16 Ocak 2014, Perşembe
Ey siyasiyyun! Ve ey onların dostları!
Yargıya demokrasi getirmeye çalıştığınızı söylüyorsunuz. En son bulduğunuz formül; “RTÜK gibi olsun, üyelerini TBMM seçsin” çözümü.
İcat değil, siz bulmadınız, ama neyse, ilk bakışta güzel formül.
Zira, “Şeklen demokrasi var. Meclis de bu demokrasinin ürünü. Meclis üye seçerse demokratik olur” diye düşündürüyorsunuz.
Ama hakikatte sizde demokrasi yok ki... Meclisiniz de, kulisiniz de demokrasiden o kadar uzak ki… (İki koskoca bakan ikrar etti, istifa etti. Hâlâ “bu iddianıza delil isterim” diyen varsa, aradığı şey delil değil beladır, yazılarımızı okumasın artık.).
Demokrasi önce kalbe gelmeli. İnsan kendi nefsine muhalefet edebilmeli, gurura kapılmamalı.
Sonra demokrasi topluma gelir; cemiyetler ve cemaatler kendi muhalefetini seven meşveretli yapılara dönüşebilir.
Ondan sonra devlete gelir, meşrû şûralı devlet olur.
O halde, ey siyasiler, bizi kandırmayınız.
Demokrasi sizinle gelmez. Sizinle hiçbir yere gelmez.
Zira o kibardır, zorla güzelliğe razı gelmez.
Zira o ferasetlidir, niyetinizi bilir, rüşvete gelmez.
Zira o nazlıdır, küstürene küser, onunla hiçbir yere gelmez.
Siz bunların hepsini yaptınız, incittiniz, küstürdünüz demokrasiyi, milletin sinesine saklandı.
Siyasetçiyi ağa ve paşa bey yapan devletçi anayasadan kurtarmadınız milleti.
Bürokrata ideoloji emreden münafıklaştırıcı anayasadan kurtarmadınız milleti. “Bürokrat senin adamın değil, benim adamım olmalı” dediniz hepiniz.
Millete hizmetkâr olması gereken bürokratı “Kemal’in askeri” yapan anayasayı kaldırıp atmalıydınız. Siz milletin adamı olmalıydınız, bürokratı da milletin adamı yapmalıydınız.
Niyetiniz iyi değil, yönünüz yanlıştı, ayağınız kaydı, refleksle hareket ediyorsunuz.
Ama siz bilmiyorsunuz ki tepkiyle demokrasi olmaz.
Bilmiyorsunuz, zira, siz de “millet vekili” değil “tepki vekili”siniz.
“Millet tepkiliyse ne yapalım” demeyin sakın. Siz bu milleti “öcü geliyor” deyip korkuttunuz.
“Ya bendensin, ya da düşmanının eline düşeceksin” dediniz.
Siyaseti kardeşle yapılan bir “muhabbet” olmaktan çıkarıp “cephe hareketi”ne dönüştürdünüz.
Üstelik “biz” değil “siz” dönüştürdünüz. Bizi de cephenize aldınız.
Üstelik bizi de dinlemediniz. Çok yazdı, hakikati okuyanlar. Çok söyledi, samimî duyanlar.
Ama siz okumadınız “siz hep muhalefet yapıyorsunuz, okumam-dinlemem” dediniz. Oysa muhalefetinize muhabbet etmeden demokrasiyi sevemezsiniz.
Ne yazmışız, söylemişiz.
2010 referandumundan ve Anayasa Mahkemesi kararından sonra, HSYK’ya tulum liste ile üye seçme ve HSYK’yı “hükümetin kurulu” yapma imkânı doğduğunda, “gelin mutabık kalın bu anayasayı yeniden değiştirin de ‘bakanlık listesi’ kazanmasın” demişiz. Demokrasi kazansın istemişiz.
Bize demiştiniz ki; “siz yürüyen tekere çomak sokuyorsunuz, ne güzel, devleti, yargıyı, Yargıtay’ı Danıştay’ı, Anayasa Mahkemesini temizliyoruz”.
Kir kirle temizlenmez.
Demokrasi böyle “çeke çeke”, tehditle gelmez.
Demokrasi size küstü, sizinle gelmez.
Okunma Sayısı: 3341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.