"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hac, bir diriliş vesilesidir - Hac notları-1

İhvan Yıldız
23 Mayıs 2025, Cuma
Kâinatın yaratılışı tekâmül kanununa tabidir.

Dolayısıyla insan da dünyaya tekemmül etmek için gönderilmiştir. Sair varlıklardan farklı ve müstesna olarak yaratılan insanın tekâmülü ilim ve dua vasıtasıyla mümkündür. Tekemmülün hûdudu ve nihayeti olmadığı için “iki günü müsavî olan zarardadır” denmiştir. İnsandaki hasse ve duygularının azamiyet derecede tekâmül ettiği yani inbisat ederek inkişaf ettiği yer ‘hac’dır.

Cenab-ı Hak, Kur’ân’da bu hakikati şöyle ifade etmektedir: “Allah, Beyt-i Haram olan Kâbe’yi ve o haram olan ayı ve hediye kurbanlığı ve gerdanlıkları insanlar için maddî ve manevî yönden bir kıyam, bir diriliş vesilesi kıldı…”1 

Hacdaki cüz’î tekâmül Risale-i Nur’da şöyle izah edilmektedir: “Hacc-ı şerif, bil’asale [bizzat] herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubûdiyettir… Bir hacı, ne kadar âmi de olsa, kat’-ı meratip etmiş bir velî gibi, umum aktâr-ı arzın Rabb-i Azîmi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir, bir ubûdiyet-i külliye ile müşerreftir.”2

Âlem-i İslâm’daki küll’î tekâmülün adem-i inkişafı; “Haccın ve ondaki hikmetin ihmalinin cezası” olarak izah edilir: “Haccın ve ondaki hikmetin ihmali, musibeti değil, gazap ve kahrı celb etti. Cezası da keffâretü’z-zünub değil, kessâretü’z-zünub oldu.”3 Alem-i İslâm’da yaşanan hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve güçlünün üstünlüğü bunu teyit ediyor.

“Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı, şûradır. Yani nasıl ferdler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o şûrayı yapmaları lâzımdır ki, üçyüz belki dörtyüz milyon İslâm’ın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdadların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer’iye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer’iyedir ki, o hürriyet-i şer’iye, âdâb-ı şer’iye ile süslenip, garb medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır.”4 

Hem mezkûr gazap ve kahrın kalkması: “Haccın bahusus taarrüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i âliye-i İslâmiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin”5 tahakkuk ettirilmesiyle mümkün gözüküyor. Yani birbirleriyle tanışarak fikir birliği oluşturmak ve yardımlaşarak âlem-i İslâm’ın problemlerine Kur’ân’î çareler aramak. Hem bir sonraki Hac kongresinde (şuralarda) alınan karaların takibi yapılarak, tahakkukunu sağlamakla içtimaî ve sosyal hayatta azîm semereler kazanmaya çalışmak. 

Böyle bir himmet ve gayretin numune-i imtisali olarak Hz. Ömer’in  (ra) zamanı gösterilebilir. Zira “Hz. Ömer, kul hakkına riayet hususunda çok hassas davranmıştır… Görev yerlerine gitmeden önce valilerin bütün servetlerini kaydettirir, servetlerinde aşırı miktarda artış olanların durumlarını araştırır, gerekirse servetlerinin bir kısmına el koyardı. Valilerinin ve diğer görevlilerinin teftişine çok önem veren Hz. Ömer, hakkında şikâyette bulunanlar için soruşturma açmış… Her yıl hac mevsiminde valileri Medine’ye çağırır, halktan bazı kimseleri de yanlarında getirmelerini ister, onlardan vilâyetlerinin durumuna, halkın şikâyetine, fiyatlara, zayıf ve güçsüzlerin valilerin yanına girip giremediklerine, valilerin hastaları ziyaret edip etmediğine dair sorular sorardı.”6 

El-Hâsıl küllî tekâmülün inkişafı için âlem-i İslâm; Kur’ân’a sarılmalı, maddî ve manevî bütün varlığıyla İslâmiyet’e müteveccih olmalıdır. Mezkûr gazap ve kahrın kalkması için “Din-i İslâmın kudsî ve semavî kongresine”7 devlet başkanları, ilgili bakanlar, milletvekilleri, komutanlar, devlet ricâlleri, hacca görevli olarak giden din görevlileri ve sağlık personelleri gibi zatlar haccın ve ondaki hikmetin gereğini tahakkuk ettirerek ayette geçen kıyamı ve dirilişi yani uhuvveti ve birlikte hareket etmeyi dünyaya göstermelidirler. Bunun zamanı geldi ve geçiyor bile.

Dipnotlar:

1-Maide Suresi: 97.  

2-Sözler, 16. Söz, 4. Şua. 

3-Sünuhat, Rüyanın Zeyli.  

4-Hutbe-i Şamiye, 6. Kelime.

5-Sünuhat, Rüyanın Zeyli.

6-https://islamansiklopedisi.org.tr/omer.

7-Emirdağ L.-II, 75. Mektup, s. 652-53.  

Okunma Sayısı: 397
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı