Ankara karışık. Ama maklube gibi üst üste değil, Ankara tava gibi ortaya karışık.
Bilhassa yargı bürokrasisinde ve içtihat diplomasisinde yaşanan bazı değişim ve dönüşüm sancılarının dedikoduları ortalıkta dolaşıp bizim gibi kıyıda köşede olanların bile kulağına kadar gelip gidiyordu ki…
Önceki gün önemli bir şey oldu.
BirGün’ün “FETÖ ihraçlarında keskin isimlerden biri olarak biliniyor” kaydını düştüğü Av. Hamit Kocabey Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliğinden istifa etti.
Avukat Levent Mazılıgüney’in de yazdığı gibi garip zamanda garip istifa.
HSK’nın 2010’da yeniden yapılandırılması sürecinde “demokratiklik adına” yapılan bir değişiklikle Meclis tarafından doğrudan seçilen üyelerden biri olan Kocabey bu göreve MHP’nin aday göstermesiyle TBMM tarafından önce 2017’de ve sonra da beş ay önce ve ikinci defa seçilmişti.
Kocabey’in en önemli özelliği Devlet Bahçeli’nin avukatı iken bu göreve “seçilmiş” ve “Bahçeli’nin avukatı” sıfatını da kendi oğluna devretmiş olması.
Bahçeli’nin izni ya da onayı ile yapıldığı iddia edilen istifanın sebebi hakkında bir bilgi yok. Muhtemelen “gördüğüm lüzum üzerine istifa ettim” denilecek. Ve olayın kapanması istenecek ya da sağlanacak.
Biz de herkes gibi arka planı merak edeceğiz ve belki de anlamsız ve lüzumsuz dedikoduları okuyup dinlemek zorunda kalacağız. Oysa keşke gelişmiş ülkelerdekinin bir benzeri bizde de olsa.
Seçilen ve sonra istifa eden, kendisini seçene yani TBMM’ye bu istifanın gerçek sebebini resmen bildirse.
Meclis Başkanlığı da bu bilgiyi hem üyeleriyle ve hem de uygun şekilde kamuoyuyla paylaşsa.
Nitekim bu teklifimizin bir benzeri Bankacılık Kanunu’nun 25. maddesinde var ve uygulanıyor.
“Herhangi bir nedenle görevden ayrılan genel müdür ve yardımcılarının görevden ayrılma nedenleri, ilgili banka ve görevden ayrılan tarafından yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir.”
Yani banka genel müdürü veya yardımcısı iken istifa eden ya da görevine son verilen kişilerin istifasının sebebi hakkında hem banka ve hem de kendisi BDDK’ya bilgi vermek zorunda.
Elbette “gördüğümüz lüzum üzerine” diyerek değil.
Bu bilgiler, çaprazlama denetimi yardımıyla BDDK’nın o bankada neler olup bittiğini anlamasına da katkı sağlayacak. Böylece BDDK denetim vazifesini daha sağlıklı yapabilecek.
Biz şimdi soralım: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin böyle önemli bir istifa ve sebebi hakkında bilgilenme hakkı ve bilgilendirme mecburiyeti BDDK kadar da mı yok?