"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Araştırmıyor, okumuyorsa iş vahim

Ali FERŞADOĞLU
22 Aralık 2020, Salı
Bazı akademisyen ve -sözüm ona- İlahiyatçılar, “Kur’ân’ın içindekilerin tamamı dine dahil değil, kültürel, yerel, sosyolojiye dair ögeler vardır…” gibi hezeyanlar ileri sürüyor.

Bunlar tereddüt, şüphe ve vesvesenin eseri ise, mutlaka samimî, ciddî, derin bir araştırma yapıp tahkikî imanı kazanmalı. Gayet tabiî ki, her biyolog, sosyolog, matematikçi, fizikçi astronomlar sahalarındaki çok derin mesele ve formülleri bilmeyebilirler. Anlayamadıklarını inkâr değil; araştırmaları, Einstein, NASA, CERN’de çalışan ilim sahiplerine sormaları gibi, ehl-i iman akademisyenler de böyle yapmalıdır. İlmin izzeti, Kur’ân’ın emri bunu gerektirir: 

“Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.” (En’âm Sûresi: 59) Yani, herşey Kur’ân’da mevcuttur ve şifrelenmiştir. Tabiîki bu şifreleri herkes bilemez, göremez, çözemez! Ancak, “İlimde derinlik sahibi olanlar…” bilebilirler. (Al-i İmran Sûresi, 7)   

Kur’ân kendisini ez-Zikr şeklinde isimlendirerek vahyin kendisini hatırlatıcı, bildirici, anlatıcı olarak tanımlamıştır. Keza Kur’ân, “Eğer bilmiyorsanız, o halde zikir ehline sorun.” diye emreder. (Enbiya Sûresi, 7)  

Öyle ise, herkes anlamadığını ehline sormalıdır. 

Buna iki yönden mecburlar: 

Birincisi, İlahiyatçı, özellikle de tefsirci iseniz sahanızda yazılan eserleri okumalısınız. Meselâ, Mu'cizat-ı Kur'an'iye'yi (Yirmibeşinci Söz), Mu’cizat-ı Ahmediye’yi (11 Lem’a, 19. Söz, 19. Mektup vs.) ve İşaratü’l-İ’caz başta olmak üzere Risale-i Nur’u okumalıdırlar. Bilmedikleri bütün meseleleri ve içine düştükleri vesvese ve şüpheleri aklen, mantıken, ilmen (fen, sosyal, manevî ilimlerle) izah ve ispat ile izale eder…  

İkincisi, genel kültür adına sahanızdaki eserleri okumak zorundasınız… 

Özellikle akademisyen ve ilim adamı bunu yapmıyor, vesvese ve şüphelerini yaymaya çalışıyorsa, o zaman “hubb-u cah (şöhret, koltuk sevdası), havf/korku (her türlülüsü) tama (mala karşı aç gözlük), asabiyet-i cahiliye damarı (aile, cemaat, parti üstünlüğünü kabul ve korumacılık) enaniyet (benlik, egoizm, kibirlilik vs.) ve dünyanın cazibedar şeyleri” (kadın, vs.) ile aldanıyor, aldatılıyor ve mecbur bırakılıyor, demektir!.. 

Okunma Sayısı: 1670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı