"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Harp belâsı ve sulh ihtiyacı

Ahmet BATTAL
03 Mart 2022, Perşembe
Dış politika uzmanlık alanımızda değil, ilgimiz ise bilgilenme seviyesinde.

Bu sebeple gündemdeki savaş meseleleri hakkında yorum yapmaktan ve bilhassa hüküm vermekten kaçınıyor, Yasir Özer’in, Muhammet Örtlek’in, Cevher İlhan’ın ve Hasan Güneş’in yazılarını tavsiye ediyoruz. 

Yine de konu hakkında bazı temel prensipleri yazacağız: 

1. Evet, bu savaş bir cephe savaşı değil. Açık denizlerde ya da dünyanın sahipsiz kesimlerinde cereyan eden bir savaş da değil. 

Savaş Rusya tarafından da tanınmış bir devlet olan Ukrayna’nın baştan itibaren sahiplendiği topraklarda oluyor. Bu sebeple belki de bu işgal girişimine “savaş” bile değil “saldırı” ve “müdafaa” demek gerekir. 

2. Her devletin bir ülkesinin ve her ülkenin de bir ve tek bir devletinin olması gerektiği bir varsayım ve her zaman işlemiyor. Bilinen anlamıyla millet olarak “Ukraynalılar” diye bir millet yok ve “Ukraynalılar Ülkesi” anlamında “Ukraynland” ya da “Ukraynia” diye bir “ülke” de yok. 

Yani Ukrayna Devleti neticede “Rusların ülkesi”ndeki devletlerden bir devlet. 

Ama Ukrayna Devleti “var”, “BM tarafından tanınmış” ve “bağımsız”.

Dolayısıyla Rusya’nın “bizi şunlar dâvet etti” ya da “bizi bunlar tahrik etti” gibi gerekçelerinin haklılığı yok. 

3. Savaştan önceki kurulu düzen açısından bakıldığında bu savaşta Rusya haklı değil, ama güçlü. Ukrayna ise güçlü değil, ama haklı. Ve üstelik Ukrayna arkasına Hür Dünyayı almakta kararlı ve başarılı. 

Ukrayna’nın NATO ve AB’nin gücünü kısmen kendisine devşirerek Rusya için bir tehdit olması Rusya’ya Ukrayna’ya saldırı için meşrûiyet kazandırmaz ve kazandırmıyor. 

4. “Her savaşta önce gerçekler ölür” derler. Bu devrin harplerinde medyanın ve sosyal medyanın bilgilendirici rolü yanında manipüle edici etkisini de yakından görüyoruz. 

Her gördüğümüze ve her duyduğumuza inanmamak ve daha da önemlisi gerekmedikçe taraf olmamak temel prensibimiz olmalı. 

NATO’nun kıymetini bildiğini varsaydığımız Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan başlayarak “devlet aklı”na ve kurmay sağduyusuna itimat etmeliyiz. Ama ordu içindeki “Avrasyacılar”ın bizi Şangay Beşlisi’ne üç kuruşa satma riskini de hesaba katmalıyız. 

5. Öte yandan uluslar arası olayların iç politikada derin operasyonlar için “kullanışlı” araçlar olduğunu asla hatırdan çıkarmamalı ve içeride demokrasi ve hukuk devleti talebimizden asla vazgeçmemeliyiz. 

6. Kurulu düzenin kaotik bir şekilde bozulmasından çekinen ve sulhten yana olan uluslar arası toplumun, -Avustralya’dan Kanada’ya kadar- bütün dünyada Ukrayna’nın yanında yer alması ve sembolik de olsa silâh gönderip desteklemesi hepimiz için önemli bir ders olmalı. 

7. Her harp bir belâdır ve bir musîbettir zira harplerde artık askerlerden ziyade masum siviller ölüyor. 

Bunun bizim için modern çağdaki tek istisnası, ideolojisi bulunan ve ideolojiye tesir eden Kore Harbi’dir. 

Rusya ile Ukrayna arasındaki harbin ise mesihiyet-mehdiyet ve deccaliyet arasındaki manevî harbe tesiri yok denecek kadar azdır. Meselenin ideolojilerle ve Yahudilik gibi dinî temalarla ilgisi derindedir ve sınırlıdır. 

8. Neticede silâh tüccarlarının ekmeğine yağ süren bu tür bir savaşın sebep ve sonuçlarını merak edenlerin iki “Batı devleti” olan İngiltere ve Arjantin’in 1982’de Falkland Adaları için yaptıkları savaşı da okumalarını tavsiye ederiz. 

9. Bu savaşta ve benzeri savaşlarda bir “İslâm-Batı cepheleşmesi” yok. İyi ki yok. Zira İslâm sulh ve selâmdır ve dünyaya savaşla değil, ancak barışla yayılacaktır. 

Saldırı ile başlayan her savaş lâfzen “selâm”ın zıddıdır ve saldıranlar da “mana olarak İslâm”ın düşmanıdır. 

Okunma Sayısı: 2271
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • lazgin

    6.3.2022 01:01:22

    Sayın yazar tek istisna kore harbi demişsiniz, acaba ikinci harb-i umumi din ile dinsizliğin mücadelesi değil midir? " Resmî ilânıyla, Allah'a istinad edip dinsizliği kaldıracağım, İslâmiyet'i ve İslâmları himaye edeceğim diyen bir hükûmet yüz milyon küsur iken, dörtyüz milyona yakın nüfusa hükmeden bir diğer devlete ve dörtyüz milyon nüfusa yakın ve onun müttefiki olan Çin'e ve Amerika'ya ve onlar ise zahîr ve müttefik oldukları olan bolşeviklere galibane, öldürücü darbe vuran o hükûmetteki muharib cemaat...." Kastamonu - 81 Bu mektub iyi analiz edilmeli ondan sonra bu hadiselere bakmalı diye düşünüyorum.

  • Ömer

    3.3.2022 13:02:52

    Yerinde tespit,sizi ve diğer yazarlarımızı tebrikler ediyoruz.

  • Oğuz Yiğiter

    3.3.2022 11:39:40

    Risale-i Nur perspektifinden verilmesi gereken temel duruşla ilgili mesaj, çok dengeli ve hassas bir üslupla verilmiştir. Tebrikler, dualar...

  • Mustafa Torun

    3.3.2022 10:00:01

    Bireyin hürriyet çağında tüm devletlerin iş birliği yaparak savaşcılık oynamasının ideolojik boyutu vardır ve hürriyetleri korumak için kurulan "devlet" olgusunun hürriyetlere tecavüz etmek için pandemi, savaş, terör olayı gibi şeylere sarılması/medet bulması/tenezzül etmesi büyük insanlık ayıbıdır ve hür bireyler uyanık olmalıdır

  • Mustafa Torun

    3.3.2022 09:55:01

    "silâh gönderip desteklemesi" nden nasıl bir önemli bir ders çıkarabiliriz? Sivilleri daha da tehlikeye atmaktan başka ne işe yarayacak?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı