Kâinat kitabının ezelî yorumu, tercümesi ve okuyucusu olan Kur’ân, insanı kendisine çekmez. “Düşünmüyor musunuz” 1, “Ey akıl sahipleri, bakmıyor musunuz, anlamıyor musunuz, okuyunuz, inceleyiniz, araştırınız” diye teşvik ile ona yönlendiririr!
“Bunu pek çok tekrar ile aklı şahid tutuyor. Mü’minleri tahkike sevk ediyor. Onunla, ilim ehli ve akıl sahiplerine, din namına makam veriyor, ehemmiyet veriyor. Katolik mezhebi gibi aklı azletmiyor, körü körüne taklit istemiyor. 2
Meselâ, namaz, oruç, zekât, hac gibi temel ibâdetlerde bile az âyet bulunurken, “okumak, tefekkür ve ilme” dâir 750’yi aşkındır. Nobel Ödül sahibi ilk Müslüman Prof. Dr. Abdüsselam, “Kur’ân’ın yaklaşık sekizde birinin, inananları tabiatı incelemeye nihâî gerçeği arayışlarında akıllarını en iyi şekilde kullanmaya, bilgi elde etmeye ve ilmî düşünceyi toplum hayatının bir parçası kılmaya teşvik ettiğine” 3 dikkat çeker.
Rabbimiz, Kendini tanıtmak, insanlığı eğitip terbiye etmek, ferd, âile ve sosyal hayatı tanzim ve iki dünya saadetini kazandırmak için gönderdiği son peygamber Rasul-i Ekrem’e (asm) indirdiği ilk âyette, “Bana ibâdet ile tesbih et!” şeklinde vahy etmeyip, “İkra!” 4 (Oku!) emrini vermesi ince ve derin bir nükteye işâret etmiyor mu? Üçüncü âyet aynı emri tekrar ile 4. Âyette “yazmanın” 5. Âyette yine “bilme, öğrenme-öğretme” üzerine tahşidât yapılır. 5
Gufran ölçüsünde “okumak” mânâsında masdar bir kelime olan Kur’ân 6 meseleyi burada bırakmaz: Akıl, tahkik, araştırma, inceleme, kitabet, yazmak, mektup, yazı malzemeleri üzerine yüzlerce kelime de insanlığa ufuk açar. 7
“İkra!” âyetinde göze çarpan bir diğer incelik de Arapça gramer kaidesine göre, “mef’ul”, (iş, yapılan şey) belirsiz olunca, “umûmiyet” ifâde etmesidir. Yâni, “Oku!” sözünün ardından neyin okunacağının belirtilmemiş olması, maddî-mânevî, yazılı-yazısız her şeyin okunabileceği anlamına gelir.
“Oku!” ile başlayan Alâk Sûresi’nin hemen ardından, Kalem Sûresi nazil olmuş ve yazının en önemli malzemesi “kalem” övülmüştür. 8 Âlim üstün tutulmuş, ilim teşvik edilmiş; ona geniş bir tefekkür sahası açılmıştır.
Dipnotlar:
1- En’am Sûresi, 50.
2- Bediüzzaman, Mektûbât, s. 422.
3- İdealler ve Gerçekler, Yeni Asya Yay. İst. 1987, s. 13.
4- Alak Sûresi, 1.
5- Ags, 3-5.
6- Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, c. 1, s. 13.
7- Prof. Dr. İbrahim Canan, Okuma Yazma Seferberliği, s. 34-43.
8- Kalem Sûresi, 1.