Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), internetteki yanlış bilgilerin çocukları tehdit eden en büyük küresel etkiler arasında yer aldığı konusunda Dünyayı uyarmış. UNICEF’in Genel Direktörü Henrietta Fore, “Dijital çağda yalana karşı hakikatin içsel bir üstünlüğe sahip olduğu saf bir güvenceye yaslanamıyoruz ve bu yüzden toplumlar olarak internetteki gündelik yalan seline karşı çabuk iyileşme kabiliyetini inşa etmemiz gerekiyor” demiş.
Başlık işte bu ihtiyaçtan mülhem.
Dünyanın en yetkili çocuk koruma örgütü, bilhassa internetten yayılan yalana karşı küresel işbirliği çağrısı yapıyor.
Ama maalesef ne yapacağını bilemez halde. Yardımcı olalım.
Dinler yalanı yasaklıyor. Vicdana hitap eden doktrinler de öyle.
Ama laik hukuk sistemleri “sadece yalan”ı yasaklamıyor. Hukuk ancak yalan başka somut bir sonuç da doğurmuşsa o zaman devreye giriyor. Mesela dolandırıcılık veya iftira suçu gibi.
Laik ahlak sistemleri gerçekleri yutan kapkara bir delik olan yalanı bile “soldurmuş” ve hatta “beyaz yalan”ı icat etmiş.
Diplomasi “centilmen yalanları” üzerine kurulu.
Siyaset yalana iştahı artırıyor.
Çocuk oyunu yazarları bile “azıcık yalan”ı oyundan sayıyor.
Bu garip ortamda boşluklardan faydalanan ve nefsinin esiri olan çok geniş bir kitle, interneti dilediği gibi at koşturabileceği “aslıyok yaylası” olarak görüyor.
Bir ülkenin kalıbına ve kabına sığmayan ama yazılım şirketlerince üretilip dünyanın dört bir tarafındaki cep telefonuna on saniyede inen uygulamalara sığan uluslar arası bir güçten söz ediyoruz.
Devletler çaresiz. Toplumlar zaten iyice çökmüş halde.
Tek çare uluslar arası toplumun gücünü harekete geçirmek. Ama aslında o da çaresiz. Zira o da koruma için laik hukuka atıf yapıyor ya da yaslanıyor.
Oysa dünyaya ahlâk lazım. Ve ahlâk dinden bağımsız olamaz. Zira ahlâk vicdansız olamaz ve vicdan dindir. Zaten din önce vicdandır.
Küresel ölçekte yalanla mücadele için uluslar arası anlaşmalar yapmak yetmez. Sıdkı, sadakati, doğruluğu ve hakikat arayışını öne çıkarmak gerekir.
Sıdk ve sadakat önderi peygamberleri yeniden örnek yapmak uluslar arası toplumun da görevi. Yoksa geleceğimiz aslıyok yaylasında kaybolacak.