"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eylül ya da veda [Eylül ürperişleri]

Ali HAKKOYMAZ
17 Eylül 2022, Cumartesi
Yok, yok!

Yaşadığımı zannetme; nefes alıyorum diye; unutuyorum yaşamayı sık sık; bulutları, gökyüzünü göster! Perdeyi çek, pencereyi aç: “Eylülü görüyor musun?” de! Boş bırakma beni; ara sıra “havadan sudan” bahset! Yaşadığımı hatırlat; lütfen!

*

Eylül...

Yakama yapışık gibi...

Sokuluyor incecik yanlarıma;

Bana âşık gibi!

*

Ben eylülü tanırım;

Bir gurbet akşamına benzer!

Odalara düşen veda kokusu...

*

Eylül hem ölüme benziyor,

Hem ayrılığa...

Hem de seviyoruz geldi mi!

*

Artık eylül...

Bir gül hatırını bekleme zamanı...

Sonbahar derken kış...

Gündüzler kısalır; 

Geceler uzarmış.

Artık eylül...

Ölüm gibi bir şey...

Kışa yakın; 

Bahardan çok uzak...

Ve en yaşlı mevsim; 

Muhakkak...

*

Anlamıyor musun; geçiyor zaman!

Değişiyorsun aynalarda durmadan!

Bir feryat gibi ağaran saçların;

Anlamıyor musun; adın yolcu!

*

Ha batan gün...

Ha biten ömür...

Vedalar çok telâşlı, anne!

*

Eylül bir hatıra gibi geldi!

Çok tanıdık bir yüz...

Ölüm kokulu ay...

*

Eylül...

İkindi renkli ay...

Veda bakışlı...

Eylül...

Altın nakışlı...

Ayların en çocuğu...

*

Evet...

Böyleydi İstanbul sonbaharları...

Ürperirdim usuldan.

Bir aşk gibi sokulurdu şehir.

O da üşürdü.

Camlarda yağmur, ağlar[da] balıklar...

İstanbul mu aşka;

Aşk mı İstanbul’a benzerdi;

Ayıramazdım.

*

Mevsimleri unuttuk; günlerin gürültüsünde.

Sonbahar, bana bak, diyor.

Meyveler bir hüzün gibi gülüyor.

Kim giriyor tefekkürün kanına!

Uzun emeller kör ediyor ölümü;

Ölüm herkesin adresini [ezbere] biliyor!

*

Ve ezanlar... gün ortasındayız.

Koşup koşup aynı yerlerde miyiz!

Aynalar öyle söylemiyor;

Sararan, eksilen takvimler şahit...

*

Eylüle “eylül” desem...

Eylül sığmaz eylüle!

Bir adı, ikindi mesela...

Bir adı, ayrılık...

Eylül...

Bütün vedalarda...

Biraz daha tanıdık...

*

Yine “eski” bir sonbahar…

Üşengen, sıcak, sokulgan...

Kuytu köşelerde yazdan kalma hazlar...

Çocukluğumun pekmez kokusu, ah!

Üzüm buğulu aşklar gibi…

Işıl ışıl nar bakışlı çocuklar...

Bahçeler bir hüzün sağnağı...

Unuttuğum bir şey kaldı eylülde...

Balık  kokulu, limonî, okul yolu eylül...

Yine tam bana göre bu sonbahar…

Beni seven, bilen, gören var.

*

Yaşamak...

Farkında olmak yaprakların ürperişinin...

Yaşamak...

Adını koymak acılarının, sevinçlerinin...

Okunma Sayısı: 1369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı