Halbuki, ruh ve bedenimiz herhangi bir nakil vasıtası olmaksızın melekût âleminden/ gaybdan veya sakinleri olan ruhanîlerden olumlu veya olumsuz bilgiler, haberler bize akıp durur. Çünkü kalp, sırr, dimağ, hayal, akıl, ruh/duygu gibi manevî cephemiz, bu âlemlerle bağlantı kuracak bir merkez, bir santral gibi yaratılmıştır.

Ruh/duygularımız ve nefsimiz gayb/metafizik âlemin olumlu ve olumsuz cephelerinden süzülerek yaratıldığından bu haber ve bilgilere mazharız. Olumlu, müsbet, yani meleklerden gelen türüne “ilham,” şeytanlardan gelen “Gönle doğma, kalbe gelme” anlamında olan ilham, belli bilgi vasıtalarına başvurmadan Allah tarafından insanın kalbine veya zihnine indirilen, feyiz yoluyla gelen manadır. Psikolojide buna “hads,” yani “anî kavrayış” ve “sezgi” denir. 

İnsanlığa inen son İlâhî mesajda, “sonra da ruha, nefse hem kötülüğü hem de ondan sakınmayı ilham eden” 2 şeklinde kelime olarak da açıkça geçen ilham, bazen doğrudan doğruya kalbe gönderilir; bazen rüyada haber verilir, bazen de ruhaniyatları yüksek kişiler melekler vasıtasıyla mazhar olunur. Elbette bunu “vahiy”le karıştırmamak gerekir. Hafaza melekleri bizi koruduğu gibi, iyilik yaptığımızda vazifelendirilen birçok melek bize güzel ilhamlarda bulunur.  

Canlı cansız, şuurlu şuursuz bütün varlıklara kendi çaplarına göre ilham edilir. Ancak insanlara hür iradeleri çerçevesinde ruhlarını tekâmül ettirip yü­ce/ulvî duygularını geliştirip, nefsî behîmi, menfi hislerini törpüleyip, kendilerini meşrû çizgiye kanalize etmeleri derecesinde ilhama liyakat kazanırlar. Yani tabiat kanunları çerçevesinde şiddetli talep, arzu ve duâ ile isteyen herkese ilham edilir. Tıpkı sebepler çerçevesinde tarlayı eken çiftçiye Rezzakı Kerîm olan Allah’ın mahsul vermesi gibi, ruh bahçesini, mana âleminin tarlasını güzel hasletlerle süsleyen safi ve duru kalplere ilham etmesi, aynı kanun ve rahmetin şanındandır.  

İlhamlar yağmur gibi yağar. Yeter ki, ruhumuzu beton gibi katılaştırıp akıp gitmelerine fırsat vermeyelim…

Dipnotlar: 

1- Nahl Sûresi, 68. 

2- Şems Sûresi, 8.