"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ben burayı Yıldız Sarayı’na değişmem”

Ahmet ÖZDEMİR
15 Eylül 2020, Salı 01:00
Nurlar’ın yazılmasına, müellifinin ibadet ve münacatlarına menzil olmuş ve Üstadın deyişiyle “Ben burayı Yıldız Sarayı’na değişmem” dediği Çam Dağı tepesinde yer alan yüksek ağacın başında yapılmış “üstü açık odacık” Nur köşkü vb. pek şirin menziller ve yerleri vardır.

Dizi - 2: Ahmet Özdemir
Nur Menzili Barla Rehberi

BARLA VE KUTLU MİSAFİR

Barla, ilk defa 1927–1934 yılları arasında Bediüzzaman Said Nursî’yi misafir etmekle bilinmeye başlamıştır. Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar tanındıkça Barla da geniş kitlelerce tanınmıştır. Barla, Bediüzzaman’la ve Risale-i Nurla özdeşleşmiştir. Bediüzzaman, Barla’da ikamet etmek mecburiyetinde kaldığı karakolda, askerler, geceleri uyumayıp ibadet eden bu zatı burada daha fazla tutamayacaklarını anlarlar. Sabahleyin nahiye müdürü Bahri Baba, Barla’nın eşrafından olan Muhacir Hafız Ahmed’e Hocaefendiye bir yer buluncaya kadar evinde misafir etmesini teklif eder. O da bu teklifi tereddütsüz kabul ederek, Bediüzzaman’ı alıp evine götürür. Küçük olan evinin bir odasını ona tahsis eder. Üstad, Muhacir Ahmed Efendi’nin evinde yirmi gün (veya bir hafta) kalır.

Tefekkür penceresi

Barlalı Mustafa Çavuş, çınar ağacının dalları arasında Bediüzzaman’a bahar ve yaz mevsimlerinde oturabileceği bir menzil (kulübecik) yapar. Burada ibadet ve tefekkür eden Bediüzzaman yüzlerce kuşun cıvıltıları arasında eserlerini yazmaya başlar. Manzara itibariyle gerçekten çok güzeldir. Ön tarafında Barla’nın bağ ve bahçeleri, ilerisinde şirin, masmavi “Eğirdir Gölü” yer alır. Barla’da Nurlar’ın yazılmasına menzil olmuş, Cennet gibi mevkileri vardır. Karadut, Karakavak, kabristandaki ardıç ağaçları, Karaca Ahmed Sultan, Bey Deresi ve Cennet Bahçesi…

Biraz uzakta Kocapınar, Taşlıpınar, Deliklipınar…

Hele üç-dört saat uzaklıktaki Çam Dağı, Tomus Kayası…

Nurlar’ın yazılmasına, müellifinin ibadet ve münacatlarına menzil olmuş ve Üstadın deyişiyle “Ben burayı Yıldız Sarayı’na değişmem” dediği Çam Dağı tepesinde yer alan yüksek ağacın başında yapılmış “üstü açık odacık” Nur köşkü vb. pek şirin menziller ve yerleri vardır.

Bediüzzaman önce Sözler adı altında yazmaya başladığı eserlerine daha sonra kalbinden gelen bir ilhamla “Risale-i Nur” adını verir. 

NERELERİ GEZELİM?

BEDİÜZZAMAN’IN 1927-1934 YILLARI ARASINDA KALDIĞI EV VE “ŞECERE-İ MÜBAREK” ÇINAR AĞACI

Bediüzzaman, evinin önünde bulunan çınar ağacının dalları arasına yazlık bir köşk yaptırmış, odasının balkonundan oraya çıkmak için de bir merdiven kurdurmuştu. Özellikle yaz mevsimi gecelerinde orada kalır, evrad ve ezkârını okurdu. Gündüzleri de çoğunlukla tefekkür vazifelerini ve tashihat işlerini orada yapardı.

1954’TEN SONRA ARA SIRA KALDIĞI EV

Bediüzzaman 1950 yılından sonra mahkemeler ve sürgünler hızını kesmişti. Gerçi 1952 yılında beraatle sonuçlanacak “Gençlik Rehberi” dâvâsı İstanbul’da görülecekti. İşte o yıllarda Barla karayolu yeni açılmıştı. Köy meydanından aşağıya “İlk Medrese-i Nuriye”ye dar sokaklardan inilirken yine Eğirdir Gölü’ne nazır ahşap bir bina görürsünüz. Ev o günkü şartlarda belki Barla’nın en güzel evidir. Odalar ve sofa ahşap işlemeciliğin güzel örnekleriyle doludur. Önünde başta dut olmak üzere çeşitli ağaçlar yer almaktadır. Bu ev Enver Bey’in evidir. Enver Bey’in evi 1954’ten sonra Bediüzzaman’a bir menzil olacaktır. Zaman zaman gelip burada kalacak, tefekkür ve tefeyyüz edecektir. Günümüzde restore edilmiştir.

MUS VE YOKUŞBAŞI MESCİDLERİ

Mus Mescidi, Bediüzzaman’ın Barla’da bulunduğu yıllarda tamir ettirip imamlık yaptığı küçük bir mesciddir. Zaman zaman Şem’i Efendi bu mescidde müezzinlik yapmıştır. Yokuşbaşı Mescidi ise, ilk medrese-i Nuriyenin yanında bulunan mesciddir. Bu mescidler bugün açık olup namaz kılınmaktadır.

CENNET BAHÇESİ

Sıddık Süleyman’a ait dere kenarındaki bahçede Cennet Risalesi yazıldığından burası Cennet Bahçesi adını almıştır. Bugün geniş bir alana yayılmış olup büyük ölçüde orijinalliği kaybolmuştur. 

RİSALE-İ NUR TALEBELERİNİN DEFNEDİLDİKLERİ BARLA KABRİSTANI

Barla Kabristanı’nda mezarları bulunan Nur Talebeleri pek çoktur. Bunlardan tesbit edebildiğimiz isimler şunlardır: Bayram Yüksel, Ali Uçar, Sıddık Süleyman, Abdullah Çavuş, Muhacir Hafız Ahmet, Bahri Çağlar, Berber Mehmet Keskin, Şem’î Güneş, Şamlı Hafız Tevfik ve hanımı Zehra Hanım, Marangoz Mustafa Çavuş, Ahmet Güvenç, Mehmed Güvenç, Hüseyin Bülbül.

Karakavak (Paşa Kayası): Barla’nın kuzeyinde, kabristanın üst taraflarında yer alır ve bahçelerin bulunduğu bir yerdir. Bazı Risaleler burada yazılmış ve tashih edilmiştir. Henüz düzgün bir yolu olmadığından yürüyerek gidilebilir. Barla’nın sulama ve içme suyu buradan sağlanmaktadır.

Beyderesi: Barla Kabristanı’nın doğusunda yer alır. Karakavak’la Eğirdir Gölü arasında uzanır. Beldenin bağ ve bahçeleri bulunur. Şimdi kısmen yerleşime açılmıştır.

Karaca Ahmed Sultan: Barla’ya 3 km. mesafede İlama/Bağören Köyü yolu üzerinde olup Barla’nın güneyindedir.

Çamdağı: Çam ve Katran ağaçlarının bulunduğu tepe Çam Dağı’nın ortasında yer alır. Çam Ağacı’nın tepesine çıkarsanız Eğirdir Gölü’nü ve etrafını doya doya seyredebilirsiniz. O tarihlerde tepeden inmek kolay, çıkmak zordu. Eskiden genç olanlar çıkabiliyormuş. Tepenin altında suyu az akan bir çeşme bulunuyor. Ondan biraz daha aşağıda bir başka çeşme daha vardır. 2000 yılına kadar çam ve katran ağaçları duruyordu. Çam Dağı’na çıkanların seyir yeri idi. Bu ağaçlar ne olduysa bazılarını çok rahatsız etmişti. Şimdiye kadar kime ne zarar verdi? Karlı bir kış gününde gidip haince o masum ağaçları kestiler. Bu olayı duyunca çok üzüldüm. O olayı anlatmak için kelime bulamıyorum. Elbette Allah’ın da bir hesabı vardır. Köylülerin anlattığına göre o ağaçları kesenler daha sonra fena şekilde ölmüşler.

Tepelice Çama Çıktım

Tepelice Çama çıktım

Gelincik Dağı’na baktım

Mümkün olsa kalacaktım,

Bir ömür boyu Barla´da.

 

Seherde açan güllerin,

Çeşmindeki bülbüllerin,

Cennet yurdumda göllerin,

En güzel suyu Barla´da.

 

Kara Dut, Cennet Bahçesi, 

Kara Kavak’ın meşesi,

Ulu çınar’ın gölgesi,

Gölgeler koyu Barla´da.

 

Çamdağından esen yeller,

Zikir arkadaşı dallar,

Üstad´a muntazır yollar,

Gelecek deyü Barla´da.

Hilmi Doğan

SON

Okunma Sayısı: 6184
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı