"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hadislerde söz ve şiirin büyüsü

Ali FERŞADOĞLU
06 Ağustos 2020, Perşembe
İnsanın en önemli özelliklerinden birisi de “kelâm” sıfatıdır. “Söz”ün olumlu-olumsuz sihirli/büyüleyici etkisi Kur’ân’dan sonra en beliğ söz olan hadislerde de belirtilir:

“Bir bedevî geldi. Dikkat çekici bir üslûpla konuşmaya başladı. Efendimiz (asm): Şurası muhakkak ki beyanda sihir vardır, şiirde de hikmetler vardır’ buyurdu.” 1 

Ve bir başka zaman şâir Hassan İbnu Sâbit (ra) için, “Allah (cc) Hassan’ı, Resulullah’ı (asm) müdafaa ettiği veya onun adına mufâhara yaptığı müddetçe Ru- hü’l-Kudüs’le takviye etmektedir’ dedi.” 2 

“Resulullah (asm) bir ara bana, “Hafızanda Ümeyye İbnu Ebi’s-Salt’ın şiirinden bir şeyler var mı?” diye sordu. “Evet!” deyince, “Söyle!” dedi. Bir beyt okudum. “Devam et!” dedi. Bir beyt daha okudum. “Söyle!” emretti. Böylece kendisine yüz beyit okudum.” 3 

“Resülullah (asm)-kafilenin yürüyüş temposunu ezgileriyle-canlı tutan bir kölesi vardı, adı Enceşe idi. Bu zat güzel sesli birisiydi. 

Resülullah (asm) ona: “Ey Enceşe ağır ol! Şişeleri kırma, şişeleri sevk ederken ağır ol’ dedi. Şişe ile zayıf kadınları kastediyordu.” 4 

“Resulullah (asm) Kureyza gü- nü, şâiri Hassân İbnu Sâbit’e: “Müşrikleri hicvet, zîra Cebrâil seninle beraberdir!” dedi.” 5 Hassân onları, müşrikleri hicvetti, hem şifa verdi, hem de şifa buldu.” 6 

“Hem meşhur şair Nâbiğa’nın kıssa-i meşhuresidir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında bir şiirini okumuş: 

‘Şerefimiz göğe çıktı; biz daha üstüne çıkmak istiyoruz.’ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, mülâtafe (lâtifeleşmek) suretinde ferman etti: “Nereye ey Leyla’nın babası?’ dedi, ‘Cennete ya Resulellah (asm)!’ Lâtife olarak dedi: ‘Gökten öbür tarafa nereyi istiyorsun ki, şiirinde orayı niyet ediyorsun?” 

Nâbiğa dedi: “Göklerin fevkinde Cennete gitmek istiyoruz.”  

Sonra bir mânidar şiirini daha okudu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm duâ etti:   

“Senin ağzın bozulmasın.”  

İşte, o duâ-yı Nebevînin bereketiyle, o Nâbiğa, yüz yirmi yaşında bir dişi noksan olmadı. Hattâ bazı bir dişi düştüğü vakit, yerine bir daha geliyordu. 7 

Dipnotlar:

1- Ebu Dâvud, Edeb 95, (5011). 2- Buhârî, Edeb 91. 3- Müslim, Şiir 1, (2255). 4- Buhârî, Edeb 90. 5- Buhârî, Edeb 91. 6- Müslim, Fezâilu’s-Sahâbe 157. 7- Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 145-146.

Okunma Sayısı: 3601
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar