Adalet Bakanı Bekir Bozdağ önceki gün “seçimler şaibesiz bir şekilde tamamlandı” dedi.
Adalet değil de Şaabet Bakanı olsaydı söyledikleri doğru olabilirdi. Ya da seçimin “sonucunun netleştiğini” kastetseydi yine mesele yok derdik.
Ama onun derdi başka. “Biz iyiyiz muhalefet kötü” demenin kısa yolu bu. Oysa bir adalet bakanı için şaibenin asıl anlamı önemli sayılmalı.
Adaletli bir propaganda süreci yaşansaydı ve seçim günü de sayımlarda kasıtlı bir hata olmamış olsaydı “seçimler adaletli ve şaibesiz bir şekilde tamamlandı” denilebilirdi.
Ama herkes biliyor ki seçim öncesinde süreç adil yürütülmedi.
Meselemiz “hangi tarafın trolleri ve troliçeleri daha çok yalan üretti” meselesi değil. Dolayısıyla, trollerin “ama onlar da …” diye başlayan cümleleri anlamlı değil.
Devlet kaynaklarının AKMHP lehine kötüye kullanılmadığını söyleyebilecek bir tek AKP’li bile yoktur.
İktidar partisinin, iktidardan gitmemek için ne lazımsa yapan ve bu arada “devleti arkasına alan” parti haline gelmiş olması başlı başına bir mesele.
Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediyelerindeki kamu kaynaklarının da muhalefete destek olduğu iddia edilebilir. Ama anlamlı değil. Zira iktidarın tek tarafa kesen denetimi keseri ve kayyım kılıcı onların tepesinde. Ve bırakınız suiistimal yapmayı, kımıldanma şansları dahi yok.
Daha da önemlisi devlet radyo ve televizyonu olan ve Anayasa gereği tarafsız kalması gereken TRT’nin bütün kanallarıyla AKMHP’nin propaganda aracı olarak kullanıldığını kabul etmeyecek tek bir babayiğit dahi yoktur.
Yayınladığı haberlerin süresi ve miktarında siyasete göre denklik olmadığı açık. Zira denklik olsaydı yüzde elliye yakın oy alan muhalefetin de yayınlarda kendisine en az yarı oranda yer bulması gerekirdi. Bırakınız yarı oranı, altmışta bir bile değil.
Daha da önemlisi ve kötüsü, hem haberlerde ve hem de tartışma programlarında, AKP’nin seçim propaganda araçlarını “iktidar hizmeti” diyerek övüp göklere çıkaran TRT ve kadrolu “kehçi”leri muhalefetten haber verirken bilinçli olarak ve daima olumsuz etki yapacak şekilde bir yayın politikası izledi.
Süreç adil değilse sonuç şaibesiz olur mu? Sayın Adalet Bakanı önce bunun cevabını vermeli.
Olur derse sorarız:
Bir şirketin muhasebe kayıtlarının şeklen birbirini tamamlaması yani hatasız olması o kayıtların gerçeğe uygun olduğunu gösterir mi?
Adil bir yargılama yapılmamışsa, hâkimin kararının net olmasının adalete katkı ihtimali var mı?
Adil bir maç yönetimi yapmamış olan hakemin yönettiği maçın sonucunun “net” olması şaibeyi ortadan kaldırmaya yeter mi?
Bu günler geçtiğinde herkes asıl bu soruların cevabını düşünecek.
“TRT manyağı(!)” seçmene lafımız yok. Zira onlar eski Bakan Berat Albayrak’ın şu cümlesinin muhatabı: “Geçenlerde seçmen vatandaşlarımızla konuşurken, biri dedi ki: ‘Valla Ak Parti’ye o kadar güveniyoruz ki Sayın Bakanım, Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay’a kadar dört şeritli yol yapacağım dese, Vallahi inanırız.’ Yani Ak Parti çıtayı öyle bir noktaya koydu ki...”
Sen ey sağduyu sahibi seçmen!
Sen sandığa git, her Allah’ın günü şaabet üretene değil adalet için yol yürüyene rey ver.
Ver ki bu zulümâtlı kara günler hızlı geçsin…