Gayrıresmî gündemde bir anne var.
Çocuğunun harp okulu öğrencisi iken örgütlü bir suça karıştığı iddia ediliyor. Çocuk yargılanıyor. Müebbet hapse mahkûm ediliyor. Yargılamanın aşamaları sürüyor.
Anne çocuğunun bu suçu işlemiş olamayacağını, bu suç örgütüne üye olmuş olamayacağını, olsaydı önce kendisinin bunu bileceğini anlatabilmek için her yolu deniyor. Bu uğurda kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Destek arıyor.
Bir TV kanalındaki konuşmasında, oğlu ve üye olduğu söylenen örgütün yöneticileri hakkında özetle “onları tanımıyorum, lehlerinde ya da aleyhlerinde konuşamam, ama oğlumun masum olduğuna inanıyorum” diyor. O örgütün suçları hakkında da “elbette suçlular cezasını çeksin” diyor.
Ardından “bir kısım medya” ve savcılık harekete geçiyor ve şu gerekçeyle anne de tutuklanıyor: “Şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya içerisinde bulunan deliller itibariyle (basın ve yayın yoluyla suçu ve suçluyu övme eyleminin TCK. 218 maddesinde bulunan ihtimali ile yasada öngörülen cezanın yarı oranında arttırıldığında CMK 100/4 maddesinde öngörülen tutuklama yasağı kapsamında kalmadığı, 16.07.2020 tarihli CD izleme tutanağında şüphelinin sarf ettiği sözler, şüphelinin ifadesi) şüphelinin atılı suçu işlediği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçun CMK 100/3 md.de sayılı suçlardan oluşu, atılı suçun işleniş şekli, şüphelinin dosyaya yansıyan kişilik özellikleri, yakalanış şekli dikkate alındığında bu aşamada adlî kontrol tedbirlerinin yeterli hukukî denetimi sağlayamayacağı, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı göz önüne alındığında tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu değerlendirilerek CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince şüphelinin her iki suçtan ayrı ayrı TUTUKLANMASINA.”
Son kısımda iki ayrı suçtan söz ediliyorsa da anneye isnat edilen ve anlaşıldığı kadarıyla tutuklama sebebi olan suç “suçu ve suçluyu övmek”.
Bu suç yürürlükteki Türk Ceza Kanununda “Kamu Barışına Karşı Suçlar” üst başlığı altında 215. maddede düzenlenmiş.
Hüküm şöyle:
“İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” (Bu suç basın yoluyla işlenirse ceza yarı oranında arttırılıyor.)
“Devletin her dediği her zaman doğrudur” denilemeyeceği gibi “hâkimin her hükmü her zaman doğrudur” da denemez. Temyiz ve benzeri denetim aşamaları bunun için var.
Bu sebeple bu örnekten yola çıkarak sadece şunu soruyoruz: Yargı organının “kesinlikle suçludur” dediği birinin o suçu işlemediğini ve masum olduğunu iddia etmek bu madde kapsamında suç mudur?
Dikkat ediniz, bu ihtimalde fikrini açıklayan kişi suçu ya da suçluyu övmemekte, masum olduğuna inandığı birinin ya da birilerinin lehinde konuşmaktadır.
Şimdi soralım: Bu açıklama vicdan özgürlüğü kapsamında değil midir? Öyleyse bu hal kayıt dışı OHAL değildir de nedir?