"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı varsa...

Ali FERŞADOĞLU
14 Şubat 2022, Pazartesi
Gerçekten yaşanmış hayattan alınmış bu söz, en küçük bir iyilik ve yardımın bile 40 yıl sonra hatırlanıp hayat kurtardığının hikâyesi uzun, başka zamana tehir edelim…

Kimi zaman da şu sözleri duyarız: “Filancaya minnettarım, hayatımı kurtardı!” İnşaallah bu yazıyı görmez! 1977’lerde bir dostumuzun ısrarıyla denize gitmiştik. Meğer yüzme bilmiyormuş; derine sürüklenip boğulma tehlikesi geçirirken biiznillah kurtardık! Her karşılaşmada, “Hatırlıyor musun, hayatımı kurtardın, sana minnettarım!” der yüzümün kızarmasına ve “Estağfirullah biz sadece vesile olduk!” dememize aldırmadan…  

Şimdi sayısız dahili-harici acı-tatlı kahvelere dönelim: İnsan olarak yaratılmamızın hatırına her beş vakit hatırlayıp ifade etmemiz gerekmez mi? Dakikada 16 sefer derin nefes alırız. Bir dakika nefessiz kalsak ölürüz! Her dakika bir hayat bahşeden Hayy-ı Kayyumun hatırı ne kadar?

Hayatımızı kurtarana ömürboyu minnettar kalırız! Ya hayatı veren Rahman-ı Rahime ne kadar minnettarız?  

Sevginin, sevgi sebeplerinin, sevgililerin hatırı? Ya diğer yüzlerce müsbet ve menfi duygunun? Meselâ, korku olmasaydı hayatımızı bir saat sürdüremezdik! Annelerde tecelli eden Rahim (şefkat) ismin olmasaydı hayatta olmazdık! Peki, insanî, hayvanî, nebatî annelere yansıyan Rahim isminin hatırı kaç yıl secdeyi gerektirir?  

En küçük bir ikramda bulunana teşekkür etmek, insanî, vicdanî borç biliriz! Ya bizi insan yaratıp, kendine muhatap ve kul kabul edene? 

Acı kahvenin kırk yıllık hatırı var, yüz binlerce rahmet eseri sebze, meyvelerin, kuru ağaçlardan akan tatlı çikolataların, şekerlemelerin, baklavaların, şerbetlerin hatırlarının minnettarlığı? 

Evet, “İnsanın vazife-i fıtriyesi taallümle tekemmüldür (fıtrî, tabiî, yaratılışının vazifesi ilimle mükemmelleşmek), duâ ile ubûdiyettir. Yani, ‘Kimin merhametiyle böyle hakîmâne idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikàne terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lûtuflarıyla böyle nâzeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum?” bilmektir. Ve binden ancak birisine eli yetişemediği hâcâtına (ihtiyaçlarına) dâir, Kàdiü’l-Hâcâta (Bütün ihtiyaçları yerine getiren Hâkim. Allah’a) lisân-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır; ve istemek ve duâ etmektir... Demek, insan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir.” (Bediüzzaman, Sözler, s. 285.) 

Okunma Sayısı: 1837
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    14.2.2022 19:29:03

    Gerçekten de önemli bir çelişkimizi dile getirmişsiniz. Bir kahveye, olaya gösterdiğimiz hassasiyeti her an hadsiz mucizelere şahit olduğumuz halde Rabbimize göstermekte tembellik etmemizin makul bir izahı yok. Bu tür yazılar bu tezatlarımızın farkına vararak uyanmayı hızlandırıyor. Bu minvaldeki çalışmalarınızın devamını istirham ediyoruz.

  • Ahmet Necdet Hocaoğlu

    14.2.2022 12:15:18

    Kıymetlı abim Allah senden razı olsun .Güzel bir çalışma olmuş. Kalemine ve yüreğine sağlık. Bizi tefekküre dalddırdınız.

  • Kenan

    14.2.2022 05:28:33

    Izzet ve azamet 'esbâbi' iktiza eder.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı