“Affetmek büyüklüğün şanındandır” denmiştir. Rahman ve Rahim olan Allah’ın bir ismi, Afüv, bir ismi Gaffar, bir ismi Settar, bir ismi Tevvab’tır. “O affedicidir, affetmeyi ve affedenleri sever.”
Affetmek aynı zamanda bir emr-i İlâhîdir. Mealini vereceğimiz şu iki âyette de buna işaret edilir: “Rasulüm! Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” (A’raf Sûresi 199) “Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” (Teğabün Sûresi, 64:14)
Hz. Peygamber de (asm), “Allah, muhakkak surette kötülüğü affeden kişiyi aziz kılar” (Müsned, II, 235, 238) buyurmuştur. Aziz Arapça’da hem “şerefli, üstün”, hem de “güçlü” anlamındadır.
Din kardeşliğinin vazifelerinden birisi de hiç şüphesiz kardeşini affetmektir:
“Siz, birbirinize en fedakâr, nesebî kardeşten daha ziyade kardeşsiniz. Kardeş ise, kardeşinin kusurunu örter, unutur ve affeder.” (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 304)
“Sizdeki ihlâs ve sadâkat ve metânet, şimdiki ağır sıkıntılarda birbirinizin kusuruna bakmamaya ve setretmeye kâfi bir sebeptir ve Risâle-i Nur zinciriyle kuvvetli uhuvvet öyle bir hasenedir ki, bin seyyieyi affettirir. Haşirde adâlet-i İlâhiye hasenelerin seyyielere râcih gelmesiyle affettiğine binâen, siz de hasenelerin rüçhânına göre muhabbet ve af muâmelesini yapmak lâzımdır. Yoksa bir seyyie ile hiddet etmek, sıkıntıdan gelen bir titizlik, bir asâbîlik ile zararlı bir hiddet, iki cihetle zulüm olur. İnşaallah, birbirinize sürurda ve tesellîde yardım edip, sıkıntıyı hiçe indirirsiniz.” (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 277)
Ancak, bir mü’min kendisine yapılan bir haksızlığı, zulmü affedebilir, helâl edebilir; başkalarına yapılanları effedemez. Zira, onların haklarını aramakla mükelleftir.
“Hem âlicenâbâne affetmek ise, yalnız kendine karşı cinayetini affedebilir. Kendi hakkından vazgeçse hakkı var; yoksa başkalarının hukukunu çiğneyen cânilere afüvkârâne bakmaya hakkı yoktur, zulme şerik olur.” (Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 167)