"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hz. Süleyman ile meşrutiyet mührü kimde ise…

Ali FERŞADOĞLU
01 Mart 2024, Cuma
Bir kardeşimiz, “Şeriat, ‘Eğer temessül etse, istibdat bir dîv (dev) ve meşru Meşrutiyet bir manevî Süleyman, Şeriat hatem-i Süleyman suretine girerdi. Bu hâsiyet-i tesahhüre mâlik olan, hatem-i Şeriat idi. Taht-ı medeniyette oturan ve efkâr-ı umumiye denilen Süleyman-ı Meşrutiyetin engüştüne lâyık iken ifrit-i istibdat gasp etmişti.”1 cümlesinin açılımını sordu.

İstibdat bir dev, meşrutiyet/demokrasi Süleyman’dır. Şeriat da Süleyman’ın mührüdür. Asıl hükmetmesi gereken Süleyman iken, ifrit Süleyman’ın yüzüğünü parmağına takıp tahtına oturmuş! Hadise malûm: Hz. Süleyman (as) devletini Allah’ın emri, yani, adaletle idare ediyordu. Hz. Süleyman’ın (as) yönetimi altında bulunan cinlerden birisi onun sıfatına girer ve hanımından Hz. Süleyman’ın (as) yüzüğü alır. Tahtına oturup hükmetmeye başlar. Ne var ki, yanlış kararlar vererek zulmetmesiyle hakiki Süleyman olmadığı anlaşılır ve tahttan kovulur. Kaçarken de yüzüğü denize atar. Yüzük olmayınca Hz. Süleyman da (as) tahtından olur ve balık tutmaya gider. Tuttuğu bir balığın karnında yüzüğü bulur tekrar tahtına oturur; adaletle hükmetmeye başlar. Bediüzzaman teşbih ile bu hadiseye gönderme yaparak adil yönetimin ancak gerçek meşrutiyet/demokrasi ile mümkün olacağını belirtir. Meşrutiyet isimi altında adaletle hükmedilmezse, haksızlık, zulüm olur; o taht ve o iktidarda ifrit oturup idare ediyor demektir.

İktidarın, seçimle gelmesi ve çoğunluğun desteğini alması onu meşrulaştırmaz. Zira, “seçim ve çoğunluk” demokrasinin şartlardan yalnızca birisidir. Binanın inşası için yalnızca tuğla, çimento veya çakıl yetmez; tümü lazım. Meşrutiyet/demokrasi, “Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. “Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir... O vücud-u nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir.”2 Gerçek demokraside hükümranlık şahıs ve zümre değil, millettir. İnsana benzetilen demokrasinin hayatı hakka, haklılıktır. Kalbi, marifet, ilim, bilgi, sanattır. Dili, sevgidir; yoksa kin, nefret, ötekileştirme, kutuplaştırma değil. Aklı kanundur, yani, keyfilik değil.

Meşrutiyet dinin prensiplerine, Şeriata uygun, hukukun üstünlüğünü esas alan, adalet ve meşverete dayanan demokrasi demektir. İslam ülkelerindeki “meşrutiyet, demokrasi ve iktidarlar” özde değil, sözde, kâğıt üstünde bir demokratçılık oyunundan ibarettir. Bu oyunu bozmak elimizde.

Dipnotlar: 

1-Divan-ı Harb-i Örfi, s. 22; s. 121.; 

2-Age, yeni tanzim, s. 148.

Okunma Sayısı: 1556
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • halil

    1.3.2024 13:28:55

    Hem de Meşrûtiyet, Şeriatın abd-i memlûküdür; ondan gasp olunmaz. Dikkat isterim ki Şeriat ile hiç münasebeti olmayan o müthiş istibdad-ı zalimâne, sırf milleti aldatmakla bir münasebet-i mevhumeye istinadla ol kadar dâhil ve hariç muhacemata karşı bu kadar zaman kendini muhafaza ettiğinden şimdi asıl Şeriatla münasebet-i hakikîsi olan Meşrûtiyetin bekası bu kuvvet-i âliyeye istinad etmek zarurîdir. Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 51

  • halil

    1.3.2024 13:04:34

    Meşrutiyetin/demokrasinin ve dolayısıyla Hz. Süleyman A.S.'ın başarısının sırrı, meşru (şeriata uygun) çerçevede adaletle hükmetmesindedir. Yüzük, şeriatın ve dolayısıyla adaletin sembolüdür. İfrit (istibdat), o mübareği (şeriatı-dindarlığı-adaleti), hakkı olmadığı halde, kendi icraatına alem (sembol) olarak kullanıyor. Yani tamamen din istismarı yaparak, bu mübarek mefhumları siyasetine alet ediyor. Ancak az kaldı, bu foyası döküldü, dökülecek, halk gerçeği görecek ve gerçek demokrasi olan, yani şeriatın idare tarzı demokrasi gelecek!!!

  • A. AYDIN

    1.3.2024 00:11:53

    Tebrik ve teşekkürler. Bu yazı, o zor bir cümleyi ve teşbihi ne güzel ve ne kolay izah etmiş. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı