafa Kemal ve laiklik vurguları yaptı; kalabalık da bu söylemleri tezahüratlarla destekledi. Oysa bu manzara, asıl niyetin ne olduğuna dair ciddi bir soru işareti doğuruyor. Siz gerçekten adalet ve hukuk devleti mi talep ediyorsunuz, yoksa bir ideolojinin yeniden iktidarını mı? 

Bediüzzaman Said Nursî, bir asır önce bu zihinsel bağımlılığa dikkat çekmiş hatta Halk Partisini defalarca uyarmıştı. Ona göre Kemalizm, Batı’nın ilmini değil, onun tükenmiş ihtirasını taklit etmişti. İslâm coğrafyası ancak kendi hakikatini insanlığın ortak vicdanına tercüme ederek yükselebilirdi. Gerçek evrensellik, taklitten değil, ancak tevhidden doğabilirdi.

Bugün de mesele tam budur: CHP’nin seçmen tabanını genişletme çabası, eğer bu zihnî dönüşümü sağlayamıyorsa, beyhude bir çabadır. Siyasî açılım, zihnî açılımla desteklenmedikçe, bu kısır döngü kırılmaz. Kendi hakikatinden evrensel bir ses çıkaramayan hiçbir hareket, gerçekten yenilenemez.

Okunma Sayısı: 192
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı