"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman her türlü istibdada karşıdır

Ali FERŞADOĞLU
29 Mart 2023, Çarşamba
Arapça kökenli olan istibdat, “başına buyrukluk, kural tanımazlık, bağımsızlık; tek bir yöneticinin toplumu baskı altında yönetmesine dayanan düzen, baskıcılık, hiçbir hakkın ve özgürlüğün bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimidir.”

Bediüzzaman’ın tarifi ise çok daha kapsamlı, çok boyutlu ve vecizdir: “İstibdat tahakkümdür, muamele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vahiddir, sû-i istimalata gayet müsait bir zemindir, zulmün temelidir, insaniyetin mahisidir. Sefalet derelerinin esfel-i safilînine insanı tekerlendiren ve alem-i İslâmiyeti zillet ve sefalete düşürttüren ve ağraz ve husûmeti uyandıran ve İslâmiyeti zehirlendiren, hatta herşeye sirayet ile zehrini atan, o derece ihtilafatı beyne’l-İslam îka edip, Mûtezile, Cebriye, Mürcie gibi dalâlet fırkalarını tevlid eden, istibdattır.” (Münazarat, Enstitü/internet, s. 22.) Çok kısa özet izahı:

Tahakküm hükmünü, fikirlerini zorla kabul ettirmek… Muâmele-i keyfiye; kanun ve hukuka uymadan keyfine göre yönetmektir. Hak ve adâlete göre değil, maddî veya mânevî güce dayanarak karar vermek, iş yapmaktır. Rey-i vâhid, tek görüş, tek düşüncedir; başka fikir, görüşleri susturmak, yok etmektir. Sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir: Yani, kontrol, şeffaflık, sorgulama olmadığından kapalı kapılar arkasında iltimas, işi ehline vermemek, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvetler döner. İşi, nemayı hak edene değil, yakınlarına, partidaşlarına vermektir. Zulmün temelidir. İstidat ve kabiliyetleri öldürerek insanlığı mahveder. Farklı, alternatif fikirleri susturur, bu da kabiliyetleri öldürür. İnsanlığı sefil ederek, sürü ve güdülen bir konuma sürükleyerek, aşağıların en aşağısına yuvarlar. Kin, garez ve düşmanlıkları uyandırır. Böylece anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf, kutuplaşma ve bölünmeleri getirir. İslâma aykırı olan baskı, zorbalık; fikir, düşünce ve ilim hürriyetini engelledi, teknik, teknolojik gelişmelere mani oldu ve maddi-manevi, ekonomik bakımdan da sefalet ve zillete attı, fakr u zarurete düşürdü. Baskıcı, müstebit, zorba icraatlar, despot yönetim biçimi, İslama mal edilerek onu zehirler. “Din bu ise, dindarlık bu ise!..” diye ekseriyeti dinin aleyhine çevirir! Hattâ herşeye bulaşarak zehrini atan, Müslümanlar arasında ihtilafları körükleyen, İslam alemini karmakarışık eden Mûtezile, Cebriye, Mürcie gibi dalâlet fırkalarını tevlid eden, istibdattır.

Şu halde dindarlar, özellikle Nur Talebeleri müstebit, baskıcı, despotları destekleyemez! Niçin? Çünkü, görüldüğü gibi en büyük müceddid ve müçtehid ve siyaset stratejisti olan Bediüzzaman, her türlü istibdada karşıdır.

Okunma Sayısı: 1254
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı