"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nasihat ancak muhataba yapılır

Ahmet BATTAL
26 Nisan 2025, Cumartesi
İYİ Parti Genel Başkan Vekili ve tabip milletvekili Turhan Çömez ile İYİ Parti milletvekili Selçuk Türkoğlu geçen gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptıkları bir basın açıklaması ile Sağlık Bakanını ve hükümeti göreve davet ettiler.

Aktardıkları bilgilere göre -doğruysa- Bursa’da bir aile hekimi hastalara rapor yazarken altına bir de Risale-i Nur Külliyatına dahil Hastalar Risalesinden seçilmiş bir metin yazıyor. 

Vekillere göre bu yanlış ve engellenmesi gereken bir durum. 

Vekillerin açıklaması Risale eleştirisi değil. Siyasete yönelik bir “kamu hizmeti yöntemi” eleştirisi ve belki de dindarlara yönelik bir “din hizmeti metodu” eleştirisi. 

Nitekim mevzuyu anlatırken sıra Risalelere geldiğinde dikkatli bir üslupla “Kim hangi konuda yazdıysa bunu sevenler, bağlıları olabilir. Ama bu devletin resmî evrakı. Bu sadece bir tanesi. Her bir raporda ayrı bir pasaj ve bölüm var.” diyerek sunuyorlar. 

Konu sosyal medyada çeşitli yönlerden tartışıldı. En çok dikkatimizi çeken, vekillerin dikkatli üslubunun da etkisiyle olsa gerek müzakerelerde siyasetin ve siyasî bağnazlığın fazla öne çıkmaması idi. 

Öncelikle şunu ifade edelim; biz de konuya siyasî yönden bakmayacağız. Zaten işin siyasî bir yönü de yok. Konu hasta doktor ilişkisi ile ilgili gibi görünse de aslında dinî tebliğin metodolojisi ile ilgili.

*

Din nasihattir. Nasihat ancak muhataba yapılır. Genele yapılan nasihat, şeair (toplumsal dinî motifler) eliyle olanıdır. 

Meselâ mezar taşlarındaki “el baki hüvel baki” nasihattir. Her okuyan okumuş olur. Nasibi olan bundan nasihat alır, nasibi olmayan üstünde düşünmeden geçer. 

Meselâ minaredeki ezan nasihattir. Dileyen durur, hizaya geçerek dinler ve hatta namaza “koşar,” namazda gözü olmayan da duymazdan gelir. Meselâ dindar mesture bir hanımın başındaki örtü bir nasihattir. “Edepli müminenin asaleti budur” dedirtir. 

Bunlar ancak ve sadece alıcısına hitap eden ve yarasalardan başkasına zarar vermeyen üsluplardır. 

Pakistan kaynaklı Tebliğ Cemaatinin, genele, rastgele ve kısa cümlelerle tebliğ metodu da bir yöntemdir, ama taciz etmeyen bir seviyede kaldığı sürece doğrudur. 

Kamu kaynakları ile dinî tebliğ faaliyeti yapan bir Diyanet İşleri Başkanlığı ve devasa kadrosu var. Hastanelerde -elbette dileyen hastalara- dinî telkin için ayrı ekipler kurup kurmayacağı ve çalışma metodolojisi ayrı konu.

*

Sivil din hizmetlerine gelince; 

Hastasının tedavisine Hastalar Risalesi ile ve hatta Kur'andan seçilmiş ayetlerin mealleri ile yardımcı olmak isteyen bir dindar doktor bunu rastgele ve resmî belge niteliğindeki rapor üzerine yazılar yazarak yapamaz, yapmamalı. 

Unutmamalı ki dinî tebliğin en temel şartı “zarar vermezse nasihat etmek”tir. 

Nitekim Bediüzzaman, Osmanlının Meşrutiyet (demokratik saltanat) Döneminde sivil din hizmetlerinin köken kuruluşu durumunda gördüğü ve kurucularından olduğu İttihad-ı Muhammedî Cemiyetini tarif ederken şunu -da- söylüyor: 

“Böyle cemiyetin reisi Fahr-i Âlem’dir (A.S.M.) ve mesleği, herkes kendi nefsiyle mücahede, yani ahlâk-ı Ahmediye asm) ile tahallûk [ahlâklanmak] ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ve başkalarına da muhabbet ve eğer zarar vermezse nasihat etmektir.” 

Yani nasihatin en iyisi ihlasla yaşamak ve bunu göze batırmadan göstermektir. 

Sözlü nasihatin “zarar vermeme” şartına bağlanmasının sebebi ise yan tesir riskidir. 

Ortada bir yerde duranı acı dille sokup geri kaçırdıktan sonra bırakın ileri getirmeyi, eski orta duruşuna getirmek dahi zordur: Bırakalım ortada alıcı kalsın. Bir gün nasip olursa bir ihlaslı onun elinden tutar ve öne getirir, hakikati kendisi alır. Nitekim Mecellede de “def-i mefasid celb-i menafiden evladır (zarardan kaçmak faydayı elde etmekten önce gelir)” denilmektedir. 

*

O iyi niyetli doktorun yaptığı şu sebeplerle de yanlış: 

Muktezay-ı hale mutabık hareket etmek; ata et, aslana ot atmamak önemlidir. 

Hasta alıcı bile olsa ihtiyacı olan cümle hangisi ise onu seçip vermek gerekir. Bu örnek olayda alıntılanan cümle “Ey şekvacı hasta …” diye başlıyor. Doktor bu manevî şifayı rastgele dağıttığına göre bu hastanın “şekvacı” olduğunu bilmiyor. Belki de şekvacı değil. Değilse yan tesir riski büyüktür. 

Hem kıymetli malın sahibi ya da teşhircisi malını yere sermez, çamura, dile düşürmez. Müşteri olmayana malını ucuza ve hatta bedavaya vermeye kalkmaz.  

O doktor ilânât yapmak istiyorsa bilsin ki sosyal medyada elli bin liraya beş milyon kişiye ulaşmak mümkün. 

Bu olay vesilesiyle dinî tebliğin sınırları ve sivilliği konusu gündeme gelmiş oldu. Ümid ederiz ki bu sayede dinî cemaatlerin tebliğinin devlet nimetlerinden ve siyasetin gölgesinden uzak olması gerekliliği daha iyi anlaşılmış olsun. 

Dini devlete ve topuza dayamanın çağı çoktan geçti. İhlâsı netice veren vicdan hürriyeti asrındayız.

Okunma Sayısı: 2022
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    28.4.2025 17:52:01

    Zeynep Taştekin hanım kardeşim, ben bir yorum yapmadım ki. Nurlarda satır aralarında geçiveren ifadelerin böyle bir dikkatle nazara sunulmasını tebrik ettim. "Kimseye hiçbir şekilde nasihat edilmemek icab eder." gibi bir çıkarımda da bulunmadım. "...söyler misiniz." ifadesini hâvî 2. yorumunuzun muhatabı da sanırım ben değilim. Makale sahibi gerek duyarsa "söyler".

  • Sedat

    27.4.2025 14:39:13

    Her şeyi laikçi sekülere bağlamamak lazım.Kimsenin ağzına malzeme olmadan hizmet edilebilir.Tabiati gereği her müspet hareketden rahatsız olanlar malum olduğu üzere birileri çıkabilir.Ama bunu kör göze parmak sokarcasına düşmanların eline koz vermeyi gerektirmez.Bunu öğretmenlikle bağlaştıranlar olmuş.Ama bir öğretmenin amacı zaten öğretmekdir.Öğretmek ögretmenin tekelinde olmasa bile işi gereği öğretici pozisyonundadır.Bir doktor çalışırken hastalara nasihat edebilir.Nabza göre şerbet sunabilir.Ama bunu resme kağıda dökmesine gerek yoktur.Muhtelif yöntemler çokdur.

  • Sedat

    27.4.2025 13:46:04

    Risale-i Nurları okurum.Doktorun yaptığı bana tuhaf geldi.şöyleki; Hapishane yatan bir insana özgür bir insanın.Cezaevi güzellemesi yapması.Tutsak insanı daha kızdırabilir.Çok güzelse gelde sende yatder.Çünkü imanında mertebeleri var.Herkes.herşeye aynı derecede inanamaz.Sahebeler arasında da tahammül edenler olduğu gibi zorlanan insanlar vardı.Herkesden Hz.Ebu Bekir olması beklenilmez.Doktorun işi mesai saati içinde böyle şeyler yapmak olmamalı .Böyle yazı yazacağına bari hediye kabilinden verip .Okursanız morelinizi düzeltecek size manen ilaç yerine gelmesini umuyorum deyip.Küçük cep kitapçığı hastalar risalesi verse daha isabetli olurdu diye düşünüyorum.

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 22:18:15

    5- Bitireyim. Ülkede söz hakkının kemalist-laik-seküler-batıcı zihniyete ait olduğunu düşünenler için sözkonusu doktorun yaptığı tabiki kabul edilemez bir durumdur. Ama söz hakkının bu ülkeyi kuran sarıklılara ait olduğunu düşünenler için garipsenecek bir durum varmış gibi görünmüyor .

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 22:15:22

    4- Kemalistlerin-sekülerlerin-batıcıların-laiklerin elinde kalan son kale eğitim sistemidir. Eğitim sistemi vasıtasıyla müslümanları, dinin görünür olmamasının daha hayırlı olduğuna ikna etmeye çalışmaktadır. Kemalist propagandayı yutan bir müslüman dinin kamusal alanın dışında olması gerektiğine de inandırılacaktır. Oysa, müslüman dedeleri hastane duvarlarına şifa ayeti tabelası asacak tiynette müslümanlardır.

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 22:10:33

    3- Kemalistler-laikler-sekülerler-batıcılar tarafından tamamen evlerin odalarına hapsedilen dindarlar, demokrat parti ile birlikte kaybettikleri mevzileri geri almaya başlamışlardır. İlk geri alınan mevzi arapça ezandır. Sonra Süleyman Demirel'e verilen desteğin karşılığında imam-hatip okulları açılmış, tarikat ve cemaatler gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 22:06:14

    2- Ancak şöyle bir gerçek vardır: Cumhuriyeti kuran yürütücü güç, üstadımızın da içinde bulunduğu dinin görünür kısmını temsil edenlerdir. Esasında bu devletin asıl kurucularının ideolojisi, kemalist-laik-seküler tayfa tarafından kesintiye uğratılmıştır.

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 22:01:36

    1- Zihniyet: Mesela Arabistan uçağında pilot hareket etmeden önce Kur'an'dan yolculuk ayetini okur, dua eder. Bu garip karşılanmaz. Zira Arabistan da din her alanda belirleyici etkiye sahiptir. Aynı uygulama THY'de uygulanacak olsa bazıları ayağa kalkar. Uçağı duanın uçurmadığını söyler. Türkiye'de zihinler laik-seküler hayat biçimine göre şekillenmiştir. Bu tornadan herkes geçmiştir. Nurcular da dahil. Toplumun işleyişinde laik-seküler kurallar geçerlidir. Dinin görünürlüğü kamusal alana giremez. Dini mekanlar ve şahsi dünyalarda din kendini gösterebilir.

  • Said Emre Dağ

    26.4.2025 21:53:32

    Bu konuda yazarın da okuyucuların da haklı olduğu taraflar var. Bir pencereden bakmakla işin içinden çıkılmaz. Biraz açıklamaya çalışayım:

  • Mehmet Türeli

    26.4.2025 20:10:27

    Nur talebesi Yeni Asya okuyucusu kardeşlerin yorumları kesinlikle sokak diliyle yorum yapmazlar, Risale-i Nura münasip mantıklı yorum yaparlar.

  • Fatih yılmaz

    26.4.2025 19:57:27

    Abdurrahman Aydın hocama sorayım. Doktorun yaptığı şeyin sonucunun hayır olmayacağını nereden biliyorsunuz?

  • Fatih yılmaz

    26.4.2025 19:55:50

    Evet doktorun yaptığı muktezayı hale mutabık olmayabilir. Ancak Ahmet Battal gibi birisinin çıkıp Risale-i Nur düşmanları safından atış yapması hiç olacak iş değil. Üstad kafire vurduğum tokadı müslümana vurmam diyor. İnsanlar söylediğiniz şeyin doğruluğuna değil aldığınız pozisyona anlam veremiyor. Bir Yeni Asya yazarı nerede duracağını idrak etmelidir vesselam.

  • ERDOĞAN KAPLAN

    26.4.2025 17:28:44

    Selamün Aleyküm sayın Ahmet hocam bugünkü yazınızla tam 12 den vurdunuz üstad diyor ya Ata et İte ot verilmez nasihat gerçekten muhatbına yapılmalı yoksa aksi tesir yapar doktorumuzun niyetinin iyi olduğunu düşünüyorum ama bir işi yaparken arkasını önünü iyi düşünmek lazım ben bu hataya bir kere düştüm şimdi ayranı üfleyerek içiyorurm RABBİM kaleminize kuvvet versin

  • Abdurrahman AYDIN

    26.4.2025 17:04:41

    Bu derin, dengeli ve istikametli yazı da gösteriyor ki "Akıl Misafiri" olan köşe adınız, aslında "SAĞDUYU" da olabilirmiş; yakışırdı. 👍 Zira bazıları misafir sevmiyor ve "akıl" istemiyor. "Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını satın almış" derler ya, siz her ne kadar "küllî akla" dayanan Nur fabrikasında üretilmiş bir fikri de tezgaha koysanız onların "tepeden inmeci" akılları bu ürünü beğenemiyor. "... ya hayır söylesin, yas sussun!" hadisindeki kasıt "hayırla neticelenecek ise söylesin" demektir. Mesela, daha da azdıracak bir söz "doğru bile olsa" söylenmemelidir. (Sizin bu sözleriniz ise "hayırlı" cümlesinden sayılır. 🤲)

  • Mehmet Türeli

    26.4.2025 15:53:10

    Risale-i Nurdan vecizeler muhtaç olanlara duyurmak elbette faydalı hatta nur talebelerin görevi de diyebiliriz. Resmi bir evrakın yönetmeliğine uygun olmadan vecizi dercederse kendini zor durumda bırakabilir. Başka bir doktor da ideolojisine göre bir şey yazar, kas yapayım derken göze zarar vermemek gerek. Resmi evrakta vecizi işlemek yerine her hastasına matbu hazırlanmış veya her hangi bir risale hediye etmek en uygunudur. Bu durumu meclise getirenler maksatları ne olduğunu bilmiyorum ancak ilanat yaparak Risale-i Nuru tanıttılar.

  • Osman Said

    26.4.2025 15:33:17

    Risale-i Nurlarda her hastalığın tedavisi var demiyor muyuz. Doktor hocamız da hastaya reçete etmiş. Yanlış olan bir şey yok.

  • Arif Altay

    26.4.2025 14:49:04

    "Zira senin gibi niyeti halis olmayan bir adam, nasihatı bazen damara dokundurur, aksülamel yapar." Mektubat s.256

  • Mehmet

    26.4.2025 14:47:54

    Rahmetli Said Özdemir ağabeyimiz hayata olsaydı doktoru bağrına basar gözlerindenöperdi

  • İhsan UÇAR

    26.4.2025 14:29:07

    2- Okullarda öğretmenlerin hizmet tarzı farklı bir bahistir, yazıya konu olan hekim-hasta münasbetidir.

  • Mehmet

    26.4.2025 14:19:35

    Ahmet hocamı tebrik ediyorum, yanlış anlaşılmaya müsait konuyu ele almış ve doğru olanı da izah etmiş,

  • İhsan UÇAR

    26.4.2025 14:14:53

    Yorumları okuyunca hizmeti ehli insanların ne kadar heyecanlı ve tezcanlı olduklarını anladım! Hekim, reçeteye yazmak yerine, konuşsaydı daha makul bir metod olurdu.Risale-Nur'dan aldığımız dersler içinde makul ve mantıklı harreket etme tarzı vardır..Kaba-saba olmaya gerek yok.Geçmişte bazı hekimlerin müsbet hareket metodo ile Cumhuriyet'in( gazete) bir yazarına Risale-Nur anlattıklarını Yeni Asya'da okumuş idim.Geçmişte berber çalıştığımız bazı öğretmen kardeşlerin, bir vesile tanıştığımız bazı zevatın zaman zaman mesaj yazıyorlar.Benimle ilgileneceğinize torunlarınıza Risaleleri anlatın.Okuduğunuz Külliyatın aynısını altını çizerek okuyorum. " Aslana ot atmak" makul olmadığı kadar, mantıklı da değildir..Battal Hoca'nın değerlendirmesi, yorumlaması Risale-,i Nur 'dan aldığımız derse muvafıktır.

  • Mehmet

    26.4.2025 14:12:59

    Doktorumuzu tenkit edeceğinize siyasileri taşlasaydınız daha iyi hemdeÇok iyi olurdu doktorumuzu binler tebrik ediyorum.

  • Hüseyin İlhan

    26.4.2025 13:27:34

    YENİASYA Gazetemizin ilk nüshasından itibaren hizmeti imaniye ve kur'niyede ,sıratı müstakim dairesinde neşriyat yaptığını düşman biliyor.,Yine YENİASYA Gazetemizde yazıları yayınlanan tüm ehli kalem ağabey,kardeşelrin maksadını da düşman çoook iyi biliyor. Lakin bu hakikati anlamamak için ısrar eden,son demelrde mantar gibi bitip planlı yazarlarımıza,gazetemizin neşriyat strateji ve yayın politikasına suçlamalarda bulunanlar ne hikmetse siyonist katillerin her trülü destekçisi ile sözde dinda,özünde din ve dindara kindar için dut yemiş bülbüller .Pes pes.

  • Hüseyin İlhan

    26.4.2025 13:24:03

    Aziz üstadımız 'Hakaiki islmiyeyi layıkı veçhiyle yaşasak,sair dinlerin mensupları fevç fevç islam koşar. Hekim-e kardeşimiz hüsnüniyetli olabilir amma Amet Battal hocamızın dikkat çektiği nokta hizmeti imaniye açısından isabetli,doğru hareket edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Öküzün altında buzağı arayan bazı yorumcu kardeşelrim nasılsınız.SSK 2 Milyon faizsiz kredi veriyor amma dindar reisiniz herşeyi faiz ile yediriyor,içiriyor.RÜŞVET yasal hale geldi.Zinayı suç olmaktan çıkardı.İSRAF yüce rabbbimizin haram kıldığı amma reisinizin İTİBAR SAYDIĞI fiil.Eyimisiniz,değilseniz reisinize de iki satır yazı yazıverin görelim civanmertliğinizi.

  • Bektaş Mustafa Türksever

    26.4.2025 12:22:08

    Selamünaleyküm Ahmet abicim bu konuyu kaleme almanızdan dolayı çok teşekkür ederim.

  • Zeynep Taştekin

    26.4.2025 12:22:04

    2- Yapılan nasihatin sonucunda nasıl bir zararın ortaya çıktığını söyler misiniz? Hazmedemeyenlerin olması nasihatçilerin elini kolunu bağlar mı? Cemaatlerin hizmetinden de rahatsız olanlar var. Ne yapalım hizmet yapmayalım o zaman. Yanlış mantık yürütüyorsunuz. Yanlış yargıya varıyorsunuz.

  • Zeynep Taştekin

    26.4.2025 12:19:58

    Nahit hocam alıntıladığınız sözden "asla ve kat'a nasihat edilemez" anlamı çıkmaz. O zaman kimse nasihat etmesin. Kimse kimseye bir şey söylemesin. Mevcut sözü yanlış yorumluyorsunuz.

  • Hatice Balcı

    26.4.2025 12:01:15

    Muhalefetin uğraşacak başkaca bir işi mi kalmamış da böyle şeylerle uğraşıyorlar? Bu basın açıklamasını duyan bir Nurcu'dan asla oy alamayacaklarını idrakte mi edemiyorlar? Bu adamlar gerçekten ülkeyi yönetmeye talipler mi? Eğer öyle ise bu yaptıkları şey ne?

  • Hatice Balcı

    26.4.2025 11:58:27

    Dikkatinizi çekerim söz konusu doktor da herkese o mesajları yazmıyor. Bie öğrenci için yazmış. Yani muhatabını biliyor. Karambole atış yapmıyor. Eleştirmeden önce keşke tetkik etseydiniz.

  • erhan

    26.4.2025 11:28:25

    Doktoru tebrik ediyorum, ancak böyle Bediüzzaman ve risalelerden veciz sözleri, yazılı yerine sözlü yapması daha doğru olabilir, zira milliyetçiler, ılımlı İslamcılar, Kemalizm ve Seküler kesimin ortak paydası cemaat düşmanlığıdır. gün gelir bunu alır farklı anlamlar yükler buna göre beklenmedik aksiyonlar alırlar. yani açıkçası, güvenmeyin güvenilir görünmeye çalışan bazı münafıklara.

  • Arif Altay

    26.4.2025 11:03:27

    Ahmet Bey, tesbitleriniz için teşekkürler. Nahit Bey'in dışında yorum yazan arkadaşlar delilsiz ve hamasi duygularını ifade etmişler.

  • Nahit Topaloğlu

    26.4.2025 09:33:36

    Battal kardeşim, "zarar vermezse nasihat etmek" prensibini nazara vermeniz pek güzel olmuş. Allah razı olsun. Nurlarda "satır arası" muhteşem tespit ve ikazlar var böyle; dikkatli nazarları bekliyor. Tebrik ediyorum. Fî emânillah!

  • Salih baş

    26.4.2025 05:48:59

    Bu milletvekilleri milliyetçi muhafazakar oylarıyla seçildikleri partiden istifa etsinler Türkiye komünist partisine geçsinler

  • Arda Yıldız

    26.4.2025 05:38:26

    Hakikatin tersyüz olması böyle bir şey demek. Risalei Nur nâşirleri üslup sopasıyla dövülürken, Risalei Nurların neşrine mani olanların üslubu ayakta alkışlanıyor!

  • S. Pelin Kurukahveci

    26.4.2025 05:02:02

    Ama siz iddianızda tutarlılık ilkesine ihtiyaç duymuyorsanız, kendi belirlediğiniz öznel kamusal alan tasnifine göre olur/olmaz hükmü verebiliyorsanız tabi o zaman benim bu itirazım bir anlam ifade etmeyecektir.

  • S. Pelin Kurukahveci

    26.4.2025 04:58:25

    Ahmet abi sizin bu yazınızdaki argümanlarınıza göre: Bir öğretmenin de okulda Risale-i Nurları istimal etmemesi icab eder. Kamusal alan noktasında ve müşteri olup olmamak noktasında bir öğrencinin bir hastadan herhangi bir farkı yok çünkü.

  • S. Pelin Kurukahveci

    26.4.2025 04:53:44

    Bir diğer husus ise kamusal alan diyerek din dilini dışlamanın seküler hayat tarzına hizmet etmekten başka bir getirisi olabilir mi?

  • S. Pelin Kurukahveci

    26.4.2025 04:46:31

    Faraza 10 kişiden 9'u için bir şey ifade etmese, 1 kişi için yeni bir ufuk açsa yine de zarar denilebilir mi? Bir söz bazen insanın tüm bakışını değiştirmeye yönelik bir kapı aralar. Bir sözle tüm hayatınız değişebilir. Hocamızın medeni cesaretini kutluyorum. Tıp camiasında katı bir determinizmin hakim olduğunu ve en dindarların dahi bu determinizm halkasını kıramadığını yakinen müşahede eden biriyim. Bu yüzden bu hocamızın yaptığı iş bana çok değerli geldi.

  • Mustafa Said Kara

    26.4.2025 00:25:44

    Doktoru tebrik ediyorum. Helal olsun. Aman şunu ürkütmeyeyim buna dokunmayayım dememiş. Sizinde desteklemeniz gerekirken eleştirmeniz üzücü.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı