İlgili herkes biliyor ve görüyor ki, Yeni Asya ticarî bir müessese değil, bir hizmet müessesesi. Zira, onun hizmet stratejisini, hedefini, programını Bediüzzaman çizmiş:
“Biz bir cemaatiz. Hedefimiz ve programımız, evvelâ kendimizi, sonra milletimizi idam-ı ebedîden ve daimî, berzahî haps-i münferitten kurtarmak ve vatandaşlarımızı anarşilikten ve serserilikten muhafaza etmek ve iki hayatımızı imhâya vesile olan zındıkaya karşı Risale-i Nur’un çelik gibi hakikatleriyle kendimizi muhafazadır.
Yeni Asya’nın gayesi, misyonu, sebeb-i vücudu, bütün sorularımıza cevap verip, müşküllerimizi halleden Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin tefsiri;
Ve zamandaki iman, ibadet, ahlâk, ukubat, içtimaî, siyasî ölçü, prensip, strateji ve hizmet metotlarını izah ve ispat eden Bediüzzaman Said Nursî’nin ilmî ve manevî şahsiyetini, fikirlerini bütün yönleriyle anlamak, yaşamak, neşretmektir. Muarızlarının da gözlemi budur:
“Yeni Asya hiç bıkmadan usanmadan her gün Said Nursî ve Risale-i Nur pompalıyor.” (Kemalist M. Arif Demirer/Anayurt gazetesi/21.10.13)
28 Şubatçı BÇG tarafından hazırlanan raporlarda Yeni Asya Grubu’nun; Bediüzzaman Said Nursî’nin ölümünden sonra eserlerini çoğaltarak geniş kitlelere ulaşmasını sağlaması da tehlike olarak gösterilmiş.
BÇG raporlarında geçen ifadeler şöyle: “Nurcu Yeni Asya Grubu’nun; Said-i Nursî’nin ölümünden sonra eserlerini çoğaltarak geniş kitlelere ulaşmasını sağladığı, Yeni Asya Gazetesi’nin 1970’li yıllarda yayına başladığı, 12 Eylül’de bu gazetenin kapatılmasının ardından Yeni Nesil Gazetesi’nin çıkarılmaya başlandığı, siyasî tartışmalar sonucu Mehmet Kutlular liderliğindeki bir grubun ayrılarak tekrar Yeni Asya Gazetesi’ni çıkarmaya başladığı, Köprü, Cankardeş, Bizim Aile isimli dergileri de çıkardıkları, cemaatin Said-i Nursî’nin bütün eserlerinin İnternet ortamına taşındığı ayrıca bütün dergiler ve gazetenin İnternet’ten Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandığı, Vakıf bünyesinde kurulan Risale-i Nur Enstitüsü’nün Nursî hakkında yapılacak araştırmaları özendirmek amacıyla ödüllü yarışmalar düzenlediği…” (17.12.2012)
Şu halde, Nur hareketinin grupları, dindarlar, milliyetperver ehl-i hamiyet, onların saldırdığı Yeni Asya’ya saldırmaz, bilâkis tebrik eder, destekçi ve teşvikçi olur.