Söyler misin, ey nefsim; ne istedin de vermedim! Bir dediğini iki etmedim! Ne istedin de yapmadım! Ne istedin yerine getirmedim!
“Tıka basa ye” dedin, yedim! “Acıkmadan otur, doymadan kalkma!” dedin, iki öğünü beşe çıkardım, lezzetli GDO’luları önüme serdim! “Saatlerce uyu!” dedin uyudum! Halen ayakta da uyuyorum! “Gez!” dedin; boş boş geziyorum işte! “Eğlen!” dedin; eğlendim! “Kitap okuma! Okuyacaksan da çok az oku!” dedin, az okuyorum; kitaplar yüzüme hasret! “Az düşün, sathi düşün, tefekkür etme (derinlemesine ve detaylı) düşünme, dedin; dediğin gibi yapıyorum işte!
“Namaz iyidir, ama, bitmediğinden usanç veriyor; kılma; kılacaksan da çarçabuk kıl, boş ver tadil-i erkânı!” dedin; tavuk tane toplar gibi rükua, secdeye gittim, geldim yıllarca!
“İnsan hak ve hürriyetleri neyine lâzım, nemelâzım de, sen kendi haklarına bak!” dedin; sustum! Kimi zaman kılımı kıpırdatmadım, kimi zaman elimle, dilimle rahatlıkla düzeltebileceklerimi bile düzeltmedim, sus-pus oldum! Kimi zaman kalbimden bile buğz etmedim! Bunun ne zorluğu, ne masrafı var ki!
“Dünyayı sen mi düzelteceksin, adaleti sen mi sağlayacaksın!” dedin; masum ve mazlumlara yapılan zulümlere “gıkım!” bile çıkmıyor!
“Boş ver araştırmayı, mihenge vurmayı, hüsn-ü zannı, delil ve akıbete bakmayı, haktan yana olmayı!” dedin; öyle yapmakla kalmadım, üstüne üstlük “su-i zan ettim, delil ve akıbete değil, zahire ve yarım yamalak, yanlış anlatılanlara göre hükmettim, mutaassıp (körü körüne) hareket ile tarafgir oldum!”
“Şimdi gününü gün etme zamanı, hizmeti, tebliği bırak, keyfine bak!” dedin… Aşk, şevkle hizmetlere koşuşturmuyorum! Oturduğum yerden artık bir selâm, iki kelâm, hizmet tamam!
Ey gaddar nefsim, yıllardır sırtıma bindin, boyun bağımı eline aldın, bir şerden bir şerre, bir cahillikten bir cahilliğe koşuşturttun, durdun!
Her an kulağım sende ve tetikteydim! Her ne dediysen yaptım, artık yoruldum! Düş yakamdan! Ey kör nefsim, nankör nefsim! Yıllardır köle gibi çalıştırdın! Sırtımdan in artık! Yaşlılığımda bari yakamı bırak! Ben emekli oldum, sen de emekli ol!
Yeter artık ey sersem nefsim; gücüm olsa da seni yerden yere vursam ey sersem nefsim, sersem nefsim!
TAZİYE: Büyük davanın büyük adamı muhterem Mehmed Kutlular ağabeye Cenab-ı Hak’tan rahmet, mağfiret; akraba, dostları, Nur hareketi ve Yeni Asya camiasına sabr-ı cemil niyaz ederim. Kabri pürnur, mekânı Cennet olsun. Cenab-ı Erhamürrahiminin hepimizin merhumlarına rahmet, merhamet ve mağfiret eylesin!