İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Doko, haz odaklı yaşamanın ve tüketim kültürünün gençler başta olmak üzere toplumda derin bir anlam krizine yol açtığını söyledi.
İbn Haldun Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Doko, küreselleşme ve hedonizmin insanların maneviyatını nasıl aşındırdığını ve bu sürecin toplumsal sonuçlarını değerlendirdi. Doko, küresel ölçekte yaşanan bu dönüşümün toplumlarda ciddî bir anlam krizine yol açtığını belirtti. Doko, teknoloji ve tıptaki ilerlemelere rağmen depresyon, anksiyete ve psikolojik rahatsızlıkların artmasının temel sebebinin “hayata anlam verememek” olduğunu vurguladı.
Hedonizm huzur vermiyor
Hayatın amacını tamamen daha fazla zevk almak olarak tanımlayan “hedonizm”in yaygınlaştığını belirten Doko, geçmişte insanların hayatlarına dinden gelen erdem, adalet ve ahlâk gibi hedefler koyduğunu, bugün ise bu hedeflerin yerini çok para kazanmak, kariyer yapmak, daha fazla tüketim gibi hedonist hedefler aldığını söyledi. “Hedonizm insanlara mutluluk, huzur ve tatmin vermiyor. Bilimsel çalışmalar da bunu doğruluyor. Aksine bağımlılığa yol açıyor ve sürekli daha fazlasını isteyen kişilerde depresyon ve kaygıyı artırıyor” dedi. Medya ve reklamların da sürekli hedonizmi pompaladığını söyleyen Doko, bu durumu “bala düşen sinek” benzetmesi ile anlattı.
İslâm panzehir olabilir
Bu konuda dinlerin, özellikle İslâm’ın panzehir olabileceğini belirten Doko, bugün ise gençlerin çok farklı fikirlerle aynı anda karşılaştığını söyledi. İnsanların hayatında “Nasıl bir hayat yaşamalıyım?” sorusunun cevabının çözümüne dair rehberlik eksikliği olduğunu söyleyen Doko, bunu aşmanın yolunun insanların hayatına maneviyatı eklemeleri gerektiği değerlendirmesinde bulundu.