"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargıya demokrasi sizinle gelmez…

Ahmet BATTAL
16 Ocak 2014, Perşembe
Ey siyasiyyun! Ve ey onların dostları!
Yargıya demokrasi getirmeye çalıştığınızı söylüyorsunuz. En son bulduğunuz formül; “RTÜK gibi olsun, üyelerini TBMM seçsin” çözümü.
İcat değil, siz bulmadınız, ama neyse, ilk bakışta güzel formül.
Zira, “Şeklen demokrasi var. Meclis de bu demokrasinin ürünü. Meclis üye seçerse demokratik olur” diye düşündürüyorsunuz.
Ama hakikatte sizde demokrasi yok ki... Meclisiniz de, kulisiniz de demokrasiden o kadar uzak ki… (İki koskoca bakan ikrar etti, istifa etti. Hâlâ “bu iddianıza delil isterim” diyen varsa, aradığı şey delil değil beladır, yazılarımızı okumasın artık.).
Demokrasi önce kalbe gelmeli. İnsan kendi nefsine muhalefet edebilmeli, gurura kapılmamalı.
Sonra demokrasi topluma gelir; cemiyetler ve cemaatler kendi muhalefetini seven meşveretli yapılara dönüşebilir.
Ondan sonra devlete gelir, meşrû şûralı devlet olur.
O halde, ey siyasiler, bizi kandırmayınız.
Demokrasi sizinle gelmez. Sizinle hiçbir yere gelmez.
Zira o kibardır, zorla güzelliğe razı gelmez.
Zira o ferasetlidir, niyetinizi bilir, rüşvete gelmez.
Zira o nazlıdır, küstürene küser, onunla hiçbir yere gelmez.
Siz bunların hepsini yaptınız, incittiniz, küstürdünüz demokrasiyi, milletin sinesine saklandı.
Siyasetçiyi ağa ve paşa bey yapan devletçi anayasadan kurtarmadınız milleti.
Bürokrata ideoloji emreden münafıklaştırıcı anayasadan kurtarmadınız milleti. “Bürokrat senin adamın değil, benim adamım olmalı” dediniz hepiniz.
Millete hizmetkâr olması gereken bürokratı “Kemal’in askeri” yapan anayasayı kaldırıp atmalıydınız. Siz milletin adamı olmalıydınız, bürokratı da milletin adamı yapmalıydınız.
Niyetiniz iyi değil, yönünüz yanlıştı, ayağınız kaydı, refleksle hareket ediyorsunuz.
Ama siz bilmiyorsunuz ki tepkiyle demokrasi olmaz.
Bilmiyorsunuz, zira, siz de “millet vekili” değil “tepki vekili”siniz.
“Millet tepkiliyse ne yapalım” demeyin sakın. Siz bu milleti “öcü geliyor” deyip korkuttunuz.
“Ya bendensin, ya da düşmanının eline düşeceksin” dediniz.
Siyaseti kardeşle yapılan bir “muhabbet” olmaktan çıkarıp “cephe hareketi”ne dönüştürdünüz.
Üstelik “biz” değil “siz” dönüştürdünüz. Bizi de cephenize aldınız.
Üstelik bizi de dinlemediniz. Çok yazdı, hakikati okuyanlar. Çok söyledi, samimî duyanlar.
Ama siz okumadınız “siz hep muhalefet yapıyorsunuz, okumam-dinlemem” dediniz. Oysa muhalefetinize muhabbet etmeden demokrasiyi sevemezsiniz.
Ne yazmışız, söylemişiz.
2010 referandumundan ve Anayasa Mahkemesi kararından sonra, HSYK’ya tulum liste ile üye seçme ve HSYK’yı “hükümetin kurulu” yapma imkânı doğduğunda, “gelin mutabık kalın bu anayasayı yeniden değiştirin de ‘bakanlık listesi’ kazanmasın” demişiz. Demokrasi kazansın istemişiz.
Bize demiştiniz ki; “siz yürüyen tekere çomak sokuyorsunuz, ne güzel, devleti, yargıyı, Yargıtay’ı Danıştay’ı, Anayasa Mahkemesini temizliyoruz”.
Kir kirle temizlenmez.
Demokrasi böyle “çeke çeke”, tehditle gelmez.
Demokrasi size küstü, sizinle gelmez.
Okunma Sayısı: 3341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mahmut

    17.1.2014 10:47:00

    Sayın M.Nur Abalı bu yüzden mi hiç bir millet vekili başbakanın görüşlerine aykırı söylemde bulunamıyor. Yada kendi içlerindeki farklı bir ses susturulmuyor mu, geri adım atmıyor mu(bknz. Bülent Arınç vb). Yeni savcılar birilerinin adamı değil mi yani, cemaate yakın savcılar cemaat menfaatlerini gözetiyor, kemalist savcılar kemalizm menfaatini gözetiyor, peki yeni savcılar? onlar kimin menfaatini gözetecek? halkın mı? Demokrasi dediğimiz şey çok oy alanın istekleri doğrultusunda hareket etmesi/ettirmesi değil, bana dokunan yılanın başını ezerim hiç değil. Peki türlü oyunlarla yerleri değiştirilen, daha pasif görevlere getirilen, daha önce de kahraman olarak nitelendirilen savcılar bu makamlara nasıl ve nereden geldi? Cemaatten oy ve destek karşılığı rüşvetle mi? Adil liyakat sistemi ile mi? O halde istisnasız tüm kamu kurumlarına bürokrat atarken de her partiye kontenjan verilsin de eşitlik sağlansın. Şunu unutmayalım bir kişi dindardır diye yada bizdendir diye her işi her şeyi ona teslim etmek(tüm bürokratlar için) böyle sorunları doğuruyor.    

  • Muhammed Nur Anbarlı

    16.1.2014 23:55:00

    Sayın Başbakan’ın Uzakdoğu gezisinden döner dönmez yapmış olduğu öneri, demokratik terbiye konusunda diğer partilerden çok ileri durumda olduğunu gösteren yeni bir örnek oldu.

    RÜTÜK’teki uygulamada olduğu gibi, millî iradenin tecelli ettiği kurum olan Meclisteki partilerin üye sayısına uygun olarak temsil edildiği ve göreceli bir âdil sistem olabilir mi? sorusunu ortaya attı.

    Bazı lobi faaliyetleri Başbakan’ı başına buyruk, kimseyi dinlemeyen, otoriter, diktatör eğilimleri bulunan bir kişi olarak tasvir etmeyi çok seviyor. Oysa bu kavramları kullanarak Başbakan’a yönelik bir bakış geliştirmenin Küresel Sermaye aktörlerinin ve Faiz Lobisi adı verilen aktörlerin almış olduğu kararla bir yıpratma kampanyasının parçası olduğunu artık biliyoruz. Bunun ötesinde, Başakan her defasında bu kavramları yalancı çıkartacak denli bir demokratik terbiye iradesi gösteriyor.

    Nasıl mı?

    HSYK ve Yargı erkinin yasal düzenlemeler yapılırken, hesap vermez bir makamda unutulduğunu, böylece egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğu paradigmasının kökünden bozulduğunu, bizim demokrasi tecrübemizin merkezinde bulunan üç erkin birbirinden bağımsız ve bir birine üstünlük kurmayacak şekilde çalışabilmesi yerine, bütün erklerin üstünde HSYK ve Yargı erkinin bulunması esasen çok büyük bir yeni vesayet inşa edildiğini gösteriyor..

    Sayın Başbakanın her siyasî kirizde, halka giden, halkın nabzını tutan, halkın taleplerini anlamaya çalışan bir kamu yönetimi tavrı gösterdiğini 11 yıllık uygulamalarında görüyoruz ve biliyoruz. HSYK ve Yargı erki ile ilgili mevcut krizde de, kendi partisinin egemen olacağı bir dayatma yerine, herhangi bir siyasî üstünlük aramayan, mecliste bulunan rakip partilerin temsilcilerinin de katıldığı, böylece millî iradenin egemen olduğu, daha demokratik bir düzenleme araması son derece olumlu bir yaklaşım olarak görülmelidir.

  • turgut

    16.1.2014 23:31:00

    Allah yardımcımız olsun, işimiz zor bu yöneticiler topluluğuyla herkes kendi gücünü baskın hale getirmek için çabalıyor. Kimse evrensel değerleri adaleti, eşitliği...vs. dikkate aldığı yok. Sizin vasıtanızla bazı durumları daha iyi anlamaktayız.

  • Ekrem Öztürk

    16.1.2014 18:34:00

    Sn.Hocam yazılarınızı beğenerek okuyoruz..Allah(c.c.) sizlerden ebeden razı olsun.Bizlerin göremediği meseleleri Risale-i Nur penceresinden gösterdiğiniz için tekrar allah sizlerden razı olsun.Bende naçizane bir kaç kelime yazayım.Üstad Hz. ne diyor:Din adına saltana talip olmayınız.Zira samimi bile olsanız zarar verirsiniz,taviz verirsiniz diyor.

  • Saffet Rauf uzsoy

    16.1.2014 16:38:00

    Abi Allah razı olsun sizlerden siz yazmaya devam edin abi elbet bir gün anlayacaklar abi anlamasalarda biz tekrar etmiş ve daha iyi anlamış oluyoruz hem kul bilmezse hâlık bilir demişler demokrasi gerçekten kolay bi şey değil çünkü iyi anlamak ankatmak ve içe sindirmek lazım

  • Garib Doğu

    16.1.2014 16:10:00

    Biz hakkı temsil ediyoruz,diğerleri;batılı,demokrasi küfür rejimidir diyenlerin,tarafgirlik temel felsefeleri olan,zahirperestllik gözlükleri olan,hissi haraket karakterleri,islam için çile çekmeye talip olmayan,hazıra konuculuk meslekleri,eleştiriye kapalı,hakkın potasında erimek gibi bir dertleri olmayan,nefsin ıslahı düşüncelerinde yer almayan,dinde hassas,muhakem-i akliyede noksan,enaniniyetin mahiyetini ve gizli şifrelerini çözmekten fersah,fersah uzak olan bir zihniyet ve anlayıştan demokrasinin yerleştirilmesi ve hakimiyetini beklemek beyhudadır.Böyle bir anlayışın hakkı,hukuku,adaleti tesis edip işletmesi mümkün değildir.

  • Hayati Binler

    16.1.2014 15:32:00

    Allah (cc) razı olsun, gayet güzel ve yerinde bir tahlil olmuş. Fakir kardeşiniz meselenin daha halkçasını arzedeyim: Bir kısmının beğenmediği hemşehrim olan Demirel, her seçimde memleketimiz Isparta’dan ön seçime girer ve birinci olurdu. Kendileri İstanbul gibi garantili yerlerden kendisini aday göstermemişti. O yıllarda Adalet Partisi başta olmak üzere birçok partide, hemen hemen her seçim bölgesinde adaylar önseçimle tespit edilirdi. 12 Eylül Harekat-ı Münafıkanesi bir çok şeyi bozduğu gibi siyasi edep ve ahlakı da zir ü zeber etti maalesef.

    Şimdi ben halihazır bütün lider ve partilere işte meydan diyorum. Ey partiler, ey parti başkanları! Memlekete demokrasi mi getirmek istiyorsunuz. İddianız bu mudur? Öyle ise, evvelen partinizin içine demokrasiyi getirin ondan sonra konuşun. Değilse davanızda samimi değilsiniz. O zaman sizi dinlemiyoruz ve dinlemek istemiyoruz. Vekili memur ve emireri haline getiren bu siyasi yapı ile yapılamayacağını sizler de biliyorsunuz ama bu fasit yapıyı değiştirmek de istemiyorsunuz.

    Ümitsizlik aşılamak vazifemiz değil. Lâ taknetû ... ya amenna ve saddaknâ diyoruz. Zaten çareyi de Asrın Sahibi Bediüzzaman Hazretleri RNK’da bir çok yerde veriyor. Münazarat’ta yer alan, Mâmehuran hırsızlarını tevbekâr ve sofî eden sırrı behemahal yakalamamız gerekiyor. Gayretimiz budur ve bu olmalıdır. Yoksa sa’yimiz beyhude geçer, gider.

  • burak duman

    16.1.2014 15:30:00

    Ahmet abiyi ve yazının altına yorum yapan Mahmut abiyi bütün ruhu canımla tebrik ediyorum...
    Ancak yorumlardan birinde FİRAVUN benzetmesinin Nur Dairesindeki birinin bilhassa bu zamanda kullanmasının son derece tehlikeli olduğunu belirterek İTİDALİ elden bırakmayak Boğazlar Hakkında Boşbogazlılık meselesini derhatır ederek sabır safımızda muhabbetle durmaya devam etmemiz gerektiğini hatırlatmak isterim

  • seyfeddin kamil d.

    16.1.2014 12:00:00

    Sn Hocam; Bu siyasal islâmcılar benim bildiğim 35 sene (1967-2002) alenen, 12 sene de (2002-2014) takiyyeten ’demokrasi küfür rejimidir’, ’demokrasi amaç değil araçtır’ dediler. Bakın Twiter’da şapşalın biri ne demiş: ’İhale yapıyorsan beşte birini alırsın. Buna humus denir. Humus helâl paradır.’ Sen istediğin kadar ’kir kirle temizlenmez’ de. Temizleme fetvaları twiter uçaklarıyla atıldı bile..

  • Mahmut

    16.1.2014 10:44:00

    Geçmişte bir miting sonrası, bir genel başkanın otobüsünün kapısında bir ihtiyar genel başkanın dikkatini çekti. Genel başkan kapıyı açtırdı ve ihtiyar elini uzatarak hiç bir şey söylemeden elindeki bir avuç kuru fasulyeyi Tansu hanıma verdi. Kapı kapandı, Tansu hanım ağladı. Ben ihtiyara baktım... O da ağlıyordu. aralarında tek bir kelime konuşulmadı.
    İhtiyarın isyanı açlık yada kuru fasulye fiyatına değildi. Zira
    Bu millet çok açlık, sefalet çekti, bu millet çok eziyet zulüm gördü, bu millet bunlara alışkın, bu millet hür yaşamaya hasret, bu millet ekmeksiz yaşar hürriyetsiz yaşayamaz Millete bunu çok görenler,
    Millete sen bizden değilsin senin işin görülmez diyenler, milleti hor görenler, tek parti dönemindeki gibi saltanat sürenler başını örse vuracak bir gün.
    Okusalar da anlamazlar evet neden mi, eskisi gibi anlatanda kalmadı, eski saflıkta...
    Ne yapalım diye sormuştum ya hocam, 12 Eylül yasakları için referandumda aldığımız tavır ve hizmeti yeniden yapalım. Zira Yeni Asya el atmazsa zor oluyor.

  • demokrat

    16.1.2014 08:56:00

    Allah aşkına ona destek verenlere sesleniyorum:adamın bir dediği diğerini tutuyor mu?Farkında mısınız?

  • ibrahim

    16.1.2014 00:41:00

    DAHA ÖNCEDE SÖYLEMİŞTİNİZ ANAYASA YAPMA FIRSATINI BAŞKANLIK HAYALLERİYLE HEDER ETTİLER.BENİM İLÇEM GİRESUNUN ALUCRA İLÇESİ.SAYIN BAŞBAKAN PARTİ KURMA AŞAMASINA İLK KARADENİZ TURUYLA BAŞLADI VE İLÇEMİZDEKİ ŞENLİĞE KATILDI VE ORADA DEĞİŞTİRECEKLERİ İLK KANUNUN SİYASİ PARTİLER KANUNU OLDUĞUNU SÖYLEDİ VE MAALESEF İKTİDARA GELİNCE PEK ÇOK ŞEY GİBİ ONUDA KULAK ARKASI ETTİLER ÇÜNKÜ İŞLERİNE GELMEDİ ZORLA DEMOKRATLIK OLMUYOR BU ELBİSE ARTIK ÜSTLERİNDE ÇOK SIRITIYOR

  • Sezai Mumcu

    16.1.2014 00:25:00

    Bunlar gercekten söz dinlemiyorlar, laftan anlamiyorlar, yazilanlari okusalar bile mahiyetini zahir anlamiyorlar...

    Enesi firavun kadar buz gibi despot...

    Anayasa fiyaskosu hükümetin ve basbakanin boynuna dikenli celenk olarak gecmistir. Millete verdikleri yeni anayasa sözü fos cikti. Bu noktada adamsan takkeni veya takiyyeni alir gidersin.

    Zitlarin bir araya gelmesi imkansizdir!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı