15 Şubat 2014, Cumartesi
Ledün ilminin mevzuû, sahası; mânâ âlemi, âlem-i misâl, gayb âlemi, maddenin ötesi, metafizik âlem; eşyanın, sebeplerin, görünen âlemin içi-ötesi, bâtını, hakikatı ve sırlarıdır.
Dünyadaki hayat tarzımız ne olmalı; nasıl huzûrlu ve mutlu oluruz; tabiat kuvvetlerinden nasıl faydalanırız; rûhumuz ve rûhlar âlemi; melek ve cin, yâni rûhânilerle nasıl irtibat kurabiliriz; ölüm ve ötesi hayat nasıldır, hangi kanunlar geçerlidir gibi hususlar da bu çerçevede ele alınır.
Ledün ilmi ve sahasına giren meselelerin sırrını/gizemini kavrayabilmek için şu hususlarla lirlikte mütalâa etmek gerekir:
*Allah, Mukaddir isminin gereği her şeyi taktir etmiş, bir ölçü getirmiş, her şeye bir prensip, bir kanun koymuş, bir sınır getirmiştir. Bu kanunlar kâinatın bir ucundan diğer ucuna geçerlidir ve aynıdır. Ehadiyet damgasını taşır.
*Kâinat denen tabiattaki bütün hâdiseler bu kanunlar çerçevesinde, hikmet ve sebepler dâiresinde cereyan eder.
*İnsan küçük bir kâinat, kâinat büyük bir insandır. Kâinatta ne kadar biyo-elektro-manyetik enerji boyutları, element ve unsurlar varsa; insanda da mevcuttur.
*Rûhunu tekâmül ettirip, duygularını kontrol edebilen insan, makro düzeydeki bu enerji boyutları ve âlemlerle irtibata geçebilir, onlardan istifâde edebilir.
*İnsan bu yönüyle de keşfedilmeyi bekleyen gayblar âlemidir. Kendisini bilen, öğrenmeye çalışan, bu sistem hakkında bilgi sahibi olur.
*Allah’ın koyduğu kanunlar araştırıldığı, incelendiği, öğrenildiği ve onlara uyulduğu nisbette tekâmül edilir, mutluluk ve huzûr yakalanır.
*Kâinat tek bir vücuttur, bir canlıdır. Tıpkı insan gibi. Hayatı var, ruhu var, hisseder, tepki verir.
*Tabiat kanunlarının iç boyutu, batını, hâdiselerin metafizik bağlantıları gaybtır.
*Ledün ilmi, bu âlemlerin sırlarına, inceliklerine, derinliklerine ait mânevî, özel bir bilgidir ve vehbîdir. Doğuştan, çalışmakla kazanılmayıp Allah’ın (cc) lütfuyla dilediğine hibe etmesidir. Gayet tabiî ki, vehbî ilmine istihkak kesbedecek ve kaldıracak rûhî bir tekâmül/olgunluk gereklidir.
*İlmî ledün, ehass-ı havassın/seçkinlerin, en yüksek mertebeye çıkmış mâneviyat ehlinin, “hakkal-yakîn” mertebesine çıkanlardan dilediğine hibe edilen ilimdir.
Evet, ezoterik, bâtını, yalnız belli bir makama gelen müntesiplerce anlaşılan bu esrarlı ilme vakıf olmanın belli bir formülü yoktur. Rûhunu tekâmül ile duygularını kontrol edebilen; mânâ âlemleri ve ilimlerinde ilerleyen, büyük zatlara bir kısım cilveleri ilham edilir.
Bâtın ilmine vakıf olan, daha doğrusu ledün ilmini anlayacak kabiliyete, alacak seviyeye ulaşan, yâni rûhunu tekâmül teknesinde yoğuranlar için, “Kur’ân baştan başa gaybî haberlerle doludur. (Ledün ilmî) nevindendir”. 1
Dipnot: 1- Sözler, s. 369.
Okunma Sayısı: 12371
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.